10.BÖLÜM

612 21 1
                                    

"Her insan kendi hayatının katilidir."

Gözlerimi açtığımda yorganın altından çıplak bacağımı görmek dün geceyi aklıma getirirken derin bir nefes alıp geriye yaslandım. Bakışlarım Yağız'a döndüğünde yüzünü bir kaç dakika inceledim.

Yatağın yanındaki koltuktan kıyafetlerimi alıp, iç çamaşırlarımdan giyinmeye başladım. Hazırlandığımda Yağız'a ve uyuyan yüzüne son kez bakıp, evden çıktım.

Bugün işe gitmeyip, sadece evde boş boş oturacaktım. Hala ne olduğunu idrak edememiş zihnimle evime girdim.

Evin sessizliğini çalan telefon bozmuştu.

"Efendim Asya?"

"Alina, annen biraz kötü. Hastaneye gidiyoruz. Konum atacağım, hemen gel." Dedikten sonra aceleyle telefonu kapattı. Gelen konuma girip, evden tekrar girdiğim gibi çıkıp, arabama bindim.

Hastanenin önünde durduğum da oda numarasını aldım ve Asansöre yöneldim.

"Anne?"

"Alina." Dedi annemin başında oturan Asya.

"Durumu nasılmış?"

"Bilmiyorum, atak gibi bir şey geçirmiş kanserden dolayı. Bugün hastaneye yatışı yapalım diyorlar." Dediğinde gözüm arkasında ki yatakta uyuyan anneme kaydı.

Yanında ki koltuğa oturdum ve hissetmeyeceğini bilsem de elini tuttum.

Annem doğduğum andan beri benim elimi hep tutan ve asla bırakmayan kadındı. Güvenerek tuttuğum, sıcaklığı içime huzur veren tek eldi.

Duygusal olmak istemiyordum. Ağlamak da istemiyordum ama bir şey yapmak gelmiyordu elimden. İnsanoğlu sadece ağlamayı biliyordu aslında.

"Anne ne yapacağım ben sensiz ya?" Diye çaresizce sorduğum da elini yavaşça bıraktım. Ağlayacağımı bildiğim için hızlı adımlarla odadan çıktım ve Lavaboya yöneldim. Kendimi boş olan bir tuvalet kabinine atıp, kapıyı kilitledim.

Derin bir nefes alıp, ağlamamak için kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Zordu ya. Gerçekten zordu ya.

Ve ben daha önce hiç tanışmadığım bu duyguyla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum.

Pus,

Her yanımda yine,

Kalbinin içinde,

Olmayı bıraktım.

...

Annemin hastaneye yatışı yapıldıktan sonra akşama kadar hastane de kalmış, yine geç saatlerde ancak eve gelebilmiştim. Hep eve geç geliyordum zaten. Bu bir ilk değildi.

Sessiz ve durgun bir şekilde Eve girdiğimde hiç bir yerin ışığını açmadan direk balkona çıktım. Temiz hava en iyisiydi.

Balkon da ki minik koltuğuma bağdaş kurarak oturdum ve başımı balkon demirlerine yasladım.

Bir kaç dakika sonra balkona çıkan Yağız dikkatimi çekti. Üzerinde beyaz bir tişört ve siyah bir eşofman vardı. Saçları yeni banyo yaptığını belli eder bir şekilde nemli görünüyordu.

Elinde kahvesi vardı. O da kendi koltuğuna oturduğunda göz göze geldik. Ve dakikalarca boş boş birbirimize baktık sadece. O an bitik olduğumun farkına vardım.

Resmen şişmiş ve patlamak üzere olan bir bataryaydım ben.

Yağız yerinden kalktığında kıpırdamadım. Balkondan çıktığında da öylece oturmaya devam ettim.

Ve bu seansım kapının çalmasıyla son buldu. Yerimden kalkıp kapıyı açtığımda Yağız karşımdaydı.

"Bir şey olmuş." Dedi ilk defa alay etmeden, ciddi bir tavırla. Balkona çıktığımda Peşimden geldi ve yanıma oturdu.

"Çok şey oldu. Zaten hep bir şeyler oluyor."

"Anlatabilirsin."

"Annem kanserin son evrelerinde, bugün hastaneye yatırıldı. Yüzünün rengi bir mermerden bile beyazdı. Göz altları mosmordu. Dudakları kuruydu. Başka ne mi var? Haftalar önce bir yıl boyunca aldatıldığımı öğrendim. Babam nerede onu bile bilmiyorum lan. Defoldu gitti. Ama en acısı, Annem için hiç bir şey yapmayıp, sadece öleceği günü beklemek. Zaten 1 Ayı kaldığını söylediler. Ona rağmen çok iyiydi düne kadar."

"Alina,"

"Yemin ederim ki kendimi bok gibi hissediyorum. Annem ya annem." Dediğimde kafamı geriye atıp, gözlerimi Tavana çevirdim.

Yanağıma akan göz yaşımı engellemedim ve ağlamaktan utanmadım.

Ağlamak ne bir güçsüzlük ifadesiydi ne de acınılacak bir şeydi.

Yağız eliyle yanağımda ki ıslaklığı sildiğin de ona döndüm.

"Ağlama çöl kızı." Yerimden kalkıp merdivene yöneldim ve üst kattaki yatak odama çıktım. Yağız arkamdan gelip, kapıyı kapattığında yatakta yanıma oturdu. Elini belime koyduğun da ona yaslandım.

"Kalp acı çeker. Göz yaşı akar. Ama hayat hep devam eder. Unutma Alina."

Kokusunu içime çektim ve gözlerimi kapattım.

"Sana güvenmek istiyorum motorcu."

"Senin hep hayatımda olmanı istiyorum çöl kızı." Dediğinde son kelimelerini boğuk bir şekilde duymuştum.

***






PUS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin