O gün öğleden sonra hiç Yeşim'i görmedim ve okul çıkışı telefonumu kapattım. Çünkü Yeşim arayıp bana ne olduğunu falan sorardı bugün ona hiçbişey anlatmak istemiyordum. Tek düşüncem vardı oda eve gidip gözlerim kızarana başım ağrayana film izlemekti.
Evde kimse yoktu buyüzden rahattım denilebilir. Sesim kısılana kadar şarkı söyledim. 15 kilo alana kadar yemek yedim. Ve eşyaları yerle bir ettim. Nedemek "ağzımın içine düşcekti?" Berk neden benden uzak duruyordu ? Ve en önemlisi beni neden sevemiyordu? Düşünmekten neredeyse beynim yanacaktı. Buyüzden kestirmeye karar verdim. Uykuda herşey daha normaldi fakat rüyamda bir uçurumun kenarındaydık Berk kulağıma sürekli "seni sevemem sana zarar veririm" diyordu. Kan ter içinde uyandım. Rüyanın etkisinden çıkamamışken mutfağa doğru ilerledim. Saat 22.00 dı ve ben 6 saattir uyuyordum. Tam dolabın kapağını açacakken yere not düştü "Selam tatlım öncelikle biz istanbula gidiyoruz bilirsin iş yüzünden 2 gün yokuz kendine bakabileceğini umuyorum dolapta yemekler var seni seviyorum Annen" Lanet olasıcalar diye düşündüm olum benim karanlık fobim var. Yeşim'ide aramam çünkü eğer gelirse soru yağmuruna tutardı beni. Ve ben iyice bunalıma girerdim. O yüzden sakin koçum ışıkların hepsini açar, pencereleri kapatır, kapılarıda iyice kilitlerdim. Sonrada gidip uyurdum zaten uyumaktan başka hiçbişey yapamıyorum...
-Selen lan mal kalksana olum!!
-Lan Selen öldünmü yoksa ?!
Ağlıyordu kim ağlıyordu bilmiyorum yani rüyada çıkabilir güvenemiyorumda çünkü eve kimse giremez yani kapıları kilitledim yoksa kilitlemedimmi lan ! Olum hırsız olsa benim için niye ağlasın. Gözlerimi açıp baksam onuda yapamıyorum. Çünkü lanet olası uykum var hadi gidelim yorgan."Selen Selen ya Selen noldu sana kanka uyan ama yalvarırım Seleğğğğn??"
Lan herkimse niye ağlıyordu rüyamdaki kişi rahat bırak beni yastıkla kendimi boğcam depresyondayım ben.
Hoşt töbe bismillah bu ne ıslaklık lan donuyorum lan noluyo çok töbee!"Yeşil qıız nabuyoon beeğ ölüyom aneyy lan ne su döküyon mall hi hasta olcam ama"
"Selen'im Allah'ım çok şükür yaşıyosun çok şükür intihar ettin sandım."
"Ne intiharı be depresyondayım ben"
"Anlatıcanmı Selen neden böylesin dünden beri ulaşamıyorum sana"
Başımdan geçenleri kısaca Yeşim'e anlattım bol bol vah tüh etti ve sonra upuzunca bir kaynatmadan sonra nihayet eve gitti. Yarın için birşeyler yapmak istiyordu. Ama ben son yaptığımızda olan gereksiz sevdam yüzünden istemiyordum. Yinede kafamı dağıtmaya çok ihtiyacım vardı. Oyüzden dünden beri kapalı olan telefonumu elime aldım ve kıyafet kombinlerine bakmaya başladım. Kıyafetlere ve kitaplara çok büyük zaafım vardı, ikiside herşeycanlarımdı ve şimdiden bir etek bulmuştum. Simsiyah arkası açık bir t-shirtlede kombin edebilirdim. Altınada vans olabilirdi. Sonuçta mavi gözlerim bir aksesuardı. Fazla özenmeme gerek yoktu. Kıyafetleri ayarlamıştım ve birşeyler atıştırmıştım. Yarın Yeşimuzum'la birşeyler yapmak istiyordum. Zaten istediğinde pat diye girerdi. Çünkü bizim evin anahtarı onda vardı. Ama şimdi çağıramazdım. Çünkü saat 21.15 ti ve o çoktan yatağa girmişti. 21.00 da yatardı. 16.00 da kalkardı. Evet tam 19 saat uyku...
Zaten birde 1 hafta sonra karne alacağımız için rahattı sarışın. O şimdi çoktan rüyasında Ronald Weasley'le falan çıktığını görüyordu. Film bittiğinde de kadar çok ağladığımızı bir ben bilirdim,birde Allah. Bende aşıktım o filme lan hatta açıp ölüm Yadigarları 2'yi izliycektim duygusal olarak bittiği için uykum dağılabilirdi...*2 saat sonra*
"Ölemezdiiğ lan Ölemezdiiğ bitmemeliydi film. Allah'ım ne olur cennete gidersem Harry Potter oyuncularıyla tanışiyim. Voldemort Ölemezdiiğ. Harry kalbimdesin kanka hep orda olcağn."
Yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımda saat sabahın 5'iydi. Filmin etkisinde kalmış olucamki 5 saattir böğüre böğüre ağlıyordum. Yatağımın üzeri bitmiş peçete kutularıyla ve sümüklü peçetelerle doluydu
Birde Daniel Radcliffe'nin fotoğraflarıyla. Aşırı seviyordum o adamı ama bir Francisco Lachowski değildi. Ama yinede değerliydi. Yastığım beni bekliyordu ve bende uyumayı..."Selen kızım kalk sabah oldu bak biz geldik annem!"
"Anne noluyo ya bi sen bi Yeşim sabah sabah uyandırma isteğiyle geliyosunuz. Sizin sayenizde sabah uykularım bok gibi geçiyo anne ne erken uyandırıyon."
"Bana bak anneyle düzgün konuş alırım ayağımın altına. Hem kalkta çöplüğünü topla azcık bune böyle iki gün yoktuk yine odanı pislik götürüyo. Ve şu salağın fotoğraflarını at bakiyim"
Gözümü açamasamda "Daniel'e salak diyemez kimse" diye cırladım. Ve sonuç 3 adet bacakta terlik izi 1 adet kolda cimcik ve perişan me. Allah'ını seven üstüme toprak atsın. Yeşim kız kurtar beni bu anamdan... Ana kapı vallaha kapı Yeşimuzum sesimi duydu geldiim sarışınım!
"Höö Selen Günaydın bak zeytinli poğaça aldım."
"Oyy anam Yeşim öldürecek anam beni lan kurtar !"
Yeşim'le olay hakkında konuşurken birde ondan dayak yemiştim. Neymiş efendim elin gavuru için anaya bağırılırmı ? Olum ben Rupert için ona bişey diyommu demiyom. O ne diye bana vuruyo vallahi gerizekalı bu kız.
"Yeşim o benim Daniel'im ben onu ellerimlen büyüttüm. Ona laf söyleyecek olanın sülalesinden girer onu doğuran ebesinden çıkarım."
Tam yeniden atışmaya başlayacaktıkki annem odaya daldı...
"Selen böngürdeşmeyin hadi kahvaltıya!"
O böngürdeşmeyin mi demişti ? Oyş kıvırcıkım benim ne güzel kelimeler üretiyo kız. :3
*15 dakika sonra*"Selen telefonun çalıyo annem bakmiycanmı?"
"Anne poğaçalarla aşk yaşıyom beklesinler"
"Selen aç şu telefonunu"
Sürüne sürüne salona gittim ve telefonu bulmak için yere yattım tahmin ettiğim gibi telefon dolabın altından çıktı. Ekranı kaldırdım ve "Gizli Numara" açsammı açmasammı diye düşünürken bir anda açıverdim.
"Alü"
"Alo Selen senmisin"
"Tabiki benim kankası bee e sen kimsin?"
"Selen ben Anıl"
Sesimi düzene sokarken endişelenmiştim ve birde heyecanlanmıştım. Belki kötü birşey olmuştu.
"Selen ordamısın?"
"Evet" dedim tedirgince
"Selen Berk öldü !!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabah Rüzgârı
Teen FictionHani Sabah Rüzgârları vardır. Hissettiğimizde ürpeririz. İçimiz titrer. işte bizim aşkımız böyle bir aşktı. En çok içimi onun sesi titretirdi en çok onun kokusu...