14.Ava çıkmak

122 14 5
                                    

Oraya Hyunjin geldiğini gören herkes Changbin hariç egildi. Kral onları öyle gördüğünde sadece onlara yaklaştı ve sinirini beli etmemeye çalıştı.

"Felix sen benimle geliyorsun diğer kalanları kalan at arabalarına binebilirler." Diyip Felixi elinde tutup at arabasına varana kadar bırakmadı. At arabasını önünde durup ona eleriyle komik bir şekilde at arabasına binmesini gösterdi.

Felix bu haline güldü ve at arabasına bindi. Onun arkasından kral bindiğinde at arabasını kullanan kişiye kral yola çıkmasını söyledi. Felix bir kitabı okumaya başladı. Hyunjin ise onu her bir detayını inceliyordu inceliyordu.

Kral önünde ki manzaradan gözlerini almıyordu resmen. Felixin perçemle önünde kitap okurken peçenin altında ki çilerine vuran güneşle büyüleyici gözüküyordu. Birden Felix konuştu.

"Kralım bana böyle bakmaya ne kadar devam edeceksiniz?"  Dedi kitaptan bakışlarını ayırmadan.
"Hımmm bilmem?" Dedi kral ciddi olmayan bir tavırla.

Felix bunu duyduğunda hem başını kaldırıp hem de kitabı aynı zamanda kapatı.
"Varmamıza ne kadar kaldı?"
"Var daha baya yolumuz. Ama kralının uykusu geldi." Dedi ve Felixin dizlerine yatı. At arabası özel tasarımdı ve normal olanlardan büyüktü o yüzden Hyunjin sığmıştı.

"Felix saçlarımla oynar mısın?" Dedi Hyunjin gözleri kapalıyken. Felix bunu bir emir gibi algılamıştı bu yüzden yavaşça parmak saçlara değdiğirdi. Çok yumuşaklardı. Felix saçlarla oynarken ona yandan bir örgü yapmıştı. Krala bu örgü çok yakışmıştı. (Böyle gözüküyor. Maşallah demeden geçmeyin. )

Felix Hyunjinin saçlarıyla oynarken o da kendini uykuya bıraktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Felix Hyunjinin saçlarıyla oynarken o da kendini uykuya bıraktı. Ikisi bütün yolculuk boyunca uyuduları.

Varmalarına az kaldığında Hyunjin uyandı. Felixin oturuk bir şekilde uyuduğunu gördüğünde onu yatırdı. Çok geçmeden varmışlardı.

Vardıklarında Hyunjin onu kucağına alıp at arabasından inip onu saraya götürdü. Felix saraya girdiklerinde uyandı.
"Kralım geldik mi?"
"Geldik. Sen şimdi uyu."
"Yok gerek yok. Beni indirir misiniz?"

Dediğinde Hyunjin onu indirdi.
"Ji-a sana odanı gösterir." Diyip giti. Felix biraz Ji-ayı salonda bekledikten sonra Ji-a geldi ve herkesin odasını gösterdi.

Herkes odasından memnundu.
Felix o gece hareme gitigi zamana kadar hiç yalnız bir odada kalmadığı için bu gece çok rahat uyumuştu öyle ki öğlen olduğunda bile mışıl mışıl uyuyordu.

Ji-a onu anca uyandırmış ve hazırlanmasına yardım edip ona sarayı gezdirmişti. Sonra Felix yorulup odasına çekilip kitabını okumaya devam eti.

Felix bir süre sonra sıkılıp odadan çıktı. Sarayın koridorlarında gezerken birden önüne Changbin çıktı. Felix Changbinin gördü an eğildi.

"Felix ikimiz baş başa olduğumuzda bana resimi davranmana gerek yok."
"Olmaz öyle siz kralsınız." Felix Changbinin yüzüne bile bakmıyordu.
"Sana kral olarak emrediyorum bunu benimle baş baş olduğunda resmi davranma."

"Emredersiniz Majesteleri" Dediğinde anca yüzüne baktı.
"Hım benimle biraz gezmek ister misin?"
"Olmaz bu çok yanlış ben kralın bir cariyesiyim sizinle konuşmam bile yasak. Benim gitmem gerek."

"Pekala " dedi Changbin ve Felixin gitmeden önce egildigini gördü her ne kadar Changbin ona resmi davranmamasını istese de bunu yapmak zorundaydı. Ji-ayı aramaya başladı. Onu mutfakta bulmuştu.

"Ji-a Jisung nerede?"
"Bak orada yemek yapıyor." Dedi ve Jisungu gösterdi.  Felix Jisungun yanına gitti.

"Jisung neler yapıyorsun böyle sen sadece bana hizmet ederdin şimdi bakıyorum yemek yapıyorsun."
"Öyle efendim ama yemek yapmak çok zevkli."

"Hım bende yapıyım o zaman. Bütün gün sarayda sıkıldım diğer sarayda hep böyle diğer cariyer gibi yatmak kitap okumak istiyordum ama şimdi anladım ki çok sıkıcıymış" dedi Felix dudakları buzuk bir şekilde.

"Efendim üzgünüm ama siz kralın cariyesisıniz burada olmamalısız lakin buradasınız ve üstelik yemek yapamak istiyorsunuz."

"Ne var bunda?" Dedi Felix
"Ne oluyor orda " Dedi Ji-a
"Ji-a bende yemek yapabilir miyim?" Dedi Felix

"Hayır olmaz hata sen git buradan burada olman yanlış." Dedi Ji-a
"Tamam gidiyorum." Dedi Felix ve ellerini birleştirerek şifahaneye giti en azından Jeongin ve Seungminle zaman geçirebilirdi deye düşündü.

Şifahaneye vardığında Jeongin ve Seungmin yeni ilaçlar keşifetmeye çalıştıklarını gördü.
"Neye ilaç yapıyorsunuz?"

"Senin Jisunga yaptığın ilaçı yapmaya deniyoruz zira o Jisungun ayağı kötü bir şekilde bururkuk olmasına rağmen çok çabuk zamanda ayağa kaldırmıştı ama  başarılı olamıyoruz.

"Ben size gösteririm." Dedi ve işe koyuldu. Onlara her detayını gösteriyor ve neden neyi nasıl konulduğunu anlatıyordu. İlaç bittiğinde Jeongin konuştu.

"Sen gerçekten inanılmazsın bunların hepsini kendin mi keşifetin."
"Evet daha bir sürü şeyin şifasını biliyorum ben."

"Felix sen bizimle çalışmak ister misin?
Krala konuşurum ben." Felixin gözleri patlamıştı. Sonunda amacına ulaşmıştı.
"İsterim hem de çok isterim.' Dedi mutlu bir şekilde.

"Diğer saraya döndüğümüzde ben onula konuşurum o zaman."
"Olur" dedi Felix.
"Benim artık gitmem gerek gece oldu."
"Tamam o zaman" Dedi Jeongin. Felix odasına giderken kral karşısına çıkmıştı.

Size bu kadar geç bölüm atığım için üzgünüm ancak özel durumlar yüzünden anca atabildim. Diğer bölümün ne zaman geleceği belirsiz. Umarım beğenirsiniz.

Royalty Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin