Eğer her şey göründüğü gibi olsaydı, elimize aldığımız deniz suyu mavi olurdu...
George Orwel————————————
Eylemin söylediklerini duyan odada ki herkes şok olmuştu. En çok da Kenan.. annesine anlamaz gözlerle bakıyordu. Gözleri dolmaya başladı. Annesinin avcundaki yüzünü çekti. Eylem oğlunun ellerinden tutup devam etti.
" O- o gün yalan söyledim sana. Git- gitmedi o "
" Anne niye yaptın bunu bana ha? " Kenan'ın sesi öyle kırgındı ki.. Annesi bu ses tonu üzerine şimdiye kadar tuttuğu yaşları salıverdi. Yaşların ardından hıçkırıklar başladı.
Bir yandan oğlunun elini tutarak diğer yandan ağlayarak " Mecbur kaldım! Beyhan'a vermek zorunda kaldım. " dedi
Kenan kardeşinden bunca zaman ayrı kaldığı için üzülmek istiyordu ama üzülemiyordu. Annesi bu halde diye ağlamak istiyordu ama ağlayamıyordu.
Çünkü bunları sadece kalbi istiyordu ama Kenan çoğu zaman duyguları ile değil mantığıyla hareket eden bir insandı...
Mantığı ise annesine ağlamasını değil yaptığı hata yüzünden suçlamasını, kardeşine ise üzülmemesini tanımadığı bir insan için üzülmeye değmeyeceğini söylüyordu..
Eylem artık kesik kesik nefes alabiliyordu. Kenan'ın elini daha çok sıktı. " Onu bul, ona ç-çok iyi bak.. Kenan'ım unutma be-ben ikinizide ca-can- canımdan çok seviyorum " dedi.
Gözleri usulca kapandı, sıktığı eli gevşedi ve monitörde ki değerler dibe çöktü. Elif ağlamaya başlamıştı hemen ardından içeriye doktorlar doluştu.
Bir süre kalp masajı yaptılar ardından asistanlar defiblatörü hazırladılar. Ne kadar uğraşsalar da Eylem geri dönmemişti. Serkan monitörü kapatacakken Kenan atıldı.
" Napıyon sen! Ölmedi benim annem! "
Annesinin saçlarını okşayıp öperken bir yandan da " Anne, anne hadi aç gözlerini, burdayım. Oğlum korkma de bana " dedi. Bir süre bekledi ama annesinin yeşil gözleri bir daha açılmamak üzere kapanmıştı..
Kenan ağlayarak " Kalk hadi Anne kalk! Hadi kardeşimi bulalım beraber, beraber gülelim. Hem sana uyumak hiç yakışmıyor Anne. Kalk! KALK! "
Serkan ve Murat Kenan'ı tutup sakinleştirmeye çalışıyorlardı, Kenan ise onların kollarından kurtulmak için çırpınıyordu. Başta tuttuğu göz yaşları şimdi kesilmiyordu..
İçeride ki doktor Zeynebe monitörü kapatması için işaret verdi. Zeynep monitörü kapatıp herkesin duyacağı şekilde " Ölüm saati 23.38 " dedi. Örtüyü Eylemin yüzünü örtecek şekilde çekti.
Eylem'i odadan çıkarırlarken Kenan başını iki yana sallayıp fısıltıyla " hayır, yok hayır " diyordu. Annesi odadan çıkınca kendini Serkan ve Murat'ın kollarından kurtarıp arkasından koşuyor " HAYIR! HAYIIIR! " Diye haykırıyordu. Annesi uzaklaştıkça Kenan'ın da tüm gücü çekiliyordu sanki...
Sedyeyi koridorun köşesinden döndürünce Kenan kendini yere bıraktı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyor bir yandan da kısık çatallaşmış sesiyle " Anne, beni yalnız bırakma anne. Anne gitme annee " diyordu.
Elif koşarak Kenan'ın yanına geldi, kollarının arasına aldı. Kenan da başını Elif'in omzuna gömdü. İkiside koridorun ortasında birbirine sarılmış ağlıyorlardı.
————————————
Sabahın erken saatleriydi. Veysel babasıyla dükkanı açmışlardı. Veysel camdan kutu kutu pense oynayan çocukları izliyordu. Birden gözlerinin önünde oynayan çocuklar liseli gençlere dönüştü.
![](https://img.wattpad.com/cover/366044995-288-k773496.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayçiçekleri [ VeyKen ]
Ficción GeneralGönül dağı ve modern doğu masallarından ilham alınarak yazılmış olan iki kardeşin hikayesi