Bölüm 10. ZARFIN SEMBOLÜ

31 10 4
                                    

"Mecbur kalmadan önce değiştirin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Mecbur kalmadan önce değiştirin."
- Jack Welch


Bölüm 10. Zarfın Sembolü

❝𝔃𝓪𝓻𝓯𝓇𝓷 𝓼𝓮𝓶𝓫𝓸𝓵𝔀❞

Bazı anlar hayatımızdan kurtarıcı parçalar toplardık ve sanırdık ki bir ışık huzmesi gibi bizi aydınlatıp yolumuzu gösterir. Beklenmedik bir dostun sıcak omzu gibi gelen destek aslında bizi aydınlık yolun sonundaki karanlığa götürebilirdi.

Elimde tuttuğum ışık huzmesine bakarken ne düşüneceğimi bilemiyordum. Neden buradaydı, neden kaybolup, iş yerime gelip en son burada bulmuştu beni? Siyaha çalan mor renk ve üzerinde bir gemi dümeni, çevresinde tamamlanmamış daire olan zarfa bakarken artık emindim. Onu okumak için bir an bile beklemeyecektim. Çevremi kolaçan edip kimsenin görmediğinden emin olduktan sonra mühürlenmiş zarfı zorlanarak açtım. Bastıkları mühür herhangi bir bal mumu olamayacak kadar sertti. Yani mührü açtıktan sonra açmamış ve hiçbir şey yokmuş gibi davranamazdınız.

İçinde her ne varsa özel bir korunması vardı. Uçurum manzaralı mektup kâğıdını açtığımda anlamsız bakışlarım hüsrana uğradı. Kâğıtta olan tek şey sadece bir noktadan ibaretti.

"Koridorda kimse kalmamış çitlembik."

Gizli saklı iş yaptığım için sesten korkup başımı dolaba çarptım. Zarfın içinden çıkan tek noktaya o kadar odaklanmıştım ki sanki o nokta sarmal bir şekilde büyüyüp beni içine alan bir boyut kapısına dönüşecekti.

"Armağan hocam korkuttunuz beni?"

"Aslında normal bir ses tonuyla konuştum ama sen korkmaya meyilliymişsin, kusura bakma lütfen."

"Sorun değil, sizin de dersiniz bitti herhalde?" diye sorarken dolap kapağımı kapatmaya çalıştım. Bunu kimse görsün istemiyordum. Üstelik birinin dalga geçmek amaçlı yaptığını da düşünmüyordum. Ne oluyorsa ciddiymiş gibi görünüyordu.

"Aynen öyle Leylacığım, hoşça kal."

"Güle güle hocam."

Hep mi bu adamın ders bitimine denk geliyordum anlamıyordum ki? Başımı dolaba koyup biraz soluklanmak istediğimde yeniden bir adım sesi duydum. Armağan hocanın bir şey unuttuğunu sandım fakat bu kez gelen Sanem hocaydı. Aynı yerden farklı dakikalarda mı çıkmışlardı?

Bugünkü sahneyi yaşayıp imaya maruz kalmasam aklıma asla bu tarzda bir şey gelmezdi lakin maymun gözünü açmıştı. Ufak bir baş selamıyla yanımdan geçip gittiğinde ben de daha fazla orada oyalanmadım. Belki de yanlış anlamıştım, her ne oluyorsa beni ilgilendirmezdi.

İşe gitmek için biraz vaktim vardı ama eve uğrayıp geri gelmeme yetecek kadar değildi. Oğlumu özlediğim için okuldan çıkmadan görüntülü aradım. Arka planda okulda olduğumu göstermem bilinçaltına her şeyin yolunda olduğunu sunardı. Özellikle de annemin çünkü bulaşık işinden haberi yoktu.

NOKTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin