3. BÖLÜM

663 84 1
                                    

Bu kitap, yetişkin içeriği ve argo kelimeler barındırmaktadır.

Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın.🌸

İyi okumalar dilerim.❤️‍🔥

❖❖❖❖❖

"Annem öldüğünde, dünya bana düşman gibi gelmeye başladı." - Lemony Snicket

2021, TÜRKİYE

Güneş henüz doğmadan çok önce, kırılan camların ve yankılanan bağırışların sesleriyle uyandım. Kırık eşyaların çıkardığı gürültü, derin uykumdan beni alıp götürdü. Gözlerimi zorla açtım, saat neredeyse dörde geliyordu. Başlangıçta annemle babamın sıradan kavgaları gibi gelmişti, bu yüzden acele etmedim; yataktan yavaşça kalktım. Ancak sessizlik içinde yükselen feryatlar, her zamankinden farklıydı. Kırılan cam parçalarının çıkardığı tını, ruhumu derinden titreten bir ezgi gibi odada yankılandı. Bağırışlar, içimde derin bir acı uyandırdı. Her feryat, sanki birer kırık parça gibi yüreğimi de paramparça ediyordu.

Hızla koridora yöneldim. Adımlarımın her biriyle kalbimin ritmi artıyordu; sanki içimde bir fırtına kopup gitmek istiyordu. Adeta bir yıldırım çarpmışçasına, derin bir korku ve endişeyle adımlarımı hızlandırdım. Merdivenlerin basamaklarını koşarcasına inerken, ayaklarım birbirine dolandı, bedenim dengesini yitirmek üzereydi. Aniden bir boşluk hissiyle karşı karşıya kaldım. Düşmek üzereyken, kendimi toparlamak için son bir gayretle ayakta kalmaya çalıştım.

Merdivenlerin her basamağını inerken, zamanın durduğunu hissediyordum. Bir anda, sessizliği yırtan bir silahın patlama sesini duydum. Dudaklarımdan "Anne!" diye bir feryat yükseldi.

Merdivenlerin sonuna geldiğimde, bir kez daha silah patladı. Kalbim çok hızlı çarpıyordu, sanki zamanı geri alabilecekmişim gibi. İçimden bir çığlık daha yükseldi. Çığlığım, hızlanan adımların seslerine karışarak kayboldu.

Salona adım attığımda, bomboş bir manzara karşıladı beni. Hızla gözlerimi odanın her köşesine daldırdım, ancak hiçbir iz bulamadım. Evin giriş kapısı ardına kadar açıktı. Evin içinde yankılanan sessizlik, karanlık bir ölüm sessizliği gibi hissedildi. Gözlerim yerde, kanlar içinde yatan annemi buldu. O an kalbim duracak gibi oldu.

Gözlerimden akan yaşlara engel olamayıp, hızla annemin yanına koştum. Kalbimdeki acı, gözyaşlarımla birlikte döküldü; içimdeki fırtına durulmuyordu. Hemen yanına varıp diz çöktüm. Gözlerim, göğsünden süzülen kanları izledi; acının rengini ve kokusunu algılamıştı sanki. Gözleri hafif açıktı, ancak içlerindeki ışık sönmüş gibiydi. Kalbim, gözyaşlarımla birlikte dökülen dualarla titriyordu, ama içimdeki fırtına hiç durmadan şiddetleniyordu.

"Anne, ne olur bir şey söyle! Bana bak, benimle konuş anne!" diye feryat ederken içim parçalanıyordu. Gözleri açıktı, ama beni görmüyordu. Titreyen ellerimle onun elini tuttum, ancak elimi sıkmadı. "Ambulansı arayacağım, lütfen beni bırakma anne!" dedikten sonra, elim titreyerek telefona uzandı.

Gözyaşlarımla birlikte içim parçalanırken, titreyen ellerimle telefonu kavradım. Parmaklarım, telefonun tuşlarına dokunurken elime bulaşan kanlar ekranı kaplamıştı. Telefonun ekranında, annemin kanı acı bir tablo belirdi. Bir yandan yardım çağırmaya çalışırken, bir yandan da annemin yüzüne bakıyordum.

"Anne, bak, gelecekler ve seni kurtaracaklar. Hadi, tut elimi," zorla gülümsemeye çalışırken, içimdeki çaresizlikle konuştum. Elim tekrar telefona gitti, bu sefer abimi aramak için. Parmaklarım titreyen bir şekilde tuşlarına dokunurken içimdeki fırtına, adeta yıkıcı bir kasırga gibi hissettiriyordu.

Ateşin GölgesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin