(13). DOĞUM GÜNÜ

61 3 0
                                    

'Sadece mutlu ediyorsun'

***
(Kuzgun)

Sabahın erken saatlerinde işimin başına geçtim, şu anda öğleydi ve ben hala masama koymuş olduğum kağıttan renkli Güllere bakıyorum, özenle katlamış ve özenle hazırlamıştı, Çiçeklerden nefret eden bir adamı kağıttan Güllere aşık ettirdi, bu güller çok güzeldi, çok farklıydı.

Neden parçaladığını mera ediyorum ama bir yandan da ilk defa kız kardeşimin doğum gününe farklı güller hediye edeceğim, gerçi 24 tane olmalıydı, kız kardeşimin 24. Doğum günü ama küçük bayan 20 tane gül yapmıştı, 1 tane ise parcalamamıştı.

3 tane eksik ama bir çiçekçi den satın alır bukete koyarım.

Gülleri belkide yüzbin kere elime alıp kokladım, belki onun kokusunu alırım diye ama yok bu çiçekler normal kağıt kokuyordu, şimdi burda olsa onun kokusunu alsam çok güzel hissedecektim.

Altın sarısı saçları o kadar yakışıyor ki yüzüne sanki sarı renk onun için vardı, kapkara gözleri ise hep derin bakıyordu, derin bir korku taşıyordu,  belliydi çok korkak biriydi, evet benim de gözüm kara ama ilk defa kara gözlere bu kadar hayran kaldım.

Yüzüne yakışan ufacık burnu ise sanki en iyi estetik uzmanlarının elinden çıkmış gibiydi, dudakları ise hep kiraz rengindeydi, çok sevimli ve güzel bir kız ama hep temkinli, kimseye gülmüyor, sanki gülünce kötü birsey olacakmış gibiydi.

Ufacık boyu vardı ama boyundan çok korkusu vardı, durgun bir yapısı var ama içinde ne fırtınalar kopuyor,  en kötüsüne hep korkuyor.

Sadece saf korku ile nefes alıyor, korku ile dost gibi, onu tanımayı bilmeyi çok istiyorum, bana kendinden bahsetse sabahlara kadar dinlerim.

Evet pek sohbet etmiyor ama eğer konuşursa onu hiç kesmeden dinlemek istiyorum, bana kendisini anlatsın çünkü ben onu ondan duymak istiyorum.

Sık gülmüyor, gülüşü çalınmış gibi.
Bide hep yaralı, sadece fiziksel olarak değil ruhu ve kalbi büyük bir yara almış.

Güllerden birini çıkardım, tekrar burnuma yaklaştırdım, kokusunu derin bir şekilde içime çektim ama bu sadece kağıt kokusuydu.

Almak istediğim koku onun kokusuydu, sanki nar çiçeği kokusuydu onun kokusu, bilemiyorum bu onun parfümü de olabilir ama o kadar güzel bir koku ki her defasında onun kokusunu havada arar oldum.

Elimdeki kağıttan gülü çekmeceme yerleştirdim, ne yapalım 4 tane gül satın alırım, buketi bilerek masama koydum, masama yakıştı sanki, yada ben onun elinin değdiği herşeyin gözümün önünde olmasını ister gibiyim.

Acaba istesem bana bir vazo dolusu çiçek yapabilir mi?
Ama ben onu yormak istediğimi sanmıyorum, ceketinin cebine koyduğum notu çıkartıp tekrar okudum, belkide yüzbin kere bu kağıdı tekrar tekrar okudum,

Sevgili kuzgun bey

Öncelikle güllerinizi ben parçaladım.
Size küçük acı katliamı ben haber verdiğim için hiç pişman değilim.
Gülleri çok severim ama ne ara parcaladığımı anlayamadım bu yüzden özür dileme gereği duymuyorum.

Zaten hatamı telafi etmek için iki saatimi kağıtlara harcadım, yani bu özür sayılır,bu arada gülleri çok özenerek yaptım, eğer olurda beğenmezseniz çöpe atmayın bana geri verin.

Bide gerçekten içimde hiç pişmanlık yok, zaten plastik tı.

Son bisey daha, "Benim yazım sizin yazınızdan daha güzel, sizin yazınız taş devrinden kalma gibi bişey" Beni anlıyor musunuz?

168 SAAT İŞKENCE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin