"Kalk aşkım kalk rızzık zamanı!" diyerek beni uyandıran adamla şaşkınca tek kolumun üzerinde doğrulduğumda bir süre neler olduğunu anlayamamış ve mal mal etrafı izlemiştim.
"Ne diyorsun lan sen?"
Yatağın içinde kendimi kaldırıp, gözlerimi ovuştururken, heyecanla bana doğru gelen adama baktım. Yüzündeki gülümseme ile elindeki çantayı kenara attı ve yanıma gelerek yüzümü avuçlarının arasına aldı.
"Müjdemi isterim" hala tam ayılamamış beynimle "Müjde kim şerefsiz!?" Diye kaşlarımı çattığımda kahkaha atarak eğilip burnuma bir öpücük bırakmıştı. "Oğlum şu salak hallerini yerim lan senin" diyip yanağımı da ısırdıktan sonra doğruldu.
"Şapşal sevgilim benim" önümde dikilmekten vazgeçip banyoya doğru gitmeye başladı. "Hemen bir toparlanıp geliyorum. Sakın uyuma!" Diye banyoya girdiğinde onu siklemeden götümü dönüp uyumaya devam etmiştim bile.
Tabi bu fazla uzun sürmemişti.
"Bebeğim uyan! Akşam oldu, bu saate kadar yatılır mı!? Tamam ayısın anladık da kış uykusu için geç kaldın!" Bağırarak gelip yatakta belimden sarıldığında mırıldanarak kendimi çevirdim ve tek gözümü açıp sevinçle gülümseyen yüze baktım. İşaret parmağımı uzatarak dudağının üzerine koyup tekrar gözlerimi kapatmıştım ki parmağımın ısırılması ile birlikte gözlerimi tamamen açtım ve baygın bakışlarımla karşımdaki adamı izlemeye başladım pes etmiş bir biçimde.
"Beni ne zaman rahat bırakırsın tahmini?" Dediğimde gülerek yanaşmış ve burnumu öpmüştü. Bu hareketleri beni yavaş yavaş uyandırır gibi olsa da dayanamayıp yüzümü boynuna gömdüm.
"Yarın sabah seninle köye gideceğiz" dediğinde kaşlarımı çatmıştım.
Köy ne alakaydı be?
"Ne köyü?" Boynuna gömülü olduğum için boğuk çıkan sesimle konuştuğumda kulağımdan öpmüş, tişörtümü sıyırarak elini bel boşluğuma atıp işaret ve orta parmağı ile iç gıcıklatan bir hisle bel gamzelerimi okşamaya başlamıştı. "Bizim köydeki hisselerle ilgili işlerimiz var, onları halletmem gerekiyor. Bu yüzden de iki günlüğüne oradaki evde kalmam gerekiyordu ve ben de dedim ki madem oralara kadar gidiyorum, canım karımı da alayım yanıma. Baş başa zaman geçiririz birlikte" yine kulağımı öptü ve devam etti. "Sadece ikimiz. Eve giren, kapımızı çalıp rahatsız eden kimse olmadan romantik iki gece" derken belimdeki eli yavaş yavaş pijamamın lastiğinden kalçama doğru süzülmeye başlamıştı bile.
"Karın siksin seni!" Diyerek yüzümü boynundan çıkarıp çenesine attım ve ısırdım. "Bizimkiler ne diyor bu işe?" dediğimde dudak bükmüş aynı anda da kalçamı sertçe sıkmıştı.
"Yani abimler ve babamın işi hallettiğim sürece pek umurlarında olmaz ne yaptığım, biliyorsun. Annem de zaten biraz yalnız kalmamızın bize iyi geleceğini düşünüyor. Dünden razı anlayacağın. Eh bir tek karımın fikri kaldı" dediğinde bu sefer çenesini iz bırakacak kadar sert bir biçimde ısırmıştım.
"Biraz daha karım demeye devam edersen ters çevirip düz sikeceğim seni. Sonra da köydeki köpeklere yem edeceğim" dememle yüzünü bana eğip bal gözlerini gözlerime dikmişti. "Yapar mısın cidden?" Dediği anda yerimde yükselip altıma almam bir olmuştu.
Tek elimle kalçamdaki elini tutup başının üzerinde topladım ve tam penisinin üzerine sertçe oturdum. Üzerini değiştirdiği için onun da altında sadece ince bir pijama vardı. Bu yüzden ikimiz de teması en derinden hissetmiş olduk.
"Yaparım tabiki" derken kalça aramda yavaş yavaş büyümeye başlayan aletine bastırarak kucağında hareket ettiğimde koyulaşan gözlerini yüzüme dikip, boştaki elini enseme attı ve hiç durmadan dudaklarımızı birleştirdi. Sert bir şekilde çekmesinden kaynaklı çarpan dudaklarımız acısa da umursamadan öpüşmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞA / BERDEL / [BXB]
RomanceBerdel konulu bir GAY hikayesidir. Eşcinsel evliliğin yasal ve normal olduğu bir evrende geçmektedir. •Şiddet, cinsellik ve olumsuz öğeler içermektedir. +18 yani.