Melodi ağır adımlarla Melek’e doğru ilerledi. İfadesi, her zamanki gibi alaycı bir memnuniyetle doluydu. “Eve geldim, Melek. Şaşırtıcı mı? Ama senin bu kadar gerilmiş olman, sanırım asıl eğlence burada.”
Tam o anda Melodi’nin bakışları odaya kaydı ve içeride duran adama kilitlendi. Adam, sessizce bir köşede duruyordu ve gözleri ikisinin arasında gidip geliyordu. Melodi’nin yüzüne yavaşça bir ilgi kıvrımı oturdu. Dudakları bir kez daha o tehditkar gülümsemesini takındı.
“Kim bu?” diye sordu Melodi, kaşlarını hafifçe kaldırarak.
Melek, cevap vermek üzere ağzını açtı ama adam onun yerine konuştu. “Sadece bir misafirim,” dedi Melodi’ye küçümseyen bir gülümsemeyle. “Ama görünüşe göre buradaki en sıradan kişi benim.”
Melodi, bu laf üzerine kısa bir kahkaha attı. “Misafir, ha? Bu kadar garip bir günde bir misafir ağırlıyorsun, öyle mi Melek?” Bakışlarını tekrar Melek’e çevirdi. “Sence de biraz fazla şüpheli değil mi?”günün bir garipliği var mı Allah aşkına ya?
Melek’in sabrı tükeniyordu. “Eğer beni sorgulamak için buradaysan, yanlış zamandasın, Melodi,” dedi sert bir sesle. “Yorgunum.”
Ama Melodi aldırmadı. Bakışları hâlâ zarfta, yüzünde o tehditkar gülümseme. “Bir şey dönüyor,” diye mırıldandı. Sonra adama bir kez daha baktı, gözlerindeki parıltı tamamen alayla doluydu. “Ve bunun merkezinde sen varsın, değil mi?”
Melek, Melodi’nin bakışlarını hissetse de tüm dikkati hâlâ karşısında duran adama kilitlenmişti. Adam, gözlerini ondan bir an olsun ayırmıyordu. Bu, rahatsız edici bir odaklanmaydı; sanki Melek’in her hareketini, her nefesini ezberlemeye çalışıyordu. Melodi ise aralarındaki bu gerilimi görmezden gelir gibi davranıyordu. Hafifçe gülümsemiş, adeta bu garip tabloyu kendi eğlencesine çevirmişti. Ama o gülüşün ardında ne düşündüğünü, Melek anlamıyordu. Her zamanki gibi Melodi’nin yüzü, sırlarla dolu bir maske gibiydi.
Adamın bakışlarında tanımlanması güç bir şey vardı; hayranlık ve sorgulama, öfke ve teslimiyet arasında gidip geliyordu. Melodi ise bu hâle uzaktan bakıyordu; sessiz bir tanık, ama aynı zamanda her şeyin farkında olan bir oyuncu gibi.
Melek ve Melodi’nin Bağlantısı
Melodi ve Melek, çocukken tanışmışlardı, ama bu tanışıklık sıradan bir arkadaşlığın çok ötesindeydi. Melodi, Melek’in hayatına, onun en unutulmaz doğum gününde girmişti. O gün, gökyüzü yıldızlarla doluydu; o kadar parlak ve berrak bir geceydi ki Melek, yıldızların hareketlerini görebiliyordu. Onun için bu, sıradan bir şeydi—çünkü sabahları bile gökyüzüne baktığında yıldızları görme yeteneği vardı. Ama o gece farklıydı. Gökyüzünde bir yıldız kaymış, ardından hemen bir diğeri düşmüştü.^_^
👀Ah şu kimsesizler olayı..! 👀
Rica ederim bana kızmayın bölüm kısa tutulmalı.
(şahsi fikrim)Seni seviyorum okurum Allaha emanet ettim.
Sevgiyle kal. (Allah sevgisiyle.)
Yıldızı da varlığın gibi parlatır mısın?
💙💙
"Üstüne alınma felaketim sen değilsin.
EVRENLER FELAKETİM"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗘𝗩𝗥𝗘𝗡𝗟𝗘𝗥𝗶𝗡 𝗙𝗘𝗟𝗔𝗞𝗘𝗧𝗶 [𝗙𝗮𝗻𝘁𝗮𝘀𝘁𝗶𝗸]
Fantasía"Ağlamak istemiyorum!" diye mırıldandı kalan son mecaliyle. Kulaklarını çocukların ağlayışları, kadınların çığlıkları doldurdu.Bu bir felaketi! Melodi bir felaketin kurbanıydı...Başını iki yana salladı acıyla. "Bırak onları! İstediğin benim gözyaşla...