Eminem vs Ceza-Minsung

29😰

(Düzyazı)

~2 ay sonra~

/Jisung's

Sabah güneşinin gözüme girmesiyle yavaşça ayılıp yattığım yerde doğrulmuştum.

Gözlerimi açınca etrafıma bakınıp nerede olduğumu hatırlamıştım. Koltuktan kalkıp yerde yatan bedenin yanına gitmiştim.

Yere gelişi güzel yatıp kafasının altınada bir yastık koymuştu. Yere eğilip suratını incelemeye başlamıştım. Dolgun dudakları öne doğru büzülmüştü ve kaşları hafif çatılmıştı.

Neredeyse her sabah gördüğüm bu yüz her seferinde gülümsememe sebep oluyordu.

"Pişt, Evie hadi uyan"

Kıpırdanmıştı fakat yinede uyanmamıştı. Elimi koluna atıp onu dürtmüştüm.

"E hadi uyansana"

"Mmh"

"Bak saçlarını keserim"

Dememle gözlerini hemen açıvermişti.
Elini beline kadar gelen sarı saçlarına atarak korkuyla bana bakmıştı.

"Beni dövmene bile izin veririm ama saçlarıma dokunma Han jisung!"

"Şükür kalktın, hadi kahvaltı edelim karnım aç"

"Off tamam"

Yardımımla yerden kalktıktan sonra ikimizde salonla birleşik mutfağa doğru ilerlemiştik.

Evie 2 ay önce buraya ilk geldiğim hafta tanıştığım arkadaşımdı. 2ayda  baya yakınlaşmıştık, birbirimizin evine gidip kalıyorduk.

Ailesi çoğu zaman yurt dışında olduğundan evde tek kaldığı için genellikle onun evinde vakit geçiriyorduk ve birbirimiz hakkında çoğu şeyi öğrenmiştik.

Ona Minhoyu, arkadaşlarımı ve kore'yi anlatmıştım. O ise Bana Avusturalyayı anlatmıştı. Garip bi kız olduğu için çok arkadaşı yoktu ama bence çok güzeldi ve çok şirin bir kişiliği vardı.

"Kahvaltıda ne yiyeceğiz Evie hanım? "

"Uhh aslına bakarsan yaban mersinli pankek yapabilirim? "

"Vay seni vaaay, muhteşem olur"

Koreceyi bilmediği için genellikle İngilizce konuşuyorduk, arada ona küfrederken Korece kullanıyordum fakat ne dediğimi bilmese bile küfrettiğimi anlayıp beni dövüyordu.

O kahvaltıyı hazırlarken ben adacığa oturmuş telefonumla oynamaya başlamıştım.

2 ayda benimle ilgili çoğu şey değişmişti. Saçlarımı maviye boyatıp gözlük kullanmaya başlamıştım. Zayıfladığım için artık daha fit görünüyordum ve her sabah silah zoruyla canım arkadaşımla beraber spor yaptığımız için hafiften kaslanmıştım da.

Cildime dikkat etmeye çalışsamda yinede Avustralya'da yaşayınca pek beyaz kalamıyordunuz. Çok olmasada yinede bronzlaşmıştım ve açıkçası bana yakışmıştı da. 

Felixlerle konuşmayı asla kesmemiştim her gün onlarla mutlaka yazışıyor veya telefon ediyordum. Her yaptıklarını benimle paylaştıkları için geride de kalmıyordum.

Dediğim gibi kendimle ilgili çoğu şeyi değiştirmiştim. Bunun başında Minho geliyordu. Onunla en son 2ay önce geldiğim gün konuşmuştum.

Daha sonrasında ise aramalarına ve mesajlarını görmezden gelincede artık o benle iletişime geçmeyi bırakmıştı. Bazen yaptığım şey yüzünden pişman olup Evie ile birlikte içip içip ağlıyorduk.