Tutulamayan Sözler

652 38 1
                                    

Gece yaşadıklarından sonra yatakta biraz daha öpüşüp koklaştıktan sonra duş alıp uyumaya karar vermişti aşık adamlar. Sabahın ışıkları yüzlerine vurduğunda ilk uyanan Baran olmuştu. Sarışın sevgilisinin kaslı kollarının arasında açmıştı gözlerini. Bu hissi çok seviyordu.

Baran kafasını kollarında uyandığı adamın göğsünden kaldırmayıp anın tadını çıkartmak istemişti. Bu adamın tenine, teninin kokusuna, kısacası her bir zerresine aşıktı. Kafasını hafifçe yukarı doğru kaldırdığında gözleri sevgilisinin yüzüne değmişti. Sarışın, hafif aralık dudaklarıyla nefes alıp verirken o kadar masum gözüküyordu ki.

Baran, şu anda sadece sevgilisini yanaklarını sıkarak sevmek istiyordu ama bunun için göğsünde yattığı adamın uyanması gerekiyordu. Uyandırmaya kıyamadığı için kafasını tekrardan göğsüne yasladığı sevgilisinin nefes alıp verme sesleriyle yıllardır aradığı huzuru bulduğunu tekrardan farketmişti Baran.

Burnunu sevgilisinin göğsüne bastırdığında derin bir nefes almıştı esmer adam. Bir insan bu kadar güzel kokamazdı, kokmamalıydı. Belki de aşık olduğu için böyle geliyordu ona ama bu kokunun sadece ona ait olduğunu bilmek Baran'ı dünyanın en şanslı adamı gibi hissettiriyordu.

Derin bir şekilde nefes alıp enseyen Çınar'ın uyandığını anlayan Baran, kafasını kaldırıp sevgilisinin yüzüne bakmak için bir hamle yaptığında sarışın adam gülerek Baran'ın kafasını tuttuktan sonra tekrardan göğsüne bastırmıştı. Hiç itiraz etmeden sevgilisinin koynundaki yerini alan Baran, saçını okşamaya başlayan büyük elle birlikte yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirmişti.

"Rahat mısın?" Çınar'ın gülerek söylediği cümlenin cevabını gözü olan herkes zaten tahmin edebilirdi.

"Bilmem sana sormalı." Baran'ın imalı bir şekilde söylediği bu cümleden sonra sevgilisinin saçında gezirdiği elini esmer adamın yüzüne doğru getirip dudağına vurduğunda Baran, acıyla inlemişti.

"Acıdı şerefsiz."

"Dün yaptıklarına sayarsın." Çınar'ın utanarak söylediği bu cümle bittiğinde Baran, hızlıca kafasını kaldırmıştı.

"Utandın mı lan sen! Yerim oğlum seni." Bunu söylerken bir yandan da küçük bir çocuğu severmiş gibi sevgilisinin yanaklarını sıkıyordu esmer adam.

"Gelsene sen şöyle." Sevgilisini kollarından tuttuğu gibi kucağına çıkaran Çınar'ın bu hamlesine tepki bile verememişti Baran.

"Dengelerimle oynuyorsun Baran." Kucağındaki sevgilisinin yüzünü tutup kendi yüzüne yaklaştıran Çınar, dudaklarını esmer adamın dudaklarına değdirdiğinde Baran'da aynı şekilde ellerini sevgilisinin yüzüne dayamıştı. Çınar, büyük bir iştahla esmer adamın dudağını emerken Baran'da sarışının üst dudağıyla meşguldü.

Dudaklarını sevgilisinin dudaklarından ayıran sarışın adam yüzünü sevgilisinin boynuna doğru yaklaştırıp diliyle sevgilisinin adem elmasını boydan boya yalamıştı. Çınar'ın bu hareketinden sonra zevkle titreyen esmer adam biraz sonra olacakları üstünde oturduğu yerin büyük bir hızla sertleşmesiyle anlamıştı.

"Çınar..."

"Hm?" Çınar'ın sevgilisinin boynunu emerken çıkarttığı bu sesten sonra Baran'ın ağzından da küçük bir inleme çıkmıştı.

"Şimdi olmaz."

"Nedenmiş?" Esmer adamın boynuna küçük öpücükler bırakırken sormuştu bu soruyu.

"Kahvaltı yapacağız, sonra da dışarı çıkacağız, gezeceğiz... akşam yapsak?"

"Ben burayı gezmek istiyorum ama." Bu cümleyi kurarken elleriyle sevgilisinin sıkı kalçasını okşuyordu.

HARAM MISIN BANA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin