Uzun bir aradan sonra tekrar merhabalar.
Bölüm içerisinde aşağıya bıraktığım videonun bi benzeri var. Link bıraktım çünkü short videosu olduğundan olmadı.
https://youtu.be/CNSN0__CPtg?si=NFHWwdjC0WSVfUG0Sizce kim kime söyler? Tahminlerinizi bekliyorum😇
****************
Yalan ile mecaz anlam ne çok benzerdi birbirine. Mecaz anlam okulda anlattıklarına göre 'aklımıza gelen ilk anlamdan tamamen farklı ve uzak bir anlamdı.'
Yalan da böyle değil miydi zaten? Gerçekten uzak, gerçeğe aykırı, gerçekten tamamen farklı; bir durum, davranış veya söz...*****************
Cemile, Veysel'in sözleri karşısında duraksamıştı bir an. O duraksamıştı belki ama iç sesi tabii ki durmamıştı.
'Mükemmelsin Cemile! Başlayabileceğin enn güzel noktadan başladın! Gerçekten bravo sana! '
Kendini toparlayıp yere bakan gözlerini sevdiğinin gözlerine çevirdi. Çevirdiği an pişman olup yutkundu. Çünkü sevdiğinin gözlerinde ki kırgınlık apaçık ortadaydı. Veysel'e doğru bir adım attı. "Veysel bak sen beni yan-"
"Ben seni yanlış filan anlamadım! Bildiğin acımıssın işte bana!" Veysel'in sert çıkan sesi ile istemsizce tekrar geri eski yerine dönmüştü. Devam etmek için ağzını araladı fakat Veysel tekrar söze girdi.
"Yaa ben de mal gibi inandım ya. Bende Gerçekten inandım ya. Gerçekten inandım beni anladığına... Ama neymiş gerçek, bana sadece acıdığınmış. Yazık yaa "
Veysel'in dopdolu olmuş gözlerinde kırgınlık da, acı da, öfke de vardı. Tabii her zaman olduğu gibi öfke ön plandaydı. Onun yüksek çıkışı üzerine Cemile de dayanamayıp yükselmişti.
"Bi dinle beni ya! Bi insan gibi dinle beni! Sana öyle olmadı diyorum!"
Veysel'in öfke parlayan gözlerine baktı. Ama o orada öfkeyi değil asıl duyguyu, kırgınlığı görebiliyordu.
Elini kaldırıp kalbinin üstüne bastırdı. Şimdi az öncekinin aksine daha sakin bir sesle "Bak. Bak burası hep sana inanmak, güvenmek istedi." Dedi.
Daha sonra parmağını kaldırıp kafasına vura vura "Ama bak! Bak burası kanıt yok dedi! Sevdiğinin dedikleri ile Halil abinin yaptıkları uyuşmuyor dedi." Dedi.
Elini indirdi tekrar ama bu sefer daha cesaretli olarak öne doğru bir adım attı.
"Ben sana acımadım. O sadece mantığım için gerekli olan kanıttı... Artık hem kalbim hem mantığım hiç şüphesiz sana inanıyor."
Veysel'in gözleri tekrar dolmaya başladı. Ama salmadı o gözyaşlarını. Her zaman yaptığı gibi tuttu, sakladı içinde. Hala öfkeliydi ona bunu ses tonunada yansıttı.
"Peki o mantığın bunu gelip de Veysel'e sormayı hiç mi akıl edemedi?"
Cemilenin hafiften kaşları çatılırken, Veysel ona doğru bir adım attı.
"Söyleyeydin bana bende kanıt çok. Misal en basitinden şunu söyleyeyim: Hani bazen sınıfa yanaklarım böyle kızarmış gelirdim hatırlıyon mu?"
Cemile onaylarcasına başını salladı. Çoğu zaman dediği gibi gelirdi. Mevsim kış olunca 'soğuktandır' yaz olunca da 'koşarak geldim, baya terledim ondandır.' Derdi. Zaten bir- iki defadan sonra onlarda sormayı bırakmıştı.
Veysel de gülmeye başladı. "Sence gerçekler dediğim gibi miydi yoksa abimin, bir tanecik abimin sabah basit şeyler için -yatağını kaldırma, sofrayı kaldırma vb.- bana attığı tokatlar mıydı? Ha?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayçiçekleri [ VeyKen ]
General FictionGönül dağı ve modern doğu masallarından ilham alınarak yazılmış olan iki kardeşin hikayesi