Çeşit çeşit insan vardı bu dünyada. Suskunundan tut çalışkanına, tembelinden tut çalışkanına, yalancısından tut dürüstüne... Türlü türlü insan vardı.
Bazı insanlar vardır, o kadar iyi kalpli insandır ki yanınızda tek o olsa size yeter. Bazı insanlar vardır, o kadar kötü kalplilerdir ki yaptığı şeyler aklınızın ucundan bile geçemez.
*******************
"Ne ilacı be!"
Halil'in sesi koridorda yankılanıyordu. Halil kardeşinin üstüne öfkeyle ilerlerken Nazlı hemşire onu durdurdu.
"Halil bey şu an çok daha ciddi bir durum var! Anlatabildim mi bilmiyorum ama o kanı bulamazsak Babanızı bir daha göremezsiniz!"Veysel kesik bir nefes verdi. Bu ihtimali düşünmek bile istemiyordu. Halil acımazıs gözlerle Veysel'e bakıyordu. Gören kardeşi değilde düşmanı zannederdi. Korkutucu bir ses tonuyla neredeyse fisıldayarak "Eğer ki.. Eğer ki babam o masada kalırsa sana ne yapacağımı tahmin bile edemezsin" hemen ardından bağırarak "DUYDUN MU! BUL ŞİMDİ O KANI! HADİ BUL!"
"Noluyo ya burda!" Diyerek Elif koridora girdi. Onlarının yanına yaklaşarak "Bingonun ahırı mı burası hayırdır!" Dedi.
Hemşire onlara izin vermeden atıldı. "Şükür hocam ya! Şey beyfendilerin babası içeridede ve kana ihtiyacı var. Kanı uyuşuyor ama verecek durumda değil"
Elif Halil'e döndü. "Bunun için mi ortalığı ayağa kaldırdınız. Ne yapalım zor-" sözlerine devam edemedi. Elif durduğunda Halil de ona şaşkın şaşkın ona bakıyordu. Elif bir süre Halil'i gözünde süzdü.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Mezara toprak atılırken birkaç avukat, genç bir çocuk ile babası geldi.
....."Kenan bey öncelikle Başınız sağ olsun ben avukat Halil Arslan...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bu adamı tanıyordu. Bu adam oydu. Önce bir fısıltı şeklinde "Halil Arslan " dedi. Ardından sesini kaldırarak "Siz Halil Arslan'sınız " dedi. Halil başıyla onu onayladı.
Hemşire çekinerek araya girdi. "Şey.. Hocam acil kana ihtiyaç var nereden temin edelim?"
Elif gözlerini Halil'in üstünden çekmeden cevapladı "Hastanın kan grubu ne?"
"ARh+"
"Benimki uyuyor, hadi gidelim"
Elif ile Nazlı hemşire hızla kan alım odasına ilerlediler. Halil hiçbir şey anlamamış şaşkınca onları izliyordu. Veysel ise tekrar eski yerine oturup nane şekerlerine sıkıca sarıldı.
*********************
Elif yaklaşık 15 dakika sonra geri gelmişti. Geldiği gibi konuya girmişti. "Siz avukatsınız. Hatta Eylem Kayayı tanıyorsunuz."
"Evet ama siz bunları nasıl biliyorsunuz?"
Elif bi Veysel'e bir Halil'e baktı. "Cenazeye gelmiştiniz."
Halil'in şaşkınlıkla gözleri açıldı. "Siz-"
"Evet ben Kenan'ın eşiyim. Kenan da şuan içeride"
Dedi. Sonrasında Veysel'e doğru ilerledi. "Korkma. Kenan babanı iyi edecektir. Sen sadece her ikisine de dua et."Veysel hiçbirşey demeden şekerlere daha sıkı sarıldı. Ne yapması gerektiğini, ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.
İçindeki suçlulukla beraber vicdan azabı onu yiyip bitiriyordu. 'Bu hemşire gelmese babamın ölüm sebebi ben olurdum' diye geçirdi içinden.
![](https://img.wattpad.com/cover/366044995-288-k773496.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayçiçekleri [ VeyKen ]
General FictionGönül dağı ve modern doğu masallarından ilham alınarak yazılmış olan iki kardeşin hikayesi