Medya; Yağız
İyi okumalar ve bayramınız mübarek olsun askilettalar♤
Bölüm Şarkısı- Aşk Nerden Nereye/Gripin
◇
Bu sefer uyandığım da yanımda Yağız vardı. O kadar masum Uyuyordu ki içimde ona karşı bir kıpırtı oluşuyordu.
Sinirli halini pek görmemiştim.
"Çöl kızı?" Uykulu ses tonuna karşın gülümseyerek ona döndüm.
"Hayırdır? Niye bu kadar mutlusun? Yoksa dün gece-" Hemen elimle ağzını kapattım. Ama gülmemi engelleyemedim.
"Gülesim geldi." Gülerek doğrulduğunda yataktan kalktım, ve sonra ne olduğunu hatırlayıp tekrar yatağa oturup, üzerimi örttüm.
"Gerizekalı!" Diye bağırdım kendime.
"Burada." Derken Sarı elbisemi bana uzattı. Yatağın içinde hızla giyindiğimde yataktan kalktım, çünkü birazdan banyoya girecektim.
"Ben banyoya gireceğim."
"Kahve yapayım mı?" Güldüm.
"Yap." Odamın içinde ki banyonun kapısında durdum ve tekrar arkamı dönüp, yataktaki Yağız'a yürüdüm.
Yanaklarını elimle sıkıp, kumral saçlarını da dağıttığım da gülerek tekrar banyoya yürüdüm.
Ne olduğunu anlamadığına yemin edebilirdim. Şaşkın bakışlarını arkamda bıraktım ve hızlı bir duşa girdim.
Banyoda giyindikten sonra üzerimde ki siyah, mini elbiseye baktım. Çok ta mini sayılmazdı aslında. Belimi sıkıca saran, dizlerimin biraz üstünde bir elbiseydi. Askılı olduğu için özellikle seçmiştim.
Saçlarımı kendi haline bıraktığımda hazır olduğum için odama girdim. Yağız odada yoktu, büyük ihtimalle mutfağa inmişti. Büyük, siyah kol çantama yine bilgisayarım gibi gerekli eşyalarımı koydum ve merdivenleri üçer beşer atlayarak mutfağa indim.
"Kahve?" Yağız'ın elinde ki kahveye uzanıp, bir yudum aldım.
"Elbise çok yakışmış."
"Teşekkür ederim. Sen ne zaman çıkacaksın?"
"Şuan. Çünkü duşa gireceğim, sonra da evden çıkarım."
"Görüşürüz o zaman motorcu." Arkasından kapıya ilerledim.
"Görüşürüz çöl kızı." Derken mayhoş bir şekilde gülümsedi ve evden çıktı. Tekrar mutfağa geçmek için döndüğümde kapının kenarında ki boy aynasında kendi sırıtışımla karşılaştım.
"Hoşt lan, kendine gel Alina." Kahvemi hızlıca bitirdiğim de ayakkabılarımı da alele acele giyindim. Evden çıktığımda yine o lanet yüzü görmek resmen bütün keyfimi mahvetmişti.
"Niye geldin lan sen yine?"
"Konuşmamız lazım. Yürü." Deyip bileğime asıldığında onun bileğini burktum.
"Defol git, açtırma ağzımı."
"Sana yürü Dedim!"
"Sana defol git dedim Allah'ın öküzü!" Eli tekrardan koluma gittiğin de bu sefer acımadan yüzüne yumruğu bastım. Ve tam bu sırada bir el de Bora'yı ensesinden yakalayarak kendine çekmişti. Bu kişinin Yağız olduğunu görmemle gözlerim büyüdü.
"Hayırdır lan sen? Arizona kertenkelesi." Derken bu sefer de o benden daha sert bir yumruğu yüzüne bastı. Tamam, kesinlikle sağ yanağı mosmor olacaktı.
Yağız hala Bora'nın yakasını tutarken ben, son kez bir yumruk daha attım ve Yağız'ın koluna dokunup, bırakmasını işaret ettim.
Gözlerimi bakıp, bıraktığında ikimizde Bora'ya döndük.
"Sakın, bir daha bu sokaktan bile geçme. Yoksa yemin ederim ki cesetinle postalarım seni buradan." Dedikten sonra oradan ayrılıp arabama ilerledim. Bu sırada Yağız Bora'ya son kez öldürücü bir bakış atıp, bana doğru geliyordu.
"Eski sevgilin, değil mi?" Başımla onayladım.
"Ayrıldığından beri rahatsız mı ediyor?"
"Edemiyor, izin vermiyorum."
"Salak herif, bileğini falan da tutuyor. Onun o elini bir yerlerine sokmadığıma dua etsin."
Baya benziyorsunuz.
Baya.
"Neyse, sabah sabah yine keyfimizi kaçırdı şerefsiz. İse de geç kaldım zaten." Derken ofladım.
"Biraz fazla işkoliksin sanki." Güldüm.
"Biraz?" Bana eşlik etti.
"Ben de gidiyorum." Motoruna ilerlerken arkasından bağırdım.
"Akşama kahve motorcu?"
"Bakarız çöl kızı." Arabama binip, diğer yönden yola çıktığımda kendi playlistimden bir şarkı açtım.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUS (+18)
Mystery / ThrillerSıradan bir hayat ve gizem dolu bir adam. Yalanlar ve suçlarla dolu bir dünya. Pus adlı bir ekip. Onlara sonradan dahil olan ve hayatının dönüm noktasında olduğunun henüz farkında olmayan bir kız. "Aşk ve nefret, bu ikisi bir araya gelebilecek en kö...