4

1.6K 46 57
                                    


Futbolcu Bozuntusu: Nasıl Oldun?

siz : iyi, daha iyi hissediyorum.

Futbolcu Bozuntusu : Peki, yarın izinli misin?

siz: Hayır, tesislerderdeyim akşamüstü stadın oraya geçicem.

Futbolcu Bozuntusu: Beraber geçelim derdim ama akşam maç var, takım otobüsüyle gidiyorum.

siz: yok, zaten stada geçmeyeceğim ben. vadistanbulda işim var.

Futbolcu Bozuntusu : Hmm, şey dicektim
Futbolcu Bozuntusu : Yarın akşam maça gelmek ister misin?

siz: Ay Barış, o kalabalığın içinde ne yapıcam? hem anlamam ki ben.

Futbolcu Bozuntusu: Locadan izlersin. Canlı izlemeni istiyorum. Nolur kırma beni. Bu bahaneyle çıkışta biraz kaçırırım seni he? Lütfen Melis.

siz: Yani, peki madem. Ben o taraflarda olacağım. Kaç gibi stada geçeyim dersin?

Futbolcu Bozuntusu: Maç 20.30'da. Sen 19.30'da gelirsin stada.

siz: Pekala. Yarın görüşürüz o hâlde.

Futbolcu Bozuntusu: Seni Kapıdan karşılayıp locaya kadar götürürler. Forman var mıdır bilmem ama sana özel Barış forması bıraktıracağım. Onu giyersen çok mutlu olurum.

siz: Hmm, bakarız.

Futbolcu Bozuntusu: Bakılsın o zaman.

kalbim çıkacak gibi atarken telefonu kitleyip yastığa doğru bir çığlık attım. Beni bu kadar heyecanlandıran neydi bilmem ama bu çok hoşuma gitmişti. Gerçekten anlamlandıramıyordum. Ne hissediyordum en ufak bir fikrim yoktu.

konuşmadan sonra Kerem'i aradım. Bugün Mauro'num işini hallettmiş ve hızlıca eve gelmiştim. Biraz ağrı kesici ve uykuyla toparlanmıştım. Gitmeyerek doğru bir karar verdiğim çok belliydi.
Keremden özür dileyerek telefonu kapattım, ona da sinirliydim ama şuan konumuz bu değildi. İllaki Kerem ile bu konuyu daha sonradan konuşacaktık. Galatasaray'ın yarın akşam Hatayspor ile maçı vardı.  BARIŞ BENİ DAVET ETMİŞTİ. yarın yoğun bir gün olacağa benziyordu.



Ertesi gün, sabah 10 suları

Bugün takım ile kelimenin tam anlamıyla tanısacağım gündü. Floryada hepsinin genel antremanları vardı çünkü. Ben Oturmuş onları beklerken sahaya gelenlerle tek tek tanışıyordum. Şuan ben işimi yapmıyordum çünkü benim yerine geldiğim tercümanın işten çıkmasına daha 5 gün falan vardı. O yüzden ara sıra geliyor, alışmaya çalışıp geri gidiyordum. İlk Berkan girdi.

M: Merhaba Berkan Bey, Mütercim Tercümanınız Melis Kuntoğlu ben.

B: Merhaba Melis, resmiyete gerek yok lütfen uzun bir süre beraber olacağız.

M: Pekala.

B: Kimin tercümanısın?

M: Henüz belli değil ama saha içi olacak.

B: Anladım.

sıradan gelen Mertens, Ziyech, Köhn, Zaha , Aurier gibi isimlerle tanıştıktan sonra aynı anda içeri giren Kerem'le Barış'ı buldu gözlerim. Kerem sarılmak istercesine kollarını iki yana açınca sarıldık. Ona sarıldıysam Barış'a da sarılmak durumunda kaldığımdan Barışla da istemsizce bi sarıldık. Kerem bütün hepsini bilerek yapıyordu. Aptal değildik biz de. En son antremanları başlayan takımı izledim. Çok eğleniyorlardı. Mutluydum çünkü aile gibilerdi ve o aileye zamanla dahil olacağımı bilmek beni çok mutlu ediyordu. Tam o sırada yanıma bir kız oturdu. Benim gibi boynuna asılı görevli kartı vardı. Anlaşılan Tercüman ya da Takım Doktoru vs. birisiydi. Ona baktığımı görünce bana elini uzatarak;

bilmiş  , barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin