Turne

21 4 9
                                    

Mektubu açtım. Düşündüğüm gibiydi.. abim.. abim bırakmıştı beni... kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Beni bırakmaz değil mi? Abim de beni bırakmadı? Sakin olmaya çalışarak mektubu okumaya başladım.

~Elliem için;

Ellie.. canım benim...ben bunları yazmak istemezdim.. keşke bunları yazmasam.. sadece seni seviyorum. Beni merak etme. Ben bir müddet yokum. özür dilerim ama yapamadım.. ben seni koruyamadım. Seni mutlu edemedim. Ailemiz dağıldıktan sonra ben de dağıldım. Sen biraz olsa toparlandın çünkü sen çok güçlü bir kızsın. Hayatımda gördüğüm en iyi insansın ve güzel gülüşe sahip kişisin. Gülmeye çalış..bensiz daha iyi olacaksın. Ben burnumu belaya soktum. Seni karıştıramazdım.. Kaçmam gerekti. Uyuşturucuyu ve içkiyi çok abarttım. Sen de farkındaydın bunun. Seni incitmek istemediğimi biliyordun. Ben korktum. Hâlâ korkuyorum. O yüzden seni bensiz bırakıyorum. Hayatın zehir olmamalı. Zeki Elliem'in hayatı pırıl pırıl olmalı. Sevdiği kişiyi bulup yuva kurmalı. Arkadaşlarıyla eğlenmeli, mutlu olması gerek. Bunu en çok bu hayatta sen hak ediyorsun. Dediğim gibi güçlüsün asla zorluklara bizim gibi, aile olamayan kişilere yenik düşme. Annemiz ve babamız gibi canavar oldum. Sana göstermek istemedim. Sen görme istedim. Çünkü sen masumsun. Benim masum kardeşimsin. Onlar gibi bir canavar olduğum için özür dilerim. Sadece sen iyi ol istiyorum. Kendine güzel bak olur mu? Benim için.. seni seviyorum...

~Abin

Sadece hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ben..ben gene ortada kaldım. Yere oturdum dizlerimi kendime cektim ve yatağa yaslanıp mektubu tekrar tekrar okudum. Şakaydı bu? Değil mi? Abim de beni bırakmadı..haha bırakmadı, bırakamaz o kardeşini. Çok sever..cok.. cok sever.

Sadece ağlayıp cümleleri tekrar ettim. Kafam çok karışıktı kendimi iyi hissetmiyordum. Ben neden bu hayatı yaşamaya mahkumum? Neden ben? Neden? Neden? Ben? Saçlarımı sıkıca tuttum. Başım ağrıyordu.

___________

Zar zor olsa da ayağa kalkmaya çalıştım. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Artık ağlamaktan gözlerim kurumuştu ve maskaram akmıştı. Göz altlarım kızarıktı. Dudaklarım da solgun gözüküyordu. Neredeyse akşam oluyordu. Yatağıma yattım sadece gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım.

Tom'dan

Bardaki isler yerinde ilerliyordu. Gözlerim Ellie'yi aradı ama ortalıkta gözükmüyordu. Merak edip çaldırdım. Telefonunu açmayınca bir daha aradım. Gene ses yoktu. Birazcık meraklandım. Lara'nın yanına gittim.

T- Lara Ellie'yle konuştun mu son 3 saattir? Geldiğini gördün mü?

Sadece suratıma baktı

L- Hayır.. görmedim. Aramadım da bir şey mi oldu?

T- telefonunu açmıyor saat gec oldu. Geleceğini söylemişti.

L- Senin için hazırlanıyordur biraz bekle.

Dedi ve göz kırptı ama nedense içimde kötü bir his vardı. Dışarı çıktım ve motoruma atladım. Ellie'nin evine sürdüm. Kapısını çaldım açan yoktu.

T- Ellie benim.. açar mısın?

Biraz daha çaldım genr açan yoktu.

T- Evde değil mi acaba?

Kapıyı kırmaya karar verdigim sırada kapı sakince açıldı. Ellie kırmızı gözleriyle ve solgun bakışlarıyla karşımdaydı. Hemen yaklaştım ve sordum.

T- NE OLDU SANA? ASKIM? NOLUYO?

hiç bir şey söylemeden sadece yüzüme baktı. Hafifçe gülümser gibi oldu. Daha sonra da ağlamaya başladı.

Ateş ve Barut / Bill&Tom Kaulitz/ Tokio HotelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin