Gecenin getirdikleri

225 42 44
                                    

İpucu! Kralların yapacağı konuşmayı lütfen tek taraflı değerlendirmeyin. Oldukça basit ve önemli ipuçları saklı.:) İyi okumalar, oy vermeyi unutmayın.<3

⚜Hasadın yapıldığı gece⚜

Kral Hwang

Gökyüzünde parlayan dolunayı izliyor, temiz havayı sanki yarınım yokmuş gibi içime çekiyordum. Oldukça sakin bir akşam gibi gözüküyordu. Tabii, gece bütün yaşananları bir perde gibi örtüyor, bizim gerçekleri görmemize engel oluyordu. Eğer kehanet doğruysa, ki sevgilim şimdiye kadar hiç yanılmamıştı. Bu gece delta ve ruh eşi ilk defa birbiri ile temasa geçecekti. Bense yüzleşecektim, aşk ve nefret arasında örülmüş ince bağın bana getirdiği o gölgeyle yüzleşecektim. Ulaklardan birisi usulca yanıma yaklaştı. Arkamda selam verdiğini anladığım bir duruş yaptıktan sonra konuşmaya başladı. Konuşmasıyla anladım, sıradan bir ulak değildi.

"Kralım, istediğiniz gibi Prens Minho sarayın dışından güvenebileceğiniz bir büyücü buldu ve Prens Hyunjin'in odasından itibaren bütün koridoru sabaha kadar sürecek bir büyü ile kapattı. Artık içeriden dışarıya hiç bir ses çıkmayacak."

"Anladım, teşekkür ederim Miya."

"Kralım lütfen, sadece basit bir kulunuz olarak emrinizi yerine getirdim."

"Teşekkür ederim Miya, şimdiye kadar oğlumu kolladığın için. Bundan sonra da onu yalnız bırakmazsın diye umuyorum."

"Her zaman."

"Eh, öyleyse geç artık sende odana. Yakında bir misafirim gelecek. Burada durup kafanı karıştırmak istemiyorum."

"Kralım, sorumu mazur görün ancak saat çok geç bu saatte kim ziyaret edecek?"

Demesiyle taht odasının kapılarının yanlara açılmaya başlaması bir oldu. Bununla beraber sırıttım.

"Miya, bugün... ve bugüne kadar yaptığın her şey için teşekkürler. Odana çekilebilirsin."

Bununla beraber bana selam vermiş ve arkasını dönüp gidecekken bakışları karşıdan bana dogru yürüyen silüetle kesişti.

"Sen Prens Hyunjin'in yanında duran yardımcı değil miydin?"

Miya bir süre kralı süzdü. Sonra saygıyla eğilip cevap verdi.

"Evet Saugenay Kralı Drew, izninizle."

Miya'nın bu tepkisi anlamsız gelmişti. Ama fazla uzatmadan odadan çıktı. Sonunda bakışları bana döndü. Gözlerimiz hizalandı. Yıllar önce tıpkı bir gölge gibi yakama yapışan bu silik yüz yeniden karşımda dikiliyordu. Ama onunla görecek bir hesabım yoktu, o hesap Amaris'le başlamış ve Amaris'le kapanmıştı. Sevgili eşim beni bu duruma sokmamak için benden habersiz tek başına onu ziyaret bile etmişti. Bundan ölmeden önce haberim olmuştu. Elbette karıma güvenim sonsuzdu ama hepimizi ilgilendiren bir konuda bensiz gizli olarak gerçekleştirdiği bu ziyaret şuana kadar hep içimi huzursuz etmişti. Kıskanç alfama engel olamıyordum.

Onu her gördüğümde uzuvlarını kopartıp birdaha bulunmayacağı uçsuz bucaksız bir uçurumdan fırlatmak istiyordum. Ama hayır, ikimizinde tamamlaması gereken roller vardı. İyi ve kötü, ama Amaris ona ne kadarını anlattı bunu bilmiyordum. Yinede sormayacaktım, nasılsa oğullarım yazılı kehanetle başa çıkacak güce sahipti. Bunu hissediyordum, bütün vücudumda hissediyordum. Ve neyseki bunu deltada da hissetmiştim. Kral Yang iki yüzlü bir şerefsiz olsa da Amaris'i en az benim kadar seviyordu ve ona değer veriyordu. Tam olarak neye söz verdi bilmiyordum ama Amaris demişti. Söz verdi demişti, ve Kral Yang verdiği sözü tutardı. Bütün bunların bilincindeydim ve şimdi gölgem karşımda durmuş düşünceli gözlerle beni süzüyordu. Sonunda elini ağzına götürerek yalandan bir öksürme ile boğazını temizledi.

Psyche [DÜZENLENİYOR/DEVAM EDİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin