Sıradan bir hayat ve gizem dolu bir adam. Yalanlar ve suçlarla dolu bir dünya. Pus adlı bir ekip. Onlara sonradan dahil olan ve hayatının dönüm noktasında olduğunun henüz farkında olmayan bir kız.
"Aşk ve nefret, bu ikisi bir araya gelebilecek en kö...
Yağız; Alina, akşam yemeğinden önce konserin başlayacağı alanın yanında ki havuzda buluşuyoruz.
Yağız; Ayrıca gözlerinin de fotosunu atar mısıntüm ekibe Hangi renkolduğunusoracağım.
Siz; Taktınmıtakıyorsun.
Siz; Atıyorum, bekle.
Bir Fotoraf Gönderdiniz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yağız; Gözlerin çok güzel çölkızı.
Siz; İşine bak motorcu.
...
Telefonu kenara fırlatarak üstüme giydiğim siyah askılıya ve siyah şortuma aynanın karşısında baktım. Bu sıcakta ceket giymek istemezdim ama silahımı arkama koyacaktım. Deri ceketi de üzerime giyindikten sonra kirpiklerimi maskarayla kıvırarak odadan çıktım. Kalabalığın arasından hızlı adımlarla geçerek ekibin olduğu topluluğa ulaştım.
"Gece 12'ye kadar sakın sarhoş olmayın. İşimizi hallettikten sonra kafa bulabilirsiniz ancak." Dedi Yağız hepimize durumu açıklayarak.
"Önce biraz Etrafı gözlemleyin. Gerektiğini de gruba yazacağız." Dedi bu sefer de Alp.
"Pişt, gel." Bana elini uzatan Hafsa'nın elini kavramamla yavaş yavaş başlayan konserde kalabalığın arasına karıştık. Bara geldiğimiz de şuan içki içmemem gerektiğini bildiğim için sadece bir soda söyledim.