(22). ANLA BENİ

34 1 20
                                    

'HISLERIMI KAYBEDİYORUM '

***

Bembeyaz bir sayfa gibiydi  herşey, çok karanlık bir yerdeyim, aslında yukarı baktığımda gündüz ışığı sürüyordu içeriye, ufak ışık kırıntısı beni ayakta tutmaya yetermi? Umutsuzca bakıyorum yukarı, kafamı eğip etrafıma baktım,gördüklerim ile derin bir korkuya düştüm, nefesim kesildi, midem kısıldı, etrafımda duran ölü bedenler iğrenç görünüyordu, kalbim yerinden fırlayacak gibi, neredeydin ben?

Yerde oturmustum, diz.erimi kendime çekmiş öylece bakıyorum, şu oturdum için belime kadar geliyordu, titriyorum, korkuyorum....
Ben ölü bedenlerin olduğu kuyudaydım...

Korkuyla gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, tekrar gözlerimi açtım, huh rüyaymış...
Etrafıma baktım, bir dakika burası?
Ben kendi zindanimda ydım, ellerim zincir ile birbirine bağlanılmış, tavana sabitleyip bacaklarımda yere sabitlenilmişti, etrafıma bakındım, kimse yok.

Yine mi kaçirldim acaba?, ama bu imkansız, kuzgun bana onların hapiste olduğunu söyledi, belkide yalan söyledi, en düşük ihtimal ben rüya görüyorum, iyide insan rüyasında rüya gördüğünü anlayabilir mi?

Arkadan ensemdeki saçlarımı ellerini sertçe geçirip kafamı arkaya savuran kişi ile göz göze geldim, onu görünce içimdeki hışımlı acı kalbime saplanan bıçaktan farksız dı, korkuyla yutkunur konuşmaya çalıştım ama sesim yoktu, ben konuşamıyorum, Atlas karayip ise konuşuyordu ve ben bir bok duymuyordum....

****

Etrafımda çeşitli sesler duyuyordum, birçoğu kadındı,  birçoğu ise erkek, ben sesleri ayırt edemeyecek kadar bilincimi kaybettim.

neydi benim sorunum?, neydi benim varoluşum?.
Nefes almak niye bu kadar zor?, insanoğlu neden kendi gibi insanlara zarar versin ki?, neden herkes herkese zarar veriyor?, neden kimse başkasını düşünmeden hareket ediyor?

Bazen insan umutsuzca ölüm ister ama ne yazık ki ölüm isteyerek alınan bisey değil, bir insan ölüm istememeli, insan sahip olmadığı birşeyi istemeli, ölüm herkesin sahip olduğu bişey,  çok garip değil mi?

Neden herkes bu kadar farklı?, ben anlamıyorum, anlamak için çok çabalıyorum ama bir türlü anlamıyorum, herkes birbirine düşman, herkes birbirine öfkeli, herkes birbirine kinli, herkes agresif, herkes fevri, herkes kinli,herkes acımasız, ve herkes önyargılı.

Ben bile

Ruhumda çok sarsak bir acı var, kimse bilmiyor, bilenler anlamıyor, varoluşum bir hiç uğruna yola çıktım, boşa kürek çekiyorum, boşa nefes alıyorum, boşa yaşıyorum.

Ben varken de yokum, acı çekmekten başka hiçbir şey yapamıyorum, zaten tek bildiğim acı çekmek, görünmez bir insan gibi hissediyorum, sanki kimse beni görmüyor, sanki kimse beni anlamıyor.

Anlatamıyorum çünkü yaşadıklarım anlaşılabilecek kadar kolay değil.
O kadar yorgunum ki ben bile farkında değilim, ne kadar yol aldığımı bile umursamaz oldum, kimsenin duymadığı, bilmediği kişi olmak beni çok yordu, kendimi görünmez biri gibi görüyorum, herseyden önce büyük bir boşluk var içimde,  ne ben biliyorum ne de başkası...

....

Başımdaki ağrı ile gözlerimi zorla açmaya çalıştım, herşey bulanık olmasına rağmen uyanmak için çabalıyorum, gözlerimi tam açtığım an görüntü netleşti, sesler yavaş yavaş yükselince, bilincimi açıldığını anladım.

168 SAAT İŞKENCE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin