Yanımda ne götüreceğimi düşünüyordum ama Batı Krallığı'ndan satın alınabilecek şeyleri hariç tuttum. Bunun yerine satın alınması zor ve manevi değeri olan eşyaları seçtim. Diğer eşyalarımı daha sonra taşımanın yolları vardı, bu yüzden yalnızca minimum sayıda eşyayı paketledim.
Bitirdiğimde Dük Elgy hakkında bilgi vermek için ailemin yanına uğradım ve arka girişe gittim. Kapının camından baktım.
'Dük Elgy henüz çıkmadı mı?'
Görünmüyordu ama siyah arabası oradaydı. Zaten ön koltukta sanki gitmeye hazırmış gibi oturan bir sürücü vardı. Dük beni o arabayla mı götürecekti?
Kısa bir süre sonra Dük Elgy ve Heinley ortaya çıktı. Heinley elinde pek bir şey taşımıyordu.
"Kraliçem!"
Beni yalnızca birkaç saat önce görmüştü ama sanki yıllardır ayrıymışız gibi gülümsedi ve bana doğru koştu. Dük Elgy ukala bir tavırla sırıttı ama Heinley umursamıyor gibiydi. Ben gülümseyip ona bakarken, Heinley etrafına baktı ve kaşlarını kaldırdı.
"Peki ya kayınpederim ve kayınvalidem?"
Biz ayrılmak üzereyken annemle babamın neden burada olmadığını merak ediyor gibiydi.
"Belki..."
"Onlarla zaten konuştum."
"Ah."
"Gerekli kişiler burada. Annemle babama her ihtimale karşı yürüyüşe çıkmalarını ve her zamanki gibi davranmalarını söyledim."
"Anlıyorum..."
Heinley hayranlıkla başını salladı ama Dük Elgy'nin ifadesi tuhaftı.
"Kime benzediğini merak ediyordum, anne babana benziyorsun."
"İnsanların ebeveynlerini örnek almaları doğal değil mi?"
"Bilmem. Anneme ve babama hiç benzemiyorum."
Omuzlarını silkti ve kapıyı açtı. Muhafızlar, belki de eski imparatoriçe için son bir nezaket gösterisi olarak, malikanenin içine bakmadılar. Bu sayede araba şüphe çekmeden arka girişe park edebildi.
Her ihtimale karşı hızla arabaya bindim. Sonra Dük Elgy geldi ama Heinley binmeden kapıyı kapattı. Bunun nedenini merak ettim ve Dük Elgy, arabanın çatısına çapraz olarak yukarı doğru uzanmadan önce "Affedersiniz" dedi.
"?"
"İmparator yalnızca Heinley'in serbest bırakılmasını emretti."
Parmakları bir şeye bastırdı ve oturduğum araba bankından bir tık sesi duyuldu. Şaşırarak diğer tarafa geçtim ve Dük Elgy gülümsedi ve minderi kaldırdı. Bankın kenarını tutup kaldırdı ve içeride büyük bir boş alan ortaya çıktı. Bank kalın deriyle kaplıydı, bu yüzden üzerine hafifçe vursanız bile boş bir yer olduğunu bilmek zordu.
"Bu..."
Şaşkınlıkla aşağıya baktım ve Dük Elgy eliyle gizli kutuyu işaret etti.
"Üzgünüm ama oraya girmen gerekiyor."
***
Şövalyeler, ayrılmadan önce Dük Elgy'nin arabasının içini incelediler. Genişti ve fazla bagaj yoktu, bu yüzden kontrol edilecek çok az şey vardı. Dük Elgy'nin bastonu ve Kral Heinley'nin de kahverengi deri çantası vardı ama bu bir insanı saklayacak kadar büyük değildi. Onlardan başka tek kişi arabanın şoförüydü.
İmparatorun şövalyeleri geri çekilip geçebileceklerini işaret ettiğinde Dük Elgy gülümsedi ve onlara başını salladı. Kapı kapanınca ifadesi kaşlarını çatmaya dönüştü.
Şövalyeler, eski imparatoriçenin kaçtığını iki gün sonrasına kadar fark etmediler.
Sovieshu da bunun farkında değildi ve bu süre zarfında sekreterlerine onun yeniden evlenmesini iptal etmenin bir yolunu bulmaları için baskı yapmaya devam etti. Eski imparatorların tüm mevcut kayıtlarını incelediler, diğer ülkelerdeki davaları incelediler ve hukuk kitaplarını ilk sayfalarından itibaren okuarak araştırdılar. Ancak kraliyet evlilikleri üzerinde yalnızca Baş Rahibin yetkisi vardı ve ne kadar materyal araştırılırsa araştırılsın başka alternatif ortaya çıkmıyordu.
"Böyle bir durum olması lazım. Tarihte birçok imparatoriçe var, elbet aralarında yeniden evlenen biri mutlaka vardır!"
Sadece birine ihtiyacı vardı. Sovieshu cevapları için adamlarına baskı yapmaya devam etti ama ne kadar yetkin olurlarsa olsunlar geçmişi telafi edemiyorlardı. Tarihi manipüle etmeye çalışsalar bile, onları düzeltecek yüz tarihçi elbet çıkar. Sonunda Sovieshu'nun sekreterleri daha liberal yorumlara güvenmek zorunda kaldı.
"Bunu geri almanın bir yolu yok Majesteleri."
"Başrahip bizzat gelse bile, yeniden evlenme tek taraflı olarak iptal edilemez."
"Yirmi yıl önce bir olay yaşandı. Bu bir yeniden evlilik değildi ama Güney Krallığı'nın kralı Başrahip'i üç gün içinde evliliğini iptal etmesi için aradı."
"Ne oldu?"
"Başrahip evliliği iptal etmeyi reddetti."
Sovieshu'nun ifadesi sadece karardı ve sekreterler başka bir çözüm bulmak için aceleyle kafa kafaya verdiler.
"Ama boşanmanın iptal edilmesinin emsali var Majesteleri."
"Boşanmayı iptal etmek mi?"
Sovieshu birçok soylunun boşanmalarının iptalini talep ettiğini görmüştü. Çoğu zaman soylular cariyeler veya aile politikaları yüzünden kavga eder ve ayrılırlardı, ancak tekrar barıştıklarında boşanmalarının iptal edilmesini isterlerdi.
Sovieshu'nun sekreterleri açıklamaya devam etti.
"Evet, yaygın olarak kullanılmıyor ama bir imparatorun boşanmayı iptal etmesiyle ilgili bir emsal mutlaka olmalı."
"Boşanmayı iptal ederseniz, eski imparatoriçe çifte evlilik yapmış olur ve bu yasal değildir. Böylece ikinci evlilik düşer, majesteleri."
"!"
Bu beklenmedik nimet karşısında Sovieshu'nun gözleri büyüdü.
"Boşanmayı... iptal etmek mi?"
Parmağını gergin bir şekilde tahtaya vurdu ve adamlar başlarını salladılar.
"Evet majesteleri. Böylece yeniden evlenme de iptal edilecek."
Sovieshu bir kahkaha attı. O, boşanmayı şimdi iptal edecekti?
"Başka yolu var mı?"
"Hayır, Majesteleri."
Sovieshu ağır ağır göz kapaklarını kapattı.
Boşanmayı iptal etmek... Boşanmayı iptal etmek...
Madem iptal edecekti neden boşandı ki? Boşanmasının nedeni İmparatoriçe'nin kısır olması ve bir halefe ihtiyaç duymasıydı. Boşanma iptal edilirse ve halefi hala yoksa plan hiçbir işe yaramazdı.
"..."
Bir süre düşündükten sonra Trovi Malikanesi'ne gitmeye karar verdi. Navier'ı görmek istiyordu. Onu görmek kararını vermesine yardımcı olacaktı.
Ancak Sovieshu'nun malikaneye gittiğinde Navier orada değildi.
"Navier nerede?"
Öfkeyle Düşes Trovi'ye bağırdı ama Düşes bilmediğini söyledi. Yumruğunu sıktı ve dişlerini gıcırdattı.
Dük Elgy, İmparatoriçe'yi kaçırmıştı! Onu, Kral Heinley'i alması için gönderdiği zaman kaçırmış olmalı. Sovieshu öfkeyle malikaneden dışarı fırladı ve emirlerini haykırdı.
"İmparatoriçe kaçtı! Onu bulun! Her kapıya adam gönderin ve İmparatoriçe'ye benzeyen her kadını yakalayın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİ
Tarihi Kurgu''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kadar iyi bir meslektaş ve mükemmel bir imparatoriçeydim. Hiç kavga etmemiştik; ta ki o onu getirene kad...
