Karakterimizin kendi kendine düşündüğü yerler, aslında size birer ilham olabilir. Atlamadan ve düşünerek okumanızı tavsiye ediyorum... 🩷
Melis'den
________Babam'ı defnettikten sonra herkes gitti, başında annem ve ben kaldık bir tek. Hiçbir yere onun sayesinde gelmemiştim, ama yine de asla düzelemeyecek bir şeyler kopup gitti içimden onunla beraber. Kalbi durmuş, öyle diyorlar...
Barış gelememişti, çok üzülmüştü bunun için. Ama herkes olması gereken yerdeydi... Annem kahrolmuştu, ağlamaktan göz altları kızarmış bir hâlde öylece toprağa bakıyordu. Uzaktan gelen akrabalar, başın sağolsunlar, bir şeye ihtiyacınız varmılar... havada uçuşuyordu.
Ben ise inanılmaz bir biçimde hiçbir şey hissedemiyordum. Çok farklıydı, ağlayamıyordum, üzülemiyordum. Ama asla normal de davranamıyordum. Agresifleşmiştim, Türkiye'ye geldiğimiz zaman içerisinde, iki gün boyunca ilaç kullanmaya başlamıştım. Sarhoşmuşum gibi davranmamın sebebi buydu, sanırım.
Annem, ne kadar ağlasa bile ölenle ölünmeyeceğini kavramıştı artık bu iki gün içerisinde, düşünmek için oldukça vaktimiz olmuştu. Onu benimle yaşaması için ikna etmeye çalışsam bile, Türkiye'ye dönmek istemedi. Şirketin başına geçip düzene sokmak ve oyalanmak istediğini belirtti, annem ile hiçbir zaman yakın bir hukukumuz olmadığı için ısrar da etmedim.
Barış ise bu süreçte sık sık arıyordu beni, görüntülü arıyordu. Geceleri geç saate kadar konuşuyorduk, yemek yediğiminden emin olmak için fotoğrafını atmamı istiyordu... bir an bile yalnız bırakmamıştı.
Tuğçe, Yunus Berkan ve Kerem de aynı şekildeydi. Aylin bile bir şekilde öğrenip aramıştı beni, hiçbir sorusuna dahi cevap vermeden kapatmıştım telefonu... yüzsüz.
Annem daha fazla burada kalmanın onu yaraladığını belirterek defnettikten hemen sonraya uçak bileti almıştı. Cenazeye gelenler arasında Yağız, Simten, Okan hoca ve diğerleri vardı.
"Başın sağ olsun Melis, istersen kafan dağılsın diye gel bize bir şeyler içelim." sinirimin ve hüzünümün verdiği tepkime ile kendime şaşırarak değişik bir tepki verdim. Aslında normal...
"Bana bak, destek oluyorum arkadaş ayağı göt ayağına bana böyle değişik değişik yılışmayı kes. Öldürürüm lan seni, babamı toprağa gömmüşüm am peşindesin hâlâ. Siktir git şimdi gözükme bir daha bize." Simten de duyduğu için oldukça abartı bir tepki verdi.
"Simten, Yağız!" arkalarını dönüp bir hışım giderken arkalarından seslendim. Dönüp baktıklarında son hamlesi yaptım;
"O içecekler için uygun yerin neresi olduğunu biliyorsunuz."
şah mat, oyun biter.
"Terbiyesiz!" Simten bir hışım tekrar arkasını döndüğünde Yağız'ın arabasına doğru ilerlediler.
Sanırım bu sefer temelli kurtulmuştum.Herkes cenaze yerinden ayrıldıktan sonra annemi beklemeye başladım.
"Anne..." kısık bir ses tonu ile gelmesi için uyardım. O ise tek kelime dahi etmeden gözlerini benimle buluşturup yavaş adımlarla yanıma geldi.
"Anne, gidelim mi?" kafasını salladığında bu hâşde araç kullanmamız pek doğru olmayacağından Barış'ın gönderdiği araçlardan birisine bindik.
"Beni havalimanına bırakın." hiçbir şey söylemedim, itiraz dahi etmedim.
1 ay sonra
"Barış iştahım yok aşkım zorlamasana ya..." Barış'a kahvaltıya gelmiştim.
"Ye çiçeğim hadi ya." zorla ısırdığım lokmayı çiğnemeye çalışırken az kaldın boğuluyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/363028815-288-k774552.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bilmiş , barış alper yılmaz
Fanfiction"Barış ile aramızda hiçbir şey yok, onu sevmiyorum ve hiçbir zamanda sevmeyeceğim. Beni rahat bırak."