18.Sana söz Hyunjin bensizliği sana asla yaşatmicam.

157 16 7
                                    

Sabah olduğunda Felix Hyunjini izliyordu ve sızısı yüzünden kıpırdamıyordu. Hyunjin gözlerini açınca Felix gözlerini kapatıp uyuyormuş numarası yaptı.

Felix gerçekten iyi oyuncuydu. Hyunjin onu okşamaya başladı. Onu incelerken içi gidiyordu sanki. Öyle güzel ve masumdu ki ve artık onundu. Felix gözlerini kıpırdatınca Hyunjin uyumadığını anladı.

"Demek bana numara yaparsın ha?" Felix bir çocuk gibi gülmeye başladı.
"Bir de gülüyor musun?" Dedi ona yaklaşırken. Felix krize girmiş gibi gülüyordu. Kral onu izlemekten zevk aldı. Felix bir süre sonra onu inceleyen krala bakıp ciddi oldu.

"Sen hep böyle gül olur mu?" Dedi Hyunjin ona bakıp onda kaybolmaya devam ederken.
"Siz benimle olduğunuz sürece ben her zaman böyle güleceğim Majesteleri."
"Yalnızken bana Hyunjin diyebilirsin." Dedi ve ona yaklaştıp kulağına bir şey fısıldadı.

"Ancak yatakta Majestelerini tercih ederim. "Felix bunu duyunca kızarmaya başladımıştı. Yüzünü kapatı. Hyunjin onun bu halini kıkırdadı. Tam o sırada Lee know girdi odaya.

"Majesteleri sonunda buldum sizi. Hazırlanmanız lazım birazdan yola çıkacağız."
"Pekala çık sen odadan." Lee know odadan hemen çıktı hiç zaman kaybetmeden.

"Küçük ceriyem şu an hazırlanmamız lazım o yüzden gitmem gerek. " dedi kral. Odadan çıkmadan önce öptü Felixi. Küçük cariye onun bu haline tebessüm etti.

Hyunjin odadan çıktıktan sonra hazırlanmaya başlamıştı. O sırada odaya Jisung girdi. Tam zamanında gelmişti. Felixe yardım edip onun bağaşını hazırlamıştı. Bağaşını hazırlarkende Felix ona dün olanları anlatı Jisung şok olsa da efendisini mutlu gördü için o da mutlu olmuştu.Ikili hazır olduktan sonra çıkmıştı saraydan.

Jisung Lee knowuyu görünce dil çıkarmıştı. Lee know ise onun bu tatlı haline tebessüm etti. Hyunjin geldiğinde herkes egildi Changbin dışında sonuçta o da bir kral olduğu için Hyunjine eğilmesin gerekmezdi.

Changbin Jeongini gördüğünde onla konuşmaya giti zira dün Changbin ve Bang chan kılıçlarla öylesine mücadeleye girdiler ancak Bang Chan istemeden Changbinin koluna bir sıyrık açtı.

Changbin ne kadar da gerek duymasa Bang Chanın ısrarıyla onu şifahaneye götürdü. Jeongin onla ilgilendi sıra ne kadar konuşmasa da Changbin onu bir şekilde konuşturup güldürüp eğlendirdi.

Bu Jeonginin de Changbinin de hoşuna gitmişti bu yüzden diğer sarayda yine görüşme kararı aldılar Huynjin Changbinin onun yanına gittiğini görünce saraya gittiğinde bunu onla konuşma kararı aldı.

Herkes hazır olduğunda yine aynı at arabalarına binmişti herkes. Felix ve Hyunjin baş başa kalmıştı yine at arabasında. Hyunjin yine onun dizlerine uzanmıştı.

Felix te onun saçlarıyla oynamaya başlamıştı.
"Sabah benleydin ama seni özledim. Ne olucak benim bu halim?"
Felix tebessüm ederek krala yaklaştı.
"Bensizlik demek kötü bir şey hm." Biraz cilveli bir şekilde demişti bunu Felix. Hyunjin sırıtıp kafa saladı.

"Bu dünyada da ki en kötü şeyden bile kötü. Her anım senle olsun istiyorum hiç ayrı kalmayalım hep birbirimizin olalım istiyorum. " Bunu diyen Hyunjin yerinde kalkıp Felixin tutup kendine çekmişti ve dudaklarına yapışmıştı.

Felix te ona karşılık veriyodu. Bu öpüşme yumuşaktı. Bir süre sonra Felixi kendini çekip ona sarıldı.
"Sana söz Hyunjin bensizliği sana asla yaşatmicam."

Huynjin adını ilk kez söylediği için ilk şaşırsada sonra tebessüm etti.
"Seni yerim ben güzelim."
"Dün yeterince yediniz bence Majesteleri." Huynjin ona bunu demesiyle sırıtımıştı.

"Ama ben sana doymadım." Dedi kral.
"Bana doymanı istemem zaten."
"Hm öyle mi küçük cariye?"
"Öyle Majesteleri." Dedi küçük cariye yine cilvelyle.

"Bu cilveli hareketlerini yatakta da görmek isterim."
"Elbete siz nasıl emrederseniz." Felix onun sınırını zorluyordu. Biraz oyun oynamak istemişti sadece ancak nerden bilebilirdi ki kral onu derin bir öpücüğü başlatıp onu altına alacağını.

Felix kendini çekip konuştu.
"Burada olmaz başka sefere. Hem her gün mü yapmak istiyorsun?"
"Sen kaşındın ama madem şu an istemeyorsun pekala zaten dün seni yormuş olmalıyım." Felix parmaklarıyla gösterdi.

"Birazcık yordun." Dedi. Hyunjin oturup onu kafanı dizine yatırdı.
"O zaman sen dinlen ben yorgun değilim zaten." Diyip onun saçlarıyla oynamaya başladı.

Felix uykuya dalmıştı bile zira dün biraz desede baya yorulmuştu. Saraya vardıklarında Hyunjin onu alıp odasına götürüp onu yatağına bırakıp örtukten sonra işleriyle ilgilenmeye başlamıştı.

Geceye doğru Hyunjin işlerini bitirip odaya gelmişti. Felixin hala uyuduğunu görünce yanına gidip yatağa oturdu. Yüzüne dokundu.

"Küçük cariyemi baya yordum anlaşılan öyle ki bütün gün uyudu." Felix yavaşça gözlerini açıp etrafa bakındı. Ve yatakta oturur hale geldi.
"Aç mısın?" Deye sordu kral. Felix başını olumlu anlamda saladı.

Hyunjin gidip muhafızlara bir şey diyip Felixin yanına döndü.
"Birazdan karnını doyurursun."
"Hyunjin ben burada çok sıkılıyorum. Yarın babamı ziyaret edebilir miyim?"

Hyunjin biraz düşünüp cevap verdi.
"Bende senle gelirim. Uzun zamandır çarşıya gitmemiştim durumlar nasıl bir kontrol edelim. Hem istersen ailenle bir gece kalırız. Felix çok mutlu olup krala sarılmıştı.

"Teşekkürler." Hyunjin onu saçlarına öpücük bırakılmıştı. Tam o sırada kapı tıklatılmışti. Hyunjin içeri gelmesi için komut verdiğinde içeri bir muhafız girip bir tepsi yemek bırakıp çıkmıştı.

Felix hemen kalkıp yemeklere giderken Hyunjin de arkasından gitmişti. Ikili yemek yiyip komik anılar anlatırken kahkaları kapının dışından bile duyuluyordu.

O gecesi ikili birlikte sarılıp uykuya dalmışlardı. Sabah olduğunda yine hazırlanıp saraydan çıkıp yola koyulmuşlardı. Bu sefer iki araba gitmişlerdi. Birinde Hyunjin ve Felix diğerinde Jisung ve Lee know vardı.

Bu bölüm çok aceleye geldi kötü oldu biraz.

Royalty Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin