10

989 42 5
                                    


siz: kimsin?

05****: sence, kim olabilirim ?

*bu kişiyi engellediniz.*

muhattap olmamın bana herhangi bir faydası olmadığından dolayı direkt engellemiştim, kimdi bilmiyorum. Aylin? Mert? belki de Yağız'dı. umrumda değildi. Kısa bir süre sonra Barışlar geleceğinden hızlıca kalkıp üstümü değiştim, atıştırmalık hazırlayıp çay demledim. Berkan ve Barış normalde alkol içelim diye tuttururlardı ama antreman zamanıydı, hem de Kerem bu tarz ortamlarda bulunmaktan huzursuz oluyordu. Bunu asla dile getirmezdi ama anlayabiliyorduk. Kısa bir süre sonra zil çaldı ve koşarak açtım.

"Hoşgeldiiniiiz!" Barış'ın boynuna sarıldım hemen. O ise arkasında tuttuğu çiçek buketini çıkartarak bana verdi.

"Yaa, teşekkür ederim!" dediğimde Berkan ve Kerem anlandırmadan bize bakıyordu. İçeriye geçmelerini
sağladığımda ben mutfaktan bir vazo getirerek çiçeklerimi suya koydum. Salonda orta sehpanın üzerine herkesin görebileceği bir şekilde koydum.

"Ee siz hayırdır?" dedi Berkan. Barış'ın yanına oturarak ellerimi dizime koydum, o da beni belimden kavrayarak kendine çekti. "Ne olmuş bize?" dedi alaycı tavırla. "Kardeşim, sen söyle. Ne olmuş size? birinize Barış, birinize Melis çarpmış gibi..." diye üsteledi Berkan.

"Biz Barış ile bir süredir çıkıyoruz." diyerek sessizliği bozdum; Barış sadece hayran olmuş gibi gözlerime bakıyordu.

"ALLLAAAHHH!"

-

-

"Lan Berko, eşşek kadar herifsin utanmıyor musun hile yapmaya!" kahkahalar içinde Berkan ve Barış'ı izliyordum.

"Ağlama lan ana kuzusu, Yenilmek zoruna mı gitti?"

bir süre boğuştular, telefonuma oyun oynarken yine bildirim geldi. Hiçkimse ciddiye almadı, zaten oyun oynuyoruz diye ben de bakmadım. Mutfağa cips koymak için gittiğimde Kerem yardım için yanıma geldi.

"Canım sen şu çayları getir, ben de çerez ile cipsleri koyup geliyorum." diyerek Kerem'i gönderdim.

İçeriye geldiğimde Barış'ın sağ ayağı sallanıyordu, eli ağzında öylece televizyona bakıyordu.

"Çaylar geldii!" dememle hiç kimsede bir tepki, hareketlenme yoktu. Kerem dışında... "Ne oldu lan?" diye üsteledi. "Bir şey yok abicim, ne olacak?" diye çayından bir yudum aldı Berkan.

"Ne oldu hayatım?" diye yanına sırnaştığım Barış, huzursuzca kıpırdadı. "Bilmem, yabancı bir numaradan durmadan mesaj geliyor gece yarısı; bir bak istersen." dediğinde sinirlenerek çıkıştım. "Ne saçmalıyorsun hayatım ya? bu saatte kim ne mesajı atacak?-" demem ile aklıma esmesi bir oldu, birkaç saat önce bana yazan yabancı numaralardan mesaj almaya devam ediyor olabilir miydim?

Telefonu elime almam ile yabancı numaradan gleen 14 bildirimi gördüm; "Oha! Bu kim be?" dediğimde Barış eğilerek telefona baktı.

05***: şimdilik seni yalnız bırakıyorum.
05***: sevgilin ile tadını çıkar,
05***: unutmadan cici arkadaşların ile de.
05***: ama bu gece sevgilin sana çok da güzel bir gece yaşatmasın!
05***: Zaten benim elimde olduğunda ben sana en iyisini yaşatacağım
05***: sadece izliyorum
05***: bir daha giyinirken pencereni kapat :)

"Bu kim Lan?" diye hırsla bağırdı Barış; bana değildi bu bağırışı. İsyan ediyordu adeta. Ben ise gözlerim dolmuş ne zaman rahat bir hayat süreceğimi
düşünüyordum.

"Kim bu kim? Aşağılık orospu çocuğu! Kimsin lan!"

Berkan ile Kerem bir yandan Barış'ı sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da elimdeki telefonu alıp mesajları okumaya başladılar.

-


"Ahlaksız herife bak, gözetliyor kızı resmen!" Kereme hak verircesine kafa salladım, konunun üstünden 20 dakikaya yakın bir süre geçmişti ancak ortamdaki gergin hava ne yazık ki dağılamamıştı.

"Melis bu gece burada kalalım mı? Kerem ile Ben." dediğinde reddercesine başımı iki yana salladım.
"Sağol canım, iyiyim ve gerek yo-" lafımı bölen Barış'ın kızgın ve tok sesiydi. "Aynen, bırakalım. Herif gelsin, zarar versin artık ne yaparsa yapsın ve bizde evimizde mışıl mışıl uyuyalım!" ellerini iki yana açtığında konuşmasını tamamlamıştı. Sakinleşerek devam etti; "Siz gidin kardeşim, bu gece ben kalacağım zaten." ayaklandılar. Başka zaman olsa bu teklifi redderdim ama Barış bir noktada haklıydı ve şu an bunun için kavga edemezdik. Daha önemli bir konumuz vardı, takıntılı bir sapığım olmadı gibi mesela.

"Aşkım, sakin olur musun? bak söz veriyorum her önlemi alacağım. Suç duyurusunda da bulunacağım." diyerek boynuna sarıldım Barış'ın. Berkan ve Kerem'i uğurladıktan sonra yavaş yavaş salona geçmiştik. "Aşkım, çok korkuyorum birisi sana bir şey yapmak ister diye. Kıskanıyorum da, benim sevdiğim kadına böyle bir şey yapılmamalı, yapılamaz!" saçlarımı okşadı. "Haydi artık yatalım. Bugün ikimizde yorulduk." diyerek odaya geçiştirdim. "Bende hiç erkek kıyafeti yok." isyan ettim. "Hayatım üstümde tişört eşofman var zaten evden duş alıp gelmiştim, temiz yani. Yatarım bunlar ile." dediğinde bir süre bakıştık.

"Tamam sen yat ben de pjamalarımı giyip geliyorum." diyerek lavaboya girdim. Rengim atmıştı resmen... hızla saçımı toplayıp pjamalarımı giydim ve lavabodan çıktım.

"Çiçeğim gelmiişş!" diyen Barış'a baktım. Çocuk gibiydi.

"Aşkım valla çok yorgunum, lütfen uyuyalım."  onayladı; kollarını boynuma doladı ve o pozisyonda uyuyakaldım.







selam, kısa bir bölüm çünkü bir önceki bölüme hiç oy gelmedi. okuyup oy vermeyen çok kişi var. Şimdilik bu şekilde bölümler gelecek. Yeni
bir kurguya başlamak istiyorum ; Arda güler olabilir. iyi okumalar 💚

bilmiş  , barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin