Jisung biraz sustuktan sonra konuştu.
"Bilerek yaptım ama efendim sizin iyil-" Birden Felix bağırdı.
"Ben senden böyle bir şey istedim mi? Sana demiştim ben bir şey istemedikçe hiç bir şey yapmayacaksın. " Felixin bu kadar sinirli olmasının nedeni Jisung o kadar ileri gitmişti ki kendine zarar vermeye göze almıştı."Efendim gerçekten kötü bir niyetim yoktu. Affedin efendim bir daha sizin emrinizde çıkmayacağım. " Felix onu anlamadığı için daha daha sinirlenmeye başlamıştı.
"Hala anlamıyorsun. Benim sana kızgın olma nedenim benim için kendine zarar vermiş olman." Jisungun gözleri dolmaya başlamıştı zira Felix ona hiç bu kadar kızmamıştı ve alışık olmadığı için ne tepki vereceğini bilememişti. Bunları düşünürken Felixin sesini duydu.
"Jisung eğer biraz daha burada kalırsam iyi şeyler olmayacak. Yarın yarana bakmak için gelirim. "Dedikten sonra bir hışımla şifahaneden çıktı ve nereye gideceğini düşünmeye başladı.
Düşündükten sonra bahçeye gitmeye karar verdi. Tam çıkacaktı ki muhafızların nöbet tuttuğunu gördü. Neyse ki yüzü hala belirgin değildi çünkü şu anda çok karanlıktı.
Onların dikkatini çekmek için yere yüzüğünü attı. Muhafızların o tarafa gittiğini gördüğünde hızlı ama dikkatli bir şekilde bahçeye çıktı. Yürümeye başladı ve bahçenin bir köşesinde mor güleri gördü ve eğilip onlara dokunmaya başladı.
Onların çok nadir bir tür olduğunu biliyordu. Birden üzerinde bir gölge hissettiğinde başını yukarı kadırdı ve bunun kral olduğunu anladığında hemen kalkıp önünde egildi.
"Majesteleri ben uyuyamadım-"
"Muhafızlarımı nasıl atlatın" Felix bunu duyduğunda ne diyeceğini düşündü.
"Şey onların dikkatini başka yere çektim ve sonra bahçeye çıktım."
"Ne yaptın da dikkatlerini çektin" Felix kıvranarak cevapladı.
"Yüzüğümu yere atıp ses yaptım. "Bunu duyduktan sonra Hyunjin ondan daha fazla etkilendiğini düşünmeye başladı basit bir şey yapmıştı ama yine de onu etkilediğini hisetmişti.
Bir anda Hyunjin ona yaklaşmaya başladı Felix olduğu yerde duruyordu hiçbir şey yapmadan. Hyunjin bir elini yavaşça beline dolarken diğer eli ile peçeyi eline alıdı. Ve sonra da bir eliyle yanağına koyup okşamaya başladı.
"Neden bu peçeyi takıp güzelliğini saklıyorsun?" Hyunjin ona o kadar çok yaklaşmıştı ki Felix gözlerini kapatıp ona kısık sesle cevap verdi.
"Siz kendinizi soruyu cevapladınız Majesteleri. Peçe takıyorum zira beni gördüklerind-" Felix lafını bitiremeden Hyunjin onun dudaklarına kapandı.
Felix şüpheli davranmamak için ona karşılık veriyodu.Felix karşılık vermeye çalışırken kolarını Hyunjinin boynuna sarmıştı. Hyunjin bu sefer ona nazik davranmıyordu. Öpüşürken ıslak sesler gelmeye başlamıştı.
Birden bire yağmur yağmaya başladı ve onlar da dudaklarını ayırıp yukarı baktılar. Sonra Felix yavaşça Hyunjinden uzaklaştığında Hyunjinin lafları duydu.
"Sen içeri gir hastalanmamalısın. Benim biraz işim var.""Emredersiniz Majesteleri." Dedi Felix ve önünde egildikten sonra çıkışa doğru adımladı. Muhafızlar onun içeri girmesine izin vermemişti bu yüzden Felix arkasına baktı. Hyunjinin muhafızlara baş saladığını gördü. Saladığını an muhafızlar mesajı almış gibi onun içeri girmesine izin verdi.
Felix yavaş adımlarla hareme giti ve İçeri girdiğinde Mi-young dışında herkesin uyuduğunu gördü. Ona yavaşca yaklaştı zira bir şeyden rahatsız olduğunu anlamıştı.
"Mi-young iyi misin?" Dedi ve Mi-youngunun gözlerine baktı.
"Şey ben dolunay olduğu geceler uyamıyorum da." Dedi Mi-young
"Dolunayla bir sorunun mı var?""Hayır yani aslında ben de bilmiyorum ama dolunay geceler kendi kendime uyuyamıyorum. "
"Anladım. İstersen benimle yat bu gece?"
"Gerçekten mı?"
"Evet gel hadi ama önce üstümü degiştirmem lazım zira ıslandım""Tamam. Değiştir sen üstünü " Dedi ve Mi-young Felix giyinmesini bekledi.
"Tamam hazırım gel." Dedikten sonra Mi-young yavaşça yatağa yatıp en köşeye giti.
"Maden benimle yatacaktın niye en köşeye gitin?"
"Rahatsız olur-"
"Olmam gel yanıma" dedi Felix ve Mi-youngu daha güvende hissettirmek için ona sarıldı."Felix sana bir şey sorabilir miyim?" Dedi Mi-young
"Tabi sor."dedi Felix
"Sen bu gece burada ne yapıyorsun? Yani tabi burası senin yatağın ama Majestelerinin yanında olman gerekmez mi?" Felix onun bu tatlı haline tebessüm ederken onu cevapladı."Beni bu gece hazırlayan kişinin adı Jisung ve ben halvete iken o ayağını burktugunda ben halveten çıkıp onula ilgilendim. Yani kısacası halvet olmadı. "
"Yani neredeyse her şeyi anladım da peçen nerede?" Felix bunu duyduğunda peçeyi kralda unuttuğunu anladı. Mi-younga Hyunjin ile öpüşürken diyemezdi bu yüzden bahane uydurdu
"Jisungla ilgilenirken düşürmüş olmalıyım."
"Anladım o zaman sana iyi geceler. "
"Sana da" dedi ve gözlerini kapatıp uykuya daldı.Sabah olduğunda Felix gözlerini açtı ve Mi-young hala sarılı olduğunu gördüğünde tebessüm etti. Felix diğer kızların yanına gitmeden önce günlük cüppeleri ile üstünu değiştirdi ve yine cüppesine uygun bir peçe taktı.
"Felix sen neden Mi-youngla yatın dün gece.?" Dedi Ha-rin
"Şey Mi-young dolunaylı gecelerde kendi kendine uyuyamadıgını söyledi ben de isterse benimle uyuyabilecegini söyledim o da kabul etti. ""Aaa evet doğru normalde dolunay geceler uyumaz ama bu gece seninleyken mışıl mışıl uyumuş." Dedi Ha-rin
"Bunun bana özel olduğunu sanmıyorum bence o sadece dolunay gecelerinde yalnız uyanıyor." Dedi Felix
"Bu arada bu gece balo var. Sen de gelecek misin Felix?" Dedi Ha-rin.Biliyorum bu sizi belki çok sıkıyo ama ben detaylı yazmaya seviyorum. Umarım sizi çok sıkmamışımdır. Diğer bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Royalty
Historical FictionBir gün saraya bir cariye gelir ve o cariye daha ilk günden kralın yanına gider. Ancak cariye Felixin krala karşı ilgi duymamaktadır. Onun ilgilendigi şey sarayda olan ilaçlaradır. Felix melezdir Melez:Bir melez tıpkı bir kadın gibi hamile kalabilir...