Çınar ve Asena'nın, Baran'ı görmek için evlerine gitmelerinin üzerinden tam olarak üç gün geçmişti. Üç gündür bir kere bile görememişti sevdiği adamı. Çınar o kadar özlemişti ki Baran'ı... belki olur da sokakta karşılaşırlar diye saatlerce kapı önlerinde bekliyordu. Bu platonik aşk sayesinde liseli aşıklara dönmüştü sarışın adam.
Sarışın adam, Baran'ın kolunun durumunu da çok merak ediyordu ama neyi bahane ederek görmeye gidecekti ki sevdiği adamı? Merhaba Baran, ben sana çok aşığım. Malum üç gündür görüşemediğimiz için de özlemimden kapına dayandım mı diyecekti?
"Çınar, anneciğim ablanın çeyizinde birkaç eksik kaldı, biz de onları tamamlamaya gidiyoruz şimdi bir iki saate geliriz. Acıkırsan yemek var dolapta ısıtır yersin." Annesinin odasının kapısının önünden bağırarak verdiği haberin etkisiyle afallamıştı Çınar.
"Tamam anne." Bu sırada aklına gelen şeyle birlikte yüzünü büyük bir gülümseme kaplamıştı sarışının.
"Anne Hatice Teyze de mi geliyor?"
"Evet, ne oldu?"
"Hiç ya öyle sordum."
Kafasını sallayıp odadan çıkan kadın, evin kapısına doğru yöneldiğinde Çınar ne yapabileceğini düşünmeye başlamıştı. Bugün eline tam da beklediği anda böyle bir fırsat geçtiyse bu fırsatı ne olursa olsun değerlendirmeliydi.
Annesi evden çıktığı anda telefonunu cebinden çıkarttıktan sonra şifresini açıp parmaklarını büyük bir heyecan ve gerginlikle birlikte ekranda gezdirmeye başlamıştı sarışın adam.
"Çınar": Selam.
"B.": Ooo selam selam da sen bize yazar mıydın ya?
"Çınar": Bizimkiler dışarıya çıkmış çeyiz için.
"B.": Evet biliyorum da yani?
"Çınar": Şey diyecektim
"Çınar": Eğer kendini iyi hissediyorsan gel sahile gidelim
"B.": Rüya mı görüyorum lan? Sen benimle dışarı mı çıkmak istiyorsun?
"Çınar": Evet.
"Çınar": Sıkıldım şu yıllardır süren saçma sapan olaylardan Baran, bitsin artık.
Attığı mesajlar birkaç dakika boyunca görüldüde kaldığında Çınar, Baran'ın onunla aynı şekilde düşünmediğine kanaat getirmişti ama sonrasında gelen mesajla birlikte bir anlığına bile olsa dünyanın en mutlu insanlarından birisi olmuştu sarışın adam.
"Baranm": Tamam.
"Baranm": On beş dakika sonra aşağıda olurum ben, gelirsin sen de.
"Çınar": Geleyim mi? İnebilir misin tek başına?
"Baranm": Çınar bacağımdan bıçaklanmadım, yaram kolumda.
"Çınar": Tamam hadi hazırlan o zaman.
2 dakika önce görüldü
Çınar üstüne siyah, kısa kollu bir gömlek giymişti, altına ise krem rengi bir pantolon geçirmişti. Parfüm şişesini üzerine boca etmişti sarışın adam. Odasındaki camdan sevdiği adam aşağıda mı diye kontrol etmek için baktığında görünürde kusursuz güzellikte bir adam göremeyince istemsizce içi rahatlamıştı. Anahtarı alıp evden koşar adımlarla dışarıya atmıştı kendisini.
Arabanın yanına geldiğinde kapıyı açıp sürücü koltuğuna yerleşen Çınar'ın gözleri kemerini takarken Baranların apartmanının üzerindeydi. Birkaç dakika sonra apartmanın dış kapısından çıkan adamı gördüğünde gözleri parlamıştı sarışın adamın. Üzerine giydiği kıyafetlerle o kadar güzel gözüküyordu ki. Nasıl dayanacaktı bu adama dokunmadan? Şimdiden ölüm gibi hissettiriyordu bu imkansızlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARAM MISIN BANA?
Roman d'amourAileleri ne kadar yakın olsa da asla anlaşamayan ve birbirlerinden oldukça zıt karakterlere sahip olan iki adamın nefretten doğan aşkı. (BL)
