Bölüm 52

3.2K 252 149
                                    


Selammmm 💙

Yani sınır koyayım da bir iki hafta işlere odaklanayım dedim bir gecede sınırı geçtiniz alacağınız olsun adlsjajaj

İşleri ancak ayarlayıp bugün yazacak zaman bulabildim. Hemen yazdım bitirdim bir akşamda, bu akşam geniiiişçe zamanım vardı 🌸

O zaman sonraki bölümün yorum sınırı 300 olsun 💙

Bayramda İzmir'de olacağım. Bayram boyu elime Wattpad falam alamam muhtemelen. Sınır geçilse de bölüm bayramdan sonra gelir bu yüzden en erken

İyi okumalar dilerim efendimmmm 💙

Ana çar; esaturk

***

Titreyen bacaklarımla marketten ne ara çıkıp dörtlüleri yanan arabaya ne ara bindim, bilmiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı; babamın güvenini artık gerçekten sarstığımdan emindim.

Ve bunun olmaması için tek yapmam gereken şey; iki hafta önce ona sadece bir birlikteliğim olduğunu söylemekti.

İki hafta. Yalnızca iki hafta ile kaçırmıştım onun yüzüne bakabilmeyi. Çünkü şu an hızlı adımlarla arabaya ilerliyordu ve ben onun yüzüne bakamayacağımdan emindim.

Aksel ile bir şey konuşmuşlar mıydı, yoksa babam ağzını bıçak açmadan çıkıp gelmiş miydi bilmiyordum. İçeride ne kadar kaldığından da arabanın içinde ne kadar oturduğumdan da emin değildim. İki dakika geçmiş de olabilirdi yirmi dakika geçmiş de...

Arabanın kapısı hızla açıldı, babam içeriye hızla oturdu, market poşetini arkaya fırlattı ve kapı hızla geri kapandı. Tüm aksiyonlarını ağır alan hatta annemle bu yüzden defalarca kez tartışmış babamın bu ani reaksiyonları kalbimin çarpmasına sebep oluyordu.

Araba hareket etti, babam hızla yol almaya başladı, sokağa hızla girdik ve aracı hızla park etti. Bu süreçte hiçbir şey konuşmadık. O hızlı soluklar çekip bırakırken ben yok olmak ister gibi neredeyse nefes bile almıyordum. Sessizliğim benim yokluğum olabilirmiş gibi, çıt çıkarmadan öylece koltuğa gömülmüştüm.

Emniyet kemerini çıkarıp arka koltuktaki market poşetini aldı ve kapısını açtı. Hareket dahi edemiyordum. Sanki kalkıp arabadan insem, hiçbir şey olmamış gibi davranıyor sayılacaktım. Bu saçma fikir nereden gelip aklıma girmişti bilmiyordum ancak ben de zaten mantıklı kararlar alabilecek bir durumda değildim.

Fakat olduğum yerden kıpırdamamak da pek parlak bir fikir değilmiş ki; babam ansızın, "Hadisene kızım! Neyi bekliyorsun?!" diye yükseltti sesini.

Titrek bir nefesle ona çevirdim başımı. Emniyet kemerimi çıkarırken oldukça ağır hareket ediyordum. Tam anlamıyla yok olmak istiyordum. Ağır aksiyonlarım utanç kisvesine sığınıyordu ve babam bunu analiz edebilecek bir noktada değildi.

Ellerimi ve yüzümü çatık çehresiyle, hareket etmeden hızla süzdü. "Hadi Yağmur!" diye bağırdı yeniden. Titrek bir nefes çekip biraz daha hızlı hareket etmeye başladığımda ise, "Eve gelmeye niyetin yok galiba?" dedi.

Onu cevaplamıyor, ona diklenmiyordum. Fakat biliyordum ki babam şu an bana bağırmak istiyordu ve ben sussam da, konuşsam da, ağlasam da, gülsem de o bana bir süre bağıracaktı. Sonra saman alevi siniri ansızın söndüğünde oturup benimle konuşacaktı.

Onu iyi tanıyordum. Belki o da beni iyi tanıyordu ve beni en azından dinlemeyi denerdi.

Arabadan inerken, "Gelmesen de gidecek yerin var nasılsa! Aksel'lerde kalırsın ne olacak, değil mi?!" diye yükseldi.

KURDELE | TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin