Yıldız

45 9 10
                                    

3 gun sonra

Lara'dan

Artık işler tam olarak oturmuştu. Ellie Tokio hotelin blogerlığını yapıyordu. Bense hala asistanlığa devam ediyordum. 3 gün önceki çıkışlarından sonra gerçekten fanları dahs da artmıştı. Gören kişiler tanıyıp fotoğraf çektiriyordu. Tom ve Ellie basbaya çıkıyolar. Şuanda gene bizim bardayız. Saat 23.00.

B- Stüdyoya gitmemiz lazım millet. Devilish'den kalan şarkılarla idare edemeyiz artık. Son günlerde biliyorsunuz ki baya dinleyenimiz arttı.

L- Yeni şarkılar için illa stüdyoya mı gitmek lazım şuanda? Çok yoruldumm.

B- üzgünümm Lara. Gitmemizz lazım, çünkü yarın sabah erken uyanmak istemezsin.

L- Pekiiii tamam.

Bardan çıktık. Tom motorla yola koyuldu Ellie evde kalmayı tercih etmişti bugün. Biz de George Gustavla beraber Billin arabaya doluştuk. Gustav genr yemeklerden bahsediyordu. Sarki açtık.

~Britney Spears'dan Circus

Hepimiz şarkıya eşlik ediyorduk. Önde oturuyordum. Bill'e baktım gülerek kendini kaptırmış şarkıyı söylüyordu, cok tatlıydı. Onu öyle görünce ben de gülümsedim. Studyoya vardığımızda Tom çoktan gelmişti. İçeriye girerken kapının önündeki beyzbol sopasını görünce gülmeden edemedim. Odaya girdim ve oturdum.

Oturduğum koltuk gecen gece Bill ile uyuyakaldığımız koltuktu. Böyle düşününce kendimi sacma sapan sırıtırken buldum. Kendime geldiğimde Bill bana bakıyordu. Ne düşündüğümü anlamış gibi bana bakmıştı, içerisi çok sıcak sanırım ateş bastı bana.

B- Cam kapı bi şey açalım istersen Lara? Bi kızardın sıcakladın mı?

L- Yok yok iyiyim, çok kalın giyinmişim herhalde.

Üstümdeki ceketi çıkardım koltuğa koydum. O sırada Tomlar da yerleşmişti diğer koltuklara. Bill Toma dönmüştü elindeki Şarkı sözleri yazılı kağıdı gösterdi.

B- bak şimdi şu şarkıda böyle bi melodi olsa çok iyi olmaz mı?

Mırıldandı. Herkes çok beğenmişti.

Ge- bak surda da bi atak girse Gustav ne diyosun?

Gu- Super olur.

Birbirleriyle uyumları cok guzeldi. 1 2 saat söz yazdıktan sonra diğer odada prova yapmaya geçtiler. Benim aşırı yorgun olduğum için koltuğa uzandım.

_______________

Nerdeyim ben? Ev... evim..o koku. İçki ve sigara kokusu.. odamın her yerine sinmişti. Çok kötü bir his vardı içimde. Kaybolmuşluk, çıkmazlık hissi.. ya çıkamazsam bu evden.. ya kurtaramazsam kendimi? Sonum kimin gibi olurdu? Odamdan çıktım merdivenlerden inerken duvardaki çerçevenlenmiş aile fotoğraflarına göz gezdirdim. Gerçekten ailem mi vardı? Aile böyle mi olur? Aile.. birbirine destek olur, sahip çıkar, hatalarını gösterir, her şeyden önemlisi..sevgiyi öğretir. Biz aile değildik. Hiçbir zaman da olamamıştık, olamazdık. Düşüncelerimle birlikte çerçeve bi anda çatlamıştı. Arkamı döndüm sonsuz bir karanlık vardı. Merdivenlerden aşağı inerken bağırışma sesleri ile hızımı arttırdım. Anne.. annemi kurtarmam lazım. Merdivenin sonu yok gibi, bitmiyordu. Bağırışma sesleri daha da artmıştı. Duvardaki resimler birer birer çatlarken merdiven sonunda bitmişti. Boş bir salondayım. Evimizin salonu. Bağırmamla sadece sesimin yankısını duymuştum.

L- Anne! Nerdesin?

Salonda gezinirken hemen arkamdan tekrar bi bağırma sesi geldiğinde korkup arkamı döndüm. Annem ve babam kavga ediyordu.. ikisi de karşımdaydı, ikisi de sarhoştu. Beni görmüyorlardı, duymuyorlardı. Babam elindeki içki şişesini yere fırlattı. Anneme elini kaldırıp ona acımasızca vurduğunu gördüğümde, o kadar kötü hissediyordum ki. Annemi koruyamadım.. karşımda ama koruyamadım... annem sadece babamın vurduğu yeri tutup yüzüne bakıyordu. Babama bağırdım defalarca bağırdım beni duymuyordu.. tanıdık birinin sesini duydum ama kim olduğunu anlayamadım. Etraf kararmaya başladığında anneme koştum. Sadece onu kurtarmak istiyorum. Tanrım lütfen yalvarırım!

Ateş ve Barut / Bill&Tom Kaulitz/ Tokio HotelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin