13. Min-seo ile konuşmak

162 17 0
                                    

Rahat ol Felix ben seni oğlum gibi görüyüm bundan sonra. " dedi kraliçe.
"Teşekkürler kraliçem."
"Eee nasıl gidiyor burada yaşamak. Yorucu olmalı senin için."
"Öyle çok yoruluyorum her gün bir yere gitmem gerekiyor."
"Normal bu alışırsın yakında."
"Umarım alışırım."

"Çok yorgunsan seni bir kaç günlüğüne av için gittiğimiz saraya yollayabilirim." Felix biraz düşündü. Bu onu yorgunluğunu alabilirdi. Kraldan izin alıp Jisungu da yanına alırdı.
"Olur kraliçem." Min-seo tebessüm etti.
"Tamam o zaman ben Hyunjine haber veririm."

"Afedin ama anlamadım."
"E yalnız gidecek halin yok her halde. Kralın senle gelecek." Felix şaşırmıştı çünkü böyle bir şey beklemiyordu. Şimdi ne yapacaktı bilmiyordu.
"Sadece ikimiz mi yani?"

"Hayır bir kaç kişi daha mesela Changbin Lee know hata Seungminle iyi anlaşmıştın onu da yolarım. Oğlum da bir kaç kişi yanına alır. Bir de korumalar ve hizmetklarlar felan. " Bunu duyduktan sonra Felix biraz daha rahatladı çünkü yalnız ikisi gider diye düşünmuştu.

"Neyse sen git hareme bağaşını hazırla ben de oğlumla konuşmalıyım."
"Pekala siz nasıl emrederseniz kraliçem." Dedi Felix ve kalkıp önünde egildi. Dışarı çıktığımda Ji-a hala onu bekliyordu.

"Eee Felix nasıl giti ne konuştunuz."
"Ava girecekmişiz."
"Kimle?"
"Işte kral Changbin Seungmin felan."
"Ben de gitmek istiyorum acaba hizmetliler arasında beni seçerler mi ki?" Felix göz devirdi.

Hareme vardıklarında Felix kendini yatağa atı. Tam gözlerini kapatıp uyuyacaktı ki cariyeler soru yağmuru başlatı.
"Felix krala nasıl geçti?"
"Kraliçeyle ne konuştun?"
"Çok mu yorgunsun?" Gibi sorular soruyorlardı Felix birden konuştu.

"Çok yorgunum lütfen bırakın beni." Cariyeler bunu duyduğunda geri çekildiler. Felix rahat bir uyku çekti. Akşam yemeği zamanı yaklaştığı zaman uyandı. Kendini toparladıgı sırada yemekleri getirdiler. Felix ve bütün cariyeler yemek yemeye başladı.

Herkes sessizdi. Küçük cariye buna alışık değildi ve yemek yemeyi kesip konuştu.
"Üzgünüm size kaba davranmış olabilirim. O an çok yorgundum sadece uyumak istedim."
"Sorun yok Felix" dedi Mi-young.
"Hımm tamam. Bu arada soru sormak isteyen varsa sorabilir. Şimdi cevap verebilirim." Dediğinde herkesin sorularını cevapladı başladı.

Ha-rin sadece yemek yiyordu yedikten sonra da kalkıp yatağına gitti. Hiç kimse ona dikkat vermedi çünkü herkes soru sorup cevap bekliyordu. Uyku zamanı gelmişti ve herkes rahat bir şekilde uyudu Ha-rin hariç. O bütün gece sadece yatakta dönüp durdu.

Sabah olduğunda kahvaltı yaptılar. Kahvaltı bittiğinde Felix biraz sıkılıp Mi-youngun yanına giti.
"Beni kütüphaneye götürür müsün? Çok gitmek istedim ama bir türlü zaman bulamadım."
"Tabi ki. Hadi gel gidelim." Bunu duyan Felix çok sevinmişti. Kütüphaneye vardıklarında ikisi de ayrı yere doğru gitti.

Felix kitap bakarken birden onu belinden dolayan bir ele tam çığlık atacak onun ağzını kapatıp kendine döndürdü ve onu rafla arasına aldı .Bu kraldı.
"Felix sakın ol tamam mı?" Küçük cariye tamam anlamında kafa sağladığında Hyunjin elini ağzından çekti. Kral ona yakışlaştı ve yüzünü onun yüzüne sürtmeye başladı.

Ikisinin de gözleri kapalıydı. Kral fısıldayarak bir şeyler söylemeye başladı.
"Ava gidiyormuşuz. " Felix sadece başını evet anlamında salladı.
"Gerçekten gitmek istiyor musun yoksa kraliçen mi zorladı seni?" Felix de ona fısıldayarak cevap verdi.

"İstiyorum kralım." Bunu gerçekten istiyordu çünkü bir sürü sevdiği insanla kafa dinlemek iyi bir fikir olduğunu düşünüyordu.
"Pekila o zaman. Yarın sabah yola çıkarız."
"Hıhı" dedi fısıldayarak Felix.

Kral tam onun dudağını öpeceken Mi-youngun sesini duydu.
"Felix neredesin? Bence bu kitaplar tam sana göre gel bir bak istersen." Hyunjin hala çekilmemişti.
"Felix?" Dedi Mi-young. Hyunjin onu umursamadan küçük cariyeyi öpmeye başladı. Felix ona karşılık veriyodu.

Sesiz öpüşüyorlardı. Felix yavaşça ellerini Hyunjinin boynuna doladı. Öpüşme devam ettikçe Felix daha sıkı sarılıyordu krala. Mi-youngun sesi çok yakından gelmişti bu sefer.
"Felix neredesin?" Bunu duyan Hyunjin yavaşça Felixten ayrılıp gözlerini açıp ona baktı ve yaratığı görüntüyü baktı.

Felix dudaklarına daha da pembe olmuş ve biraz şişmişlerdi. Burnu ve yanakları biraz kızarmıştı .
"Görüşürüz küçük cariye." Diyip giti birden kral. Felix şoku atlatamıyordu çünkü ilk kez bu kadar uzun süre öpüşmuşlerdi.

Tam o sırada Mi-young şokunu hala atlatamamış Felixi gördü.
"Felix sana seslendim beni duymadın mı."
"Ha şey ben kitaplara o kadar odaklanmışım ki duymamışım. Üzgünüm."

"Sorun değil. Beğene bileceğini düşündüğüm bazı kitaplar var göstermemi ister misin,"
"Olur " dedi Felix ve Mi-youngula biraz daha kütüphaneyi gezdikten sonra bir kitap alıp hareme gitiler.

Felix o gece bağaşlarını hazırlayıp uyudu. Sabah olduğunda küçük cariye kalkıp hazırlandı. Hazır olduğunda Ji-ayı bekledi. Geldiginde Ji-a bağaşı alıp ona çıkışa kadar eşlik eti.

"Ji-a sende geliyor musun?"
"Evet geliyorum."
"Peki başka kim geliyor?"
"Lee know Jisung Bang chan Seungmin Changbin ve Jeongin ve kalanlar zaten hizmetliler ve korumalar. "

"Eğlenicez gibi gözüküyor." Dediğinde zaten varmışlardı. Herkes oradaydı sadece kral yoktu. Ji-a bağaşı yerleştirmek için Felixten ayrılmıştı.

Felix de Jisunga doğru giderken Changbin birden ona yaklaştı.
"Felix nasılsın?"
"İyiyim Changbin. Sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Heyecanlı misin?"
"Hıhı öyleyim." Dediğinde kral gelmişti.

Royalty Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin