(16). AŞIK OLDUM😵‍💫🥴

84 3 0
                                    

' HERKES HATA YAPARDI AMA HERKES AFFEDEMEZDI, HERKES İKİNCİ ŞANS İSTERDİ AMA HERKES HATASINI DÜZELTEMEZDİ '

***

bazen düşünüyorum, acaba?, ailem olsa benim için üzülür mü?, ya da bir annem olsa şu anda benim yanımda olur muydu?, yada beni görürmüydü?, en küçük ihtimal benim için üzülür müydü?
Hiç sanmıyorum, benim annem bana üzülmez ama acır, öyle bir acır ki ben bile yüzündeki ifade ile kendime acırım, Peki babam?, bir baba kızlarının kurtarıcısı değil miydi?, benim babam benim kurtarıcım değil! Hiç olmadı, yada olmayı başaramadı.

Nedeni o kadar belli ki, mesele en son onun yüzünden kaçırıldım ve berbat 10 gün ve berbat 168 saat geçirdim, en son tecavüz edildim ama öncesinde vardı.

Tamam anlıyorum şu anda babam yanımda değil ve ben bunun için onu suçlayamam ama öncesi de vardı, çok öncesinde de olmuştu.
İlk kötü zamanım o gündü, çok eskidi ama sonrasında da oldu.
10 yaşımda ilkti fakat 14 yaşımda da oldu ve bu 15 yaşımda da devam etti, berbat hayatım yüzünden birçok şeyin nasıl olduğunu anladım.

Peki annem ve babam eğer beni çok önceden korusaydı ben hala yaşayabilir miydim? Belkide böyle olması gerekiyor du.
Belkide nasibimde bu ölüm kuşu ile tanışmak böyle olmalıydı.

Ve ben bu ölüm kuşuna şu anda neden masasının altında saklandığımı anlatmam gerek.

Sakalsız yüzü çok çekiciydi ve olduğundan daha yakışıklıydı, tek fark şu anda sinirli olmasıydı.

Sahi neden sakalını kesmişti? Yoksa benim için mi? Yüzüme bakması beni hiç korkutmuyor ama yine de kalbim hiç bilmediğim bir ritmi var, ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama bu hali çok daha yakışıklıydı.

"Ben sizi görmek istedim o yüzden geldim" gözleri ne kadar da güzeldi, "toplantıda olduğunuzu söylediler bende odanıza geldim" kaşları hafif çatıldı, "odanıza aliv ile geldim ve biraz gezindim aniden sizin sesiniz gelince telaş ettim ve masanızın altına girdim" umarım bu saçma yalana inanır.

Derin nefes alıp koltuğuna oturdu, ama bu adam çok çekici, neden ona yaklaşma istedi ile doluyum?, eliyle karşıda duran koltuğu işaret etti, kafamı sallayıp karşısına oturdum.

"Bana gerçekleri söyle, sana kızmayacağım "  Artık o sinirli ve öfkeli adam yoktu karşımda, sakin ve rahat bir adam vardı.
Benim yalan söylediğimi nasıl anladı?
Göz devirip gerçekleri anlatmaya başladım, "hani mektupta keşfedin falan dediniz bende onu yapıyorum, ilk sizi keşfedeyim dedim" dediklerim ile dudağı kıvırdı aman Allah'm çok yakışmıştı.

"Çay mı? Kahve mi?" Hala benim kahve sevmediğimi bilmiyor! Bu çok can sıkıcı, ne saçmalıyorum onu ne ilgilendirir benim kahve sevmediğim, kendine gel sevra!
"Çay" Kafasını sallayıp ayağa kalktı, kapıdan çıkana kadar onu ve her şeyini tek tek beynime kaydettim, gerçekten çok yakışıklı ve çok muhteşem.

İçeriye bir çay ve bir kahve ile döndü, çayı ve kahveyi önümde duran sehpaya koyup benim karşımda duran koltukta oturdu.

Gözlerim sanki onda bisey arar gibi onda oyalanıyordu, en çok gözlerinde duruyorum, siyah gözleri ne kadar da güzel, hala şaşkınım, daha önce siyah gözlerin bu denli ışıltılı ve güzel olduğunu bilmiyordum, kendi gözlerimi bile bu kadar sevmemiştim, kendi gözlerime bile bu kadar odaklanmamıştım, ama şimdi?, o gözleri saatlerce izleyebilirim.

İnsanoğlu kendindeki güzelliği başkasında görünce anlıyormuş ne denli muhteşem olduğunu.

Çayımdan yudum alıp koltuğa yaslandım, amma rahatmış ha!

"Nasıl gidiyor?" Sorusuna kaşlarımı çattım, kafamı sallayarak, "Ne nasıl gidiyor?" Kahvesini yudumlayıp, "hayat" .
"Normal işte" Kafasını sallayıp bana baktı, "seansın nasıl gidiyor?"
"Normal işte" , kahvesini yudumlayıp, "seninle küs olan arkadaşın ile konuşsun diye deha ve meriçi gönderdim, birazdan haber gelir ve iyi bir haberim daha var" Kafamı sallayarak iyi haberi bekledim, "Seni kaçıranların hepsi yakalandı, hepsi tutuklandı" çok güzel bir haber ama ben biraz gerildim, kafamı sallayıp çayımı yudumladım.
Acaba ona neden sakallarını kestiğini sorsam ne der?
Aman yok eğer sorarsam bana sanane der susturur!

....

Biraz sohbet ettik ve ben artık kalkmak istedim fakat içimde ukde kalan bişey vardı, hala bişeyler eksikti, sanki , sanki bişeyleri ona anlatmam gerekiyor ama benim anlatacak bileyim kalmadı ki!

Onunla vedalaşıp yoluma girdim, çok yavaş dedi, ama çok hızlıca değil sadece yürüdüm, iyi ki oruç un nerde kaldığını ezberlemiştim.

Umarım ona yük olmuyorum, zaten Süreyya beni delirtti!
Acaba ne oldu da biz bu hale geldik?

Sonunda orucun evine gelebildim fakat saat çoktan gece yarısı oldu, korkuyorum ama belli etmiyorum çünkü beni koruyan iki kişi var, Meriç ve deha, gerçi ben o iki salağın kendilerini bile koruyabileceğine bile inanmıyorum ama neyse.

Zile bastım, Kapıyı oruç açtı,  içeri girip direkt odama çıktım, ama ne güzel his, kendi odam var, kısa sürecek ama yine de çok güzel bir his.

Rahat gri pijama giyip aşağı indim, oruç ile beraber yemek yedik,az sonra televizyon karşısına geçip film açtık.

Oruç dikkatle film izlerken ben sadece kuzgun u düşünüyorum, hala bile o hali var aklımda, sakalsız ve çok yakışıklı,  nedense heyecan vardı içimde, Bide mutluluk, bir o kadar da bu hislere karşı korku, biraz da endişe, bir yandan da onu görme arzusu hücum ediyordu beynime.

Aman Allah'm bu da ne böyle?, beynim yanmak üzere üstelik o adamı düşündüğü için bu oluyor, kalbim bir melodiyi taklit eder gibi atıyordu, elim ile sol göğsüme koydum, çok hızlı ve sert vuruyordu, bu sertlik bana ne kadar yumuşak gelse bile çok sertti ve çok rahatsız edici bir şarkıydı.

Ne oluyor bana?, dayanamayıp oruç a sordum, "oruç ben iyi değilim!" Endişe içinde bana bakan kız korkarak, "İyi misin?, doktora gidelim mi?, neyin var?" Onu durdurup cumleme devam ettim, "hasta hissetmiyorum ama galiba hastayım... Ne bileyim galiba deliriyorum" oruç daha çok korkarak bana endişe dolu baktı, "Anlat lütfen!, ben sana yardım ederim" Kafamı sallayıp başladım anlatmaya...

...

Anlattığım herşeye şakır şakır gülüyordu, kuzgunu anlatmam umurunda bile değildi ama gerçekten keyif alıyordu.
"Alkım, kızım sen aşık olmuşsun" daha çok gülmeye başladı,, olduğum yerden fırladım, aman Allah'm ben şimdi gerçekten aşık mı oldum?

Evin içinde bir sağa bir sola gidip geldim, hayır bu gerçek olamaz, ben onun çocuğu kalırım yanında, yok yok abartmayayım en fazla aramızda 9 yaş vardır.

Of delireceğim!

Oruç hala gülüyor du, öfkeyle ona döndüm, "oruç susacak mısın? " kahkahaların arasında cevap verdi, "10 dakika bekler misin?" Kafamı sallayarak onayladım, hayır yani sadece abisi değil kendiside çok garip!




















168 SAAT İŞKENCE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin