Donup kalmıştım saatlerdir siyah koltukta oturuyoduk. Berk ve abisi karşıma geçmiş ben onların karşısındaydım. Burak durmadan beni süzüyordu adamım benim çok yakuşuklu aynı kardeşi. Burak yüzüme baktı gözlerini kırpıştırdı ve baş parmağıyla işaret parmağını birbirine sürterek şaklattı.
"Buldum.! Seni nereden hatırladığımı buldum"
"Nereden hatırladınız ?"
"Yaz kampından sen Ali'nin çıktığı kızsın hatta dur lakapların vardı senin "maviş" "ponçik" "gertlak" bana bak Berk saçmalama olum bu senin sevgilin değil ??"
Evet yaz kampında oranın en popüler çocuğuyla sevgili olmuştum ama çocuğun üstüne kusunca çocuk benden ayrılmıştı. Sonuç o günden beri saptım. Tam ağzımı açıp evet biz sevgili değiliz diyecekken Berk söze atladı
"A.aa olurmu lan Ali'yle ayrıldılar onlar biz çok seviyoruz birbirimizi!!"
Yüzümün değiştiğini ve renkten renge girdiğimi hissediyodum. Az önce seviyoruz birbirimizi demişti beni sevdiğini söylemişti
"Dimi Selen???"
"Ha efendim?"
Dişlerini sıktı. Benim suçum değildi yalandanda olsa ne güzel sevdiğini dedi o sabah bana..ondan sevinmiştim ben ve dikkatim dağılmıştı (Pinhani-Ne güzel güldün) saçlarını karıştırdı Allah'ım çok tatlıydı.
"Selen biz 15 gündür sevgiliyiz dimi diyorum??""Ha ha evet biz sevgiliyiz çok severiz yani"
Burak biraz daha bizi süzdü sonra kalktı yanıma geldi elini uzattı
"Bu mesele daha burda bitmedi Berk ve Selen bunu daha sonra konuşucaz.. Memnun oldum maviş."
Gülümsedim eski lakaplarımı seviyordum gertlak favorimdi hem gergedan hem gırtlak.. Çok cırlayıp hayvan gibi uyuduğum için gertlak demişlerdi. Elini sıkıp ayağa kalktım. Berk "yürü git lan pezevenk" diye Burağı kovmaya çalışırken ben gözlerimi devirip terasa çıktım. "Sevgiliyiz" demişti ya. Onun yüzünden yakalanırsak ne halt ederiz diye kasıla kasıla geçirmiştim son 3 saati.
saat 2'ye gelirken götümü devirip terastaki pufa uzandım. Terasın kapısı açıldı ve içeri uzaylı girdi. Yani son 3 saattir uzaylıydı benim için."Bak Berk özür dileme kabul etmiyorum çünkü!"
"Ne özürü kızım manyakmısın telefonumu burda unutmuşum??"
"Biliyomusun Berk sen uzaylının insana bürünmüş tipisin. Pinokyonun uzayan burnusun.
Hansel ve gratelde kuşların yediği ekmeksin. Kaşağı kitabında eğilen kaşağı. Külkedisinde balkabağısın ve kurbanda kesilmeye çıkarılmış öküzsün."Berk kahkaha atarken gözlerimi devirdim Allahaşkına okadar saydırdım hala gülüyodu. Berk gözlerini kapattı 20 dakika falan öyle kalınca uyuduğunu sanıp Berk'in karnına elimi koydum. Nefes almasını duymak istiyordum. Aniden kolumdan çekince üstüne yapıştım. Berk gözlerini açtı
"Pardon Ben Anıl zannettim yere düşer falan diye ama sen çıktın ya pardon"
"Sorun değil" diyip kendi halime gülmeye başladım oda bana bakıp kahkaha atmaya başlayınca gülmem yarıda kaldı.
"Gülmesene aptal"yerdeki yastığı alıp kafasına fırlattım.
"Kızım kendi haline kendin gülüyosun sonra ben gülünce hatalı oluyorum bu ne be spastik özürlü"
"Kimse bana özürlü diyemez" diyip Berk'e vurmaya başladım
"Selen dur be"
"Durmıycam kas yığını sen bana özürlü diyemezsiin!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabah Rüzgârı
Roman pour AdolescentsHani Sabah Rüzgârları vardır. Hissettiğimizde ürpeririz. İçimiz titrer. işte bizim aşkımız böyle bir aşktı. En çok içimi onun sesi titretirdi en çok onun kokusu...