İnsanoğlu hiçbirşeye ait olamazmış ben bunu öğrendim. Sadece ait olduğunu sanar, aadece kendini kandırırmış.
Bir aileye ait olduğunu sanar ta ki dışarıdan sıcacık, huzur dolu aileleri izleyene kadar. Yaşadığı eve ait olduğunu sanar ta ki o o evde bir yeri olmadığını anlayana kadar. Sevdiğinin kalbinde yaşadığını sanar ta ki o kalp ondan uzaklaşana kadar.
Sürekli bir ikilem içindedir. Gözleri doğruyu yanlışı ayırt edemez olur. Yaptıkları seçimler ise hayatlarının temelini değiştirmiştir.
~~~~~~~~~~~~
Soğuk bir rüzgar esiyordu mahalle caddelerinde.
Dışarıda ağacın dibine kıvrılıp ısınmaya çalışan iki kedi dışında başka kimse yoktu. Sessiz ve sakin bir gündü. Bu sessizlik onu daha fazla delitmekten başka işe yaramıyordu.Üstüne sardığı yorganı düzeltip dizlerine sarıldı ve başını dizlerinin üstüne koyunca tekrar dışarıyı seyretmeye başladı. Olan olaylara hala akıl sır erdiremiyordu. Düşünmeyi istemesede sürekli kendini düşünürken buluyordu. Duyduğu sesle yavaşça başını kaldırıp o tarafa döndü.
"Veysel aç mısın bişeyler getireyim mi?"
Onu incitmekten korkarcasına narin bir sesle ona seslenen, gözlerinin içi şefkatle bakan kişi onun yengesi miydi? En başından gerçek ailesinin yanında büyüse yine ona böyle mi davranırdı yoksa bu sadece kendisine ısındırmak için bir çaba mıydı?
"Veysel? "
Yüzünü endişeli bir ifade bürüyor. Veysel konuşmak istemiyordu tıpkı geldiğinden beri yaptığı gibi sessizce Elif'e bakıyordu.
Elif derin bir iç çekip "Anlaşıldı yine konuşmayacan demi?" Dedi. Veysel'in vicdanı daha fazla el vermeyince "Ben değilim ama onlar aç" dedi pencereden dışarıda ki kedileri göstererek.
Elif hem onun bu koca yürekliliğine hem de saatler sonra ilk defa tek kelime etmesinin sevinci ile gülümsedi. "Sence senin abinin gönlü hiç el verir mi onların aç kalmasına"
Veysel kendisine anlamaz gözlerle bakınca güldü ve kaşlarıyla pencereyi gösterdi Veysel o tarafa döndüğünde Kenan'ın kedilere mama verdiğini görünce şaşkınlığı daha da arttı.
"Sende şu an o kediler gibisin. Açsın, üşüyorsun, korkuyorsun ve daha birçok duygu belki de... Ama abin seni hiç incitmeden hiç korkutmadan yavaş yavaş seni iyi edecek.. Gör bak o zaman ortalıkta abim de abim diye dolanırsın, ama hiç heveslenme kocamı sana vermeyi pek düşünmüyorum "
Kenan kucağında ki kediyi bırakıp içeri geçince Elif de kapıyı açmak için Veysel'in yanından ayrıldı. Veysel hala camdan dışarıya bakıyordu. Acaba bir gün gerçekten de Elif'in dediği gibi günler yaşanacak mıydı?
"Eee sen yatmamışsın"
Kenan'ın sesini duysa da tepki vermedi. Elif arkadan "Senin bu kardeşin böyle söz dinlememezlik yaparsa bizim işimiz yaş benden söylemesi.. acaba mola paspasına mı götürsek" dedi.
Kardeşinin bu hali canını çok fazla yakıyordu. Elinden birşey gelmemesi ayrı bir canını yakıyordu. Koltuğun kenarına oturup "Konuşalım mı biraz?" Veysel'den tekrar bir tepki gelmeyince "Pekii.. Seni odana götürelim yat dinlen biraz sonra konuşuruz olur mu?" Dedi.
Veysel yavaşça Kenan'a döndü. Gözleri dolu doluydu. "Eve gitmek istiyorum" derken sesi titremişti.
Kenan yutkundu ne diyeceğini bilemedi. Dudaklarını birbirine bastırıp başını eğdi. Hızlıca geri kaldırıp "Evindesin zaten burası senin evin, bizim evimiz" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayçiçekleri [ VeyKen ]
Ficção GeralGönül dağı ve modern doğu masallarından ilham alınarak yazılmış olan iki kardeşin hikayesi