29

604 17 8
                                    

"Umarım mantıklı bir açıklaman vardır Barış'cığım."

fısıldayarak arka kolumu okşadığında bir adım öne çıkarak Sare'ye baktı.

"Buyur canım?"

"Siz kimsiniz?" gülerek elini alnına götürdü ve bana tekrar dönerek o soruyu yöneltti:

"Ben kimmişim Barış?" sinirden güldüğünde ben ise gayet ciddi bir biçimde Sare'ye döndüm.

"Sare, Melis benim sevgilim."

Sare ise kapının önünde şiddetli bir kahkaha atarak Melis'e döndü.

"Neymişsiin?" bir adım daha öne attığında bu sefer araya girdim.

"Ya sevgilimmişsin gibi davranmayı kes, yakamdan bir düşmedin zaten Sare. Seni sevmediğimi daha ne kadar belli etmemi bekliyordun?"

şok olmuş gözler arasından gözleri beni buldu.

"Ya sen salak mısın? bir açıklama dahi yapmadın!"

Melis öne atıldı;

"Canım sence de bazı şeyleri konuşmak için geç kalmamış mısın? yanında kız arkadaşının olduğunu söylemesine rağmen bunları konuşmanın bir âlemi yok."

Sare bir iki adım tekrar geriye gitti.

"Haklısınız ya, mutluluklar size."

Dış kapı kapandığında Melis sessizce mutfağa doğru ilerledi.

"Seni aldatmadım, ayrıyken kafa dağıtmak için arada buluştu-"

eliyle beni durdurarak susturdu.

"Umrumda değil, benden öncesi. Şimdi sadece bana iyi gelmeni istiyorum."

Bakışlarım yumuşadığında dudaklarımızı birleştirerek ani bir hamle yaptım. İlk başta şoka uğrayan Melis, özlemini dudaklarına yansıtarak öpmeme karşılık verdiğinde uzun bir süre dudaklarımız birbirimizinkiler arasında dans etti.

"Çok özledim." sıcak nefesimi dudağından ayırmadan söylediğim kelimeler ile bir yandan durum farklı bir boyut alıyordu.

"Melis..." hiçbir tepki vermeden gözlerimiz dudaklarımızla senkronize olmuş gibi birbirlerine ait olduğu hatırlarcasına buluştular.

Ei tişörtümün altındaki tenime doğru giderken tırnaklarından yardım alarak tişörtümü çıkarttı.

Adımlarımız yatak odasında buluştuğunda bir an önce özlem gidermek ister gibi sadece gözlerimizin
içine baktık.

-

"Günaydın Sevgilim." kollarımın aradında kıpırdanan Melis'e göz gezdirdim, kumral saçlarına perdenin arasından hafif içeri sızan güneş vurduğunda parlaklığı artmış, gözleriyle müthiş bir uyum sağlamıştı.

"Günaydın." gözlerini ovuşturup yüzüme doğru döndü.

"İnanamıyorum gerçekten. İlk günden geç mi kaldık!" Panik ile saate bakıp pikeyi üstünden attı.

"Saat henüz altı buçuk Karıcığım?"

"Ya bizim sekizde tesiste olmamız lazım! anasının gözüne taşındığın için yol bir saat sürüyor zat-"

duraksayıp yüzünü birden bana çevirdi;

"Ne dedin sen?"

gamzesi hafif kıpraştığında yatakta dikeldim.

"Karıcığım dedim ya, duymadın mı yoksa?" güldüğünü gizlemeye çalışsa da başarısız olarak tebessüm etti.

"Düzgün konuş benimle, ne karısı?" birden şok olmuş gözlerle öptüğüm omzundan kafamı çektim.

bilmiş  , barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin