Günün ikinci bölümü ballar, ilkini kaçırmayın. Hadi iyi okumalarrrr.
Balayına gelmiştik.
Ben ve kocacığımın aldığı kararla (Benim haberim yoktu, söylediğinde de dalga geçiyor sanmıştım) başbaşa bir tatil yapmaya karar vermiştik.
Başbaşa. Sadece Adar ve ben. Yalnız. Tek yatak.
Harbiden lan neden tek yatak?
"Lan!" Diyerek döndüğümde aynada saçını düzeltmeye çalışan adamla göz göze gelmiştim. Islık çaldığı için dudağı büzülmüşken, tek gözünü hayırdır anlamında kırptı.
"Neden tek yatak var oğlum? Hadi evde tamam zorunluluktan kanepede sürünüyoruz da, tatilde neden sürünelim? Ayrı ayrı alsaydık da rahat rahat yatsaydık ne olurdu?" diyerek söylenirken, aşağıya ineceğimiz için altıma şortumu geçirmeyi de ihmal etmiyordum. Üzerime bir şey giyse miydim yoksa seksi bedenimi plajdaki herkese sunsa mıydım?
"Üzerine bir şey giy" diyen adamla gözlerimi devirip onun gibi bir gömlek çıkardım, önümü açık bırakırken yanına ayna karşısına geçmiştim. "Aferin" derken yan gözle "Seni öldürürüm" başlıklı bir bakış atıp aynadaki yansımama döndüm.
"Düğmeleri de ilikle" derken kaşlarımı çatarak ona döndüm. Aynı gömleğin siyahı üzerinde dururken kaslı göğsü tamamen ortadaydı. "Hayırdır, sen herkese göster oranı buranı, bana gelince üzerini giy, düğmeleri ilikle? Denize girerken haşema da giyeyim mi?" Dediğimde düşünürmüş gibi yaptığında yüzüne yumruk geçirmek istemiştim.
"Yok karıcığım o kadar da yobaz bir insan değilim. İstersen ama ben de iliklerim gömleğimi. Bak" dedikten sonra hiç beklemeden tek tek düğmeleri kapattığında şaşırmıştım. Böyle bir atak beklemiyordum açıkçası.
"Hadi sıra sende" diyerek çenesiyle ona nazaran biraz daha esmer olan bedenimi gösterdiğinde gözlerimi devirsem de dediğini yaparak düğmelerimi iliklemeye başladım. Kavga etmenin sırası değildi. Ne olursa olsun tatile gelmiş sayılırdık ve güzel geçmesini istiyordum.
"Ayrıca, oda yoktu. Aradığımda tek boş odanın bu olduğunu söylediler. Kış gelmeden son demler olduğu için yoğun galiba" dedikten sonra elini uzatıp yatağın üzerindeki havludan kuğuları gösterdi. "Yoksa ben de pek meraklısı değilim bunların" dediğinde gülmeden edememiştim.
Oda tam olarak balayına çıkan çiftler için düzenlenmişti. İlk girdiğimiz anda etrafa saçılmış olan güller, yatağın üzerindeki kuğular, loş ışıklandırma ve hafif çalan seksi bir şarkıyla ortam fazlasıyla romantikti.
Utanmasam yanımdaki adamı yatağa atardım o derece yani.
Fena olmazdı aslında. Yatağa atsam, üzerine çıkıp o dolgun kırmızı dudakları öpsem, gömleğin açıkta bıraktığı tene öpücükler, morluklar bıraksam.
Ne?
"Hadi çıkalım" diyen adamla şaşkınca kendime gelip, yüzüne bakmadan arkasına takıldım.
Ne düşünmüştüm lan ben az önce? Uzun süredir kendime bile dokunmadığım için muhtemelen saçma sapan düşüncelere kapılmıştım. Hem teknik olarak evliydik ve evde sürekli kaldığım muamele yüzünden böyle şeyleri düşünmem çok doğaldı.
Değil mi?
"Şimdi ilk denize mi girelim? Yoksa bir şeyler mi yiyelim?" Diye bana dönen adamın siyah saçları savrulurken, yutkunmadan edememiştim.
Balayı ambiyansı, bırak peşimi.
"D-denize girelim" dediğimde kekelememle birlikte önden yürüyen adam bir anda bana döndü ve yanımda yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞA / BERDEL / [BXB]
RomanceBerdel konulu bir GAY hikayesidir. Eşcinsel evliliğin yasal ve normal olduğu bir evrende geçmektedir. •Şiddet, cinsellik ve olumsuz öğeler içermektedir. +18 yani.