Avukatlar, Mahsum ve Veysel cenazeden ayrıldılar. Onların ardından gelen ahali de yavaş yavaş ayrılmaya başladı. Geriye bir tek Kenan, Elif ve amcaoğulları kalmıştı.
Kenan hüzün ve özlem dolu gözlerle yan yana duran iki mezarı inceliyordu. Taner onun arkasına çömeldi, elini onun omzuna koydu. Kenan hissettiği el ile başını o tarafa çevirdi.
Taner " Kenan abi.. babamlar bizi bekliyor biz şimdi gidecez de istediğin bir şey var mı? "
Kenan bir Taner'e bir Ramazan'a baktı. Söylemek ve söylememek arasında gidip geliyordu. Elif de bunu anlamış olacak ki Kenan'dan önce davranıp "Evet, var " dedi.
Her üçü de Elif'e döndü. Elif hem şu an yeri olmadığı hem de Kenan'ın biraz orada yalnız kalmak istediğini düşünerek tekrar söze girdi. "ama şu an olmaz. Biz eve geçelim Kenan gelince söyler size olur mu? "
Ramazan önce Taner'e baktı. Ondan bir tepki alamayınca " Valla yenge iyi hoş diyonda anamları eve götürecektik. O kadar vaktimiz yok yani " dedi.
Taner de onayladı. " Ramazan haklı yenge. Şimdi kapıda bizi bekliyorlar. "
Duyduğu sözler üzerine suratı asık olan Elif'in yüzü daha da asıldı. Kenan birden elini ona uzatıp " Versene bi telefonunu " dedi.
" Ne yapacan ki? "
" Ya sen bi ver, benimki evde "
Elif Kenan'ın ne yapacağını merak ederek telefonu ona uzattı. İçinden ise ' İnşallah aklından iyi şeyler geçiyordur koca adam ' diye geçirdi.
Kenan telefonu açıp yakın arkadaşı Kaan'ı aradı. "Kenan ne oldu? Bir sıkıntı mı çıktı? "
" Yaa Kaan rahatsız ediyorum. Zaten cenazeden yeni çıktın am- "
" Sadede gel Kenan bir sıkıntı mı var? Bak varsa hemen söyle ben hallederim "
" Sağol Kaan. Bizim sana işimiz düştü Valla. Ya benim amcaoğullarım ile bir işim varda ama yengemler eve gidecek işin yoksa onları Eskişehir'e bırakır mısın? "
" Tabii ben hemen bırakayım hadi görüşürüz "
Kenan tam teşekkür edecekken Kaan telefonu yüzüne kapattı. Telefonu Elif'e geri uzattı. Amcaoğullarına dönüp " İş halloldu, yengeçler Kaan bırakacak "
Taner " Valla Allah ondan razı olsun " dedi. Kenan güldü " İnan bende demeyi çok isterdim ama yüzüme kapattı manyak "
Bu hepsinin yüzünde ufak bir tebessüm oluşmasını sağlamıştı fakat fazla uzun sürmedi. Kenan Elif'e döndü " Hadi siz geçin eve ben gelirim "
Elif de kollarını ileri geri sallayarak amcaoğullarına " Hadi hadi " dedi. Ramazan ters ters baktı. " Tavuk muyuz yenge biz? İstersen bir de hadi yerine kış kış de tam tavuk oluruz ha. "
Taner gülerken Ramazan'ın kafasına hafifçe vurdu " Hadi çok konuşma hadi " dedi ve Ramazan'ı çekiştire çekiştire gittiler. Arkalarından da onların bu haline gülerek Elif gidiyordu.
Kenan bir süre onların gittiğinden emin olmak için bekledi. Sonunda Kenan annesi ve babasıyla yalnız kalmıştı. Bir pürüz vardı. Evet annesi babası oradaydı ama Kenan onları göremiyor, dokunamıyordu..
Bir süre sadece her iki mezarın toprağını okşadı. Bu sanki onlara dokunuyormuş gibi hissettirirdi bazen insana.. Gözleri dolmaya başladı ama ağlamayacaktı. Zaten fazlasıyla ağladığından gözleri kan çanağına dönmüştü.
Gözlerini etraftaki ağaçlarda gezdirdi. Yüzünde tatlı bir tebessüm oluştu. Tekrar mezara döndü. "Konuşmamı bekliyorsunuz dimi? İnanın nereden başlayacağımı bilmiyom " Ses tonunu düşünceli hale getirerek " Gerçekleri benden gizlediğinizi mi, aranızda bu yüzden bir gerginlik olduğunu, bana niye bu kadar geç söylediğinizi.. off bir sürü şey işte " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayçiçekleri [ VeyKen ]
General FictionGönül dağı ve modern doğu masallarından ilham alınarak yazılmış olan iki kardeşin hikayesi