Devrim B18: |Düşman|

20.1K 817 140
                                    

Uw, iddialı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uw, iddialı. Gülümseyerek içeriye doğru adımlarken bakışlarım ise Hakan'da idi.
Tehditkar bir ifade ile toplantı odasına girip, Hakan'ın hemen yanındaki boş koltuğa oturmuştum.

Saçlarımı geriye atıp, önce Sarp'a baktım. Arkadaşını vurmama rağmen bana oldukça sevimli davranan adamın yüzü buz kütlesi halinde idi.

Tebrikler, tetikçi olduğumu biliyordu. Devrim biliyor muydu, ah evet. O yüzden o leşleri, o depoya koymuştu. Bilerek. Sabah benimle, bunu bilmesine rağmen konuşmuştu ama.

Parçalar zihnimde teker teker birleştiğinde, dudaklarımda kibirli bir ifade oluştu. Hakan ise yüzümü dikkatlice izliyordu.

Ne tesadüftür ki yanımda silahım vardı. Bu sefer ıskalamazdım. Elimdeki cüzdanı sımsıkı kavrayıp, anlamadığımı zannetsinler diye, fermuarı açarken, görünmeyecek halde silahı, alması kolay hale getirerek Hakan'a döndüm.

"Bugün ne kadar yakışıklı görünüyorsun Hakan!"

Kendimden emin bir ifade ile sırıtırken, aptal aptal baktı suratıma. O da anlamıştı sonunda Devrim'in bildiğinden haberim olduğunu.

Hakan hızlıca yerinden kalkıp beklediğim hamleyi yaptığında, ciddiyet ile baktım ona. Bana hızlıca silah çekerken, Sarp da yerinden kalkıp namlusunu bana dayamıştı.

Tepkisiz bir şekilde onlara baktım. Aslında biliyordum, insanların kendi çıkarları için bir anda düşman kesileceğini ama Sarp'ı karşıda, bana silah çekerken görmek üzmüştü beni.

Ki aramızda bağ da yoktu.

Ah hayır, gram umurumda değildi. Kimse ile dost olacak kadar aptal değildim. Sanırım hayatımdan tek çıktığı için üzüldüğüm kişi Eliz'di.

Çantamdaki silahı hızla kavrayıp, yerimden kalkmadan hızlıca onlara silahımı  döndürdüm.

Bir yandan da bakışlarımı kısa süreli Devrim'e çevirdim. Ellerini göğsünde birleştirerek bakıyordu bana.

"Silahındaki kurşuna bak istersen, yine aynı şeyi yaşamak istemezsin tetikçi!"

Gözümü karartarak baktım odadaki adamlara. Hakan'a kilitlenmiştim sonra.

"Bence dua etmelisin beni bugün öldürebilmek için, eğer yaşarsam eşini yaşatmam. Ya da sizin tohumlarınızı."

Hakan yüzünü ruhsuz tutmaya çalışıp, bir anda Devrim'e dönerken, yine bakışlarımı Devrim'e çevirdim. Yüzü bendeydi.

Yüzümü incelemeyi bitirdiğinde ise, elini bana uzattı.

"İçinde kurşun yok, boşalttım. Silahı bana ver sabrımı sınama!"

Keskin sesi beni garip hissettirmişti. Onun sesi ise her zamanki gibi, kibirli, sert ve soğukkanlı.

Tamam, onları oyuna getirdim derken ben oyuna gelmiş olabilir miydim? Gözlerine garip bir ifade ile bakarken, elimdeki silah ellerimin arasından yavaşça kayıp masaya düşmüştü.

Devrim (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin