O ilk kayan yıldız, Melodi’nin gelişi olmuştu. Melek, Melodi’nin evlerine girişini hâlâ hatırlıyordu. Melodi, o zamanlar da bugünkü gibi güzeldi. Uzun siyah saçları, tehditkâr mavi gözleri ve o kendine güvenen, meydan okuyan duruşuyla bir çocuk için fazlasıyla etkileyiciydi. Ama Melodi’nin gelişi bir hediyeden fazlasıydı; aynı zamanda bir fedakârlığın işaretiydi. İkinci kayan yıldız, Melek’in babasının gidişini haber vermişti.
Melek’in babası, bir insandan çok bir koruyucu gibiydi. Güçlüydü, sessizdi, ama her zaman ailesini korumak için bir adım öne çıkardı. O gece, Melek’in doğum gününde, babası yıldızların fısıldadığı bir gerçeği öğrenmişti: Kızı, yalnız bir yolculuğa çıkacaktı. Melodi, bu yolculuğun bir parçasıydı; onu koruyacak, yol gösterecek ve aynı zamanda büyük fedakârlıkların bir sembolü olacaktı. Ancak bunun bir bedeli vardı. Melek’in babası, Melodi’yi dünyaya getirebilmek için kendi varlığını feda etmişti.
Fedakârlığın Yansıması
O günkü sessizlik hâlâ Melek’in zihninde yankılanıyordu. Babası, Melodi’yi Melek’e bir hediye olarak vermişti. Ama bu bir armağan mıydı, yoksa bir kötülük mi? Babası, Melodi’nin onun yanında olacağını, onu koruyacağını söylemişti. Ancak zamanla Melodi’nin varlığı bir koruma olmaktan çıkıp bir yüke dönüşmüştü. Çünkü Melodi, Melek’in her adımını izliyordu. Onun sırlarını biliyordu, onun güçlerini anlamıştı. Ve Melodi’nin kendisi de bir sırdı; ne tam bir insan, ne de tam bir yabancıydı. Onun mavi gözleri, sanki Melek’in babasının bakışlarını taşıyordu.melodiyi kızı olarak görüyordu.
Adam, Melek’in babasının hikayesinden habersizdi elbette. Ama Melodi’nin bakışlarındaki o hafif gülümseme, her şeyi biliyormuş gibi bir izlenim bırakıyordu. Adamın gözü ise hâlâ sadece Melek’teydi. Onun varlığı, Melodi’nin temsil ettiği tüm geçmişin, sırların ve fedakârlıkların dışındaydı. Adam, sadece Melek’in gözlerini görmek istiyordu, onun içindeki derinliği keşfetmek istiyordu. Ama bu derinliğin farkına vardıkça daha da kayboluyordu.
Melek ise bu bakışların altında öfkeyle doluydu. Adamın varlığı, onun için bir rahatsızlıktan fazlası değildi. “Neden buradasın?” diye sormadı, çünkü cevabını duymak istemiyordu. Melodi’nin varlığı zaten yeterince karmaşık bir geçmişi hatırlatırken, bu adamın gelişi her şeyi daha da karıştırmıştı.
Melodi’nin Rolü
Melodi’nin gözleri bir an Melek’in yüzünde, ardından adamın üzerinde gezindi. Yavaşça bir adım öne çıktı, ama Melek’in dikkatini çeken şey, Melodi’nin o kendine has gülüşüydü. “Eğlenceli bir gün olacak gibi görünüyor,” dedi, sesi yumuşak ama içinde bir meydan okuma saklıydı.
Melek ona sert bir bakış attı. “Eğer buradaysan, sebebin neyse söyle ve git,” dedi, sesi soğuk ve tehditkârdı. Gidemezdi o bir görevdi. sanki olacakları hissediyormuşçasına gitsin istiyordu.
Ama Melodi aldırmadı. “Senin misafirin oldukça ilginç biri,” dedi, gözleri yeniden adama kayarken. “Ama ilginç bir şekilde... çaresiz görünüyor.” Bu sözler, bir zehir gibi havada asılı kaldı.
Adam bu kez Melodi’ye baktı, ama bakışlarında herhangi bir korku yoktu. Bunun yerine, bir meydan okuma vardı. “Sanırım bu evde kimsenin sakin bir tavrı yok,” dedi alaycı bir tonda. “Ama en azından herkes oldukça... Enteresan.”
Melodi’nin gülümsemesi genişledi, ama Melek’in sabrı tükenmişti. “Melodi, bu seninle ilgili değil,” dedi sert bir şekilde. “Buradan gitmeni istiyorum.”
Melodi’nin yüz ifadesi bir an ciddileşti, ama bu, uzun sürmedi. “Hikâyenin burasında yerim olmadığını mı düşünüyorsun?” dedi, mavi gözleri, Melek’in içine işlercesine baktı. Asıl hikayenin başrölü olduğundan habersiz gibiydi. . “Ama biz her zaman hikâyenin içindeyiz, Melek. Ben sana bir yıldız gibi geldim. Ve sen bunu asla değiştiremezsin.”
Bu sözler, Melek’in içinde bir titreme yaptı. Melodi’nin gelişi ve babasının gidişi arasındaki bağlantıyı yeniden hissetti. Ama Melodi’nin o sakin gülüşü, bu gerçeği daha da dayanılmaz kılıyordu.
^_^
👀Ah şu kimsesizler olayı..! 👀
Rica ederim bana kızmayın bölüm kısa tutulmalı.
(şahsi fikrim)Seni seviyorum okurum Allaha emanet ettim.
Sevgiyle kal. (Allah sevgisiyle.)
Yıldızı da varlığın gibi parlatır mısın?
💙💙
"Üstüne alınma felaketim sen değilsin.
EVRENLER FELAKETİM"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗘𝗩𝗥𝗘𝗡𝗟𝗘𝗥𝗶𝗡 𝗙𝗘𝗟𝗔𝗞𝗘𝗧𝗶 [𝗙𝗮𝗻𝘁𝗮𝘀𝘁𝗶𝗸]
Fantasía"Ağlamak istemiyorum!" diye mırıldandı kalan son mecaliyle. Kulaklarını çocukların ağlayışları, kadınların çığlıkları doldurdu.Bu bir felaketi! Melodi bir felaketin kurbanıydı...Başını iki yana salladı acıyla. "Bırak onları! İstediğin benim gözyaşla...