5

1.4K 48 26
                                    

X: Melis...
Bu ses Yağız'a aitti. Ne yapmaya çalışıyordu?

Y: Melis sakin ol. Magazinciler kapının önünde pusuya düşüreceklerdi seni. Konuşurlerken duydum. Seni izliyorlar. Arka kapıdan çıkmamız lazım yoksa Ne barış ne de senin için hiç iyi olmaz.

M: Manyak mısın Yağız? arasaydın ya. Ödüm koptu ya bu ne böyle.

Y: Şarjım bittiği için ulaşamadım Melis. Zorunda olmasam neden yapayım.

Yanıp sönen telefon ışığından Barış'ın aradığını görebiliyordum.

M: Tamam hadi, çıkalım artık nereden çıkacaksak.

Y: Takip et beni.

Yağızı takip ederken büyük asansörlerin olduğu yere geldik. Depo tarzı bir şeydi burası ve çok soğuktu. Bir sürü kağıt parçaları, Kocaman bezler, sprey boyalardan yola çıktığım kadarıyla kareografilerin tutulduğu kocaman bir otopark tarzı bir yerdi.

Barış'a haber vermek için aramaya çalıştım ama, Otoparkta olduğumuzdan telefon çekmiyordu.

M: Yağız, nerede bu çıkış yolu? 10 dakikadır yürüyoruz resmen!

Y: Sabret prenses. Geldik işte. Barış'ın nerede olduğunu biliyor musun?

M: Bilmiyorum Yağız! Umarım başıma bir şey geldiğini falan sanmamıştır. Barış'a yapacağım açıklamayı düşünüyorum ben. Zaten aranız iyi değil, bunu duyarsa aranız iyice kızışı-

Y: Ne olur Melis? bunu duyarsa ne olur? ne yapabilir ki en fazla Barış. Şanı ve şöhreti dışında neyi var Barış'ın elinde. Bak, dışardan Barış ilah gibi bir çocuk olarak gözüküyor olabilir. Yakışıklı geliyordur, Popüler genç bir sporcu. Sana çok çekici ve cazip gelebilir. Ama emin ol şuan bunların hiçbirisi Barış'ın elinde olmasa dönüp suratına bakacak insan değilsin. Sen de, o da, şu da, bu da. Herkes. Çünkü etrafındaki insanlara hep zarar veren ve müdahale eden birisidir. Her şey çok güzel giderken aniden öfke problemleri başlar, çevresindekilere sorun çıkartır. Biz kaç yıldır beraber çalışıyoruz... Biliyorum ben artık bunları.

M: Bak Yağız, Barış ile aranızda ne geçti bilemem ama, benim Barış ile bir sorunum yok. Sevgili değiliz. Barış'dan hoşlanmıyorum. Hoşlanmayacağım. Ayrıca sakın bir daha bana arkadaşlarım hakkında tavsiye vermeye çalışma, bozarım. Seni çok dena bozarım Yağız. Beni Barış'dan uzaklaştırmaya çalışma. Haddini sakın ama sakın bir daha aşma!

İlerlemeye devam ederken Yağız birden durdu.
Durdu ve Bana döndü. Gamzelerinde bir hareketlenme,
Beni süzdü.

Y: Üzülüyorum sana Melis. Bazı şeylerin farkına varacaksın ama çok geç olacak, geç kalacaksın...

Yağız öyle bir konuşuyordu ki, bir seri katilin eline düşsem anca bu kadar dramatize edilebilirdi...

M: Kes sesini ya artık sus!

Bağırmam depoda yankılandıktan sonra arkamı çekip gittim, Yağızın kahkaha sesleri arkamdan yükselirken şans eseri Barış'ı arabaya yaslanmış, ellerini kıvırcık saçlarında gezdirirken buldum.

M: Barış!
duyduğu ses ile beraber hızlıca bana dönerek yüzüne rahatlamış bir ifade takındı, kollarını iki yana açarak sarılmayı bekler bir hâl aldı. Ne yalan söyleyeyim, buna o kadar ihtiyacım vardı ki.

B: Nerede kaldın Melis? 40 dakikadır neredeyse ortalarda yoksun. O kalabalıkta başına bir şey geldi sandım. Telefonlarımı da açmıyorsun.

bilmiş  , barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin