Bölüm 9. OYUN PARTNERİ

27 8 3
                                    

❝Hayatta  yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin bir anlamı yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki,
aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin
bir anlamı yok.❞

Sartre

9. OYUN PARTNERİ

❝𝑜𝓎𝓊𝓃 𝓅𝒶𝓇𝓉𝓃𝓮𝓇𝒾❞

"Borç ne kadar?"

"Toplam beş yüz bine yakın."

"Yuh. Bu nasıl bir faturaymış?"

Dolmaya hazır gözlerimi gördüğünde sandalyesinde geriye doğru yaslandı.

"Dur bakalım ne yapabiliriz bir bakalım. Bu kadar parayı sana borç veremem elbette ama avukatlarla konuşalım, belki bir yaptırım uygulanır taksite bölünür."

"Buraya borç istemeye gelmemiştim zaten, bir bilginiz varsa diye yardım almaya gelmiştim."

Aslında içimde bir umut, maddi açıdan da belki yardım eder diye ummuştu ama bu maddenin hemen üzerini çizdim. Gurursuz bir kadın değildim ve kimseye para için yalvaramazdım.

"Anlıyorum kızım, ben konuşur sana bilgi veririm o zaman."

"Teşekkür ederim Olcay Bey. Bu akşam sahnem yok, yarın görüşmek üzere."

Harmoni'den çıktığımda geçen gece şu köşede yaşadığım anlamsız olay ve anlamsız çocuk geldi aklıma. Sonra ise silkelenerek kendime geldim. Dertsiz başıma dert açamazdım.

Bu akşam bulaşık yıkadığım diğer kafeye gidecektim. Orada da işlerimi arttırmanın bir yolunu bulmalıydım. Buradan kazandığım kazançların birçoğu oğlumun özel eğitimi içindi zaten. Borç için yaptırım uygularlarsa maaşımın üçte birine el koyulurdu, hatta belki daha fazlasına. Bu şekilde bile ekside giden hesabım için yeni bir iş mi bulmak zorundaydım?

Ah hayat, neden bu kadar zorsun? Bazen tekrar çocuk olmak istiyorum. Hiçbir şeyden anlamadığın, oyun oynayıp eğlendiğin ve sürekli kahkaha attığın o anlara geri dönmek istiyorum. Hiçbir sorumluluğum olmadığı zamanlar hayatın kıymetini asla bilememiştim.

Yol boyu düşük omuzlarımla adımlarımı sürüye sürüye yürümem kampüse girdiğimde düzeldi. Derin bir nefes aldım ve omuzlarımı dikleştirip ilerledim. Yanından geçtiğim ve yüzüme gülen insanların bazılarına tebessüm ettim. İçindeki yara acırken dışarıya gülmenin ne zor bir şey olduğunu herkes bilmezdi. Herkes kendi derdini en büyük dert sanırdı ama hiçbir dert dünyanın sonunu getirmezdi.

Derse girmeden önce biraz vaktim olduğu için dolapların önünden yavaşça yürüdüm. Amacım o sembolün başka bir dolapta olup olmadığını bulmaktı. Bu koridoru geçip diğer koridora ulaştığımda, orada ne işim olduğunu düşünür gibi baktılar. Dolapların köşelerini dikkatle incelerken birinin ıslak olduğunu fark ettim.

NOKTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin