Ekip merkezde masanın etrafında oturuyordur.
Hüsnü: O zaman bugünlük bu kadar. Devriyeciler devriyeye, kalanlar da evlerine hadi bakalım.
-Hakan tam ayaklandığı sırada telefonu çalar ve ekranda gördüğü isimle yüzü asılır.
Hakan:(sessizce) nerden çıktı şimdi bu?
-Aylin'e işaret yapar.
Hakan:Ben birazdan geliyorum
Aylin:Tamam
-Aylin bir terslik olduğunu anlamıştır ama çok üstünde durmaz.
Hakan aşağı indiğinde onu az önce arayan numarayı arar, telefon ilk çalışta açılır.
Ebru:Hakan
Hakan:Neden arıyorsun sen beni?
Ebru:Dur bi dinle, başım belada, yardımına ihtiyacım var.
Hakan: Ee... bana ne bundan
Ebru:Şimdi öyle mi olduk Hakan komiserim? Eski günlerin de mi hiç hatrı yok.
Hakan: Ebru saçmalama. Ne bela açtın yine başına?
Ebru: Konum atıyorum gelince anlatırım, iş sana da bulaşsın istemiyorsan gel bence.
-der ve telefonu kapatır
Hakan:Ben bu manyağa nerden bulaştım yaa
-O sırada Aylin gelir.
Aylin:Hakan birazdan gelicem dedin gelmedin. Bi sorun yok di mi?
Hakan:Yok canım her şey yolunda
Aylin: İyi bari, o zaman hadi gel sinemaya gidelim. Çok güzel bi aksiyon filmi varmış vizyonda seversin sen.
Hakan:Aylin çok güzel olurdu canım ama benim bir arkadaşım aradı da onun yanına gitmem lazım, başka bi zaman sözüm olsun olur mu?
Aylin:Sorun yok demiştin.
Hakan: Yok zaten canım önemsiz bir şey, sen eve geç ben de en geç 2 saate yanındayım. Tamam mı güzelim?
Aylin:İyi peki napalım, madem sinema işi yalan oldu o zaman ben evde sinema gecesi ortamı kuruyorum. Fazla bekletme beni?
Hakan: O film izlenecek illa diyorsun yani
Aylin: Film şart canım film şart
-der ve gülerek Hakan'ın yanından ayrılır.
.....
-Aylin eve gelmiştir, yiyecek bir şeyler hazırlar, mısır patlatır. Çok güzel bir ortam hazırlar.
Aylin: Evet her şey hazır bi tek filmi seçmek kaldı onu da Hakan gelince seçeriz artık.
-Ağzına bi mısır atar ve kanepeye oturup Hakan'ı beklemeye başlar.///GECE///
-Hakan bütün akşam Ebru'nun başına açtığı belayla uğraşmıştır. Eve geldiğinde saat gece yarısını geçiyordur, sessizce eve girer ve salona girdiğinde koltukta uyuyakalmış Aylin'i görür. Etrafa bakar ve Aylin'in hazırladığı masayı görür.
Hakan: (sessizce) Salak Hakan, kimler için neyi kaçırdığına bak.
-Hakan, Aylin'in yattığı kanepenin yanındaki tekli koltuğa oturur, önce saçını okşar Aylin'in. Bi süre öylece izler.
Hakan:Ah be Aylin'im... ne vardı daha önce dönseydin ya da hiç gitmeseydin. Beni senden bunca yıl mahrum bırakmasaydın. Sensizlikten dağılmama, saçmalamama izin vermeseydin.
-Hakan bir süre daha Aylin'i izlerken Aylin hareketlenir ve gözlerini açar kanepede doğrulur.
Aylin: (uykulu sesle) Hakan... sen mi geldin, saat kaç?
Hakan: Gece yarısını geçiyor. Hadi sen açma uykunu, gel yatırayım ben seni
Aylin: Dur bi dakika, nerdeydin sen bu saate kadar?
Hakan:İşim uzadı yavrum, telefonumun da şarjı bitti sana haber veremedim. O kadar hazırlık yapmışsın sen de çok özür dilerim ama söz telafi edicem... Affedebilecek misin beni?
Aylin: Tamam canım önemli değil. İşin uzamış napalım?
-Hakan şaşkın gözlerle Aylin'e bakıyordur. Elini Aylin'in alnına koyar.
Aylin: Napıyorsun Hakan?
Hakan: Allah Allah, ateşinde yok senin. Tam uyanamadım da beni rüya falan mı zannediyorsun acaba?
Aylin: Ne saçmalıyorsun sen Hakan?
Hakan: Şimdi hayatım, sen o kadar hazırlık yapmışsın, beni beklemişsin. Normalde en iyi ihtimalle beni vurman gerekiyordu.
-Aylin minik bi kahkaha atar
Aylin: Şansını zorlama istersen Hakan.
-Hakan ellerini teslim olur gibi havaya kaldırır.
Hakan: Tamam tamam sustum, ee hadi kalk yatalım.
-der ve ayaklanır, Aylinse kalktığı yere geri yatar. battaniyeye de üstüne çeker.
Hakan: Napıyorsun Aylin?
Aylin: Burda uyuyacağım ben?
Hakan: Evet başlıyoruz, hiç bir şey dememenden belliydi zaten. Böyle mi alacaksın bu gecenin intikamını?
Aylin: Yok ya valla ondan değil, hiç gidesim yok şu an odaya, burası çok rahat geldi.
Hakan: İyi peki
-der ve kanepede Aylin'in arkasındaki boşluğa geçer ve Aylin'e arkadan sarılır.
Aylin: Ay Hakan napıyorsun düşerim ben böyle
Hakan: Ben senin düşmene izin verir miyim hiç yavrum?
-der ve Aylin'e daha sıkı sarılır.
Aylin: Tamam o zaman kalk bari odaya gidelim. Nasıl yatıcaz böyle?
-Hakan kafasını Aylin'in boynuna gömer. Ve öyle konuşur.
Hakan: Valla ben böyle çok iyiyim, haklıymışsın çok rahatmış burası
Aylin: Ben rahat değilim ama.
Hakan: Orası senin problemin canım.
Aylin: Delirdin sen iyice
Hakan: Delirtenler utansın.
-Aylin arkasını döner, Hakan'la yüzyüze gelirler.
Aylin: Allah Allah yaa... ben napmışım acaba?
Hakan: Hımm... nerden başlasam acaba? Çünkü dosyanız epey kabarık Aylin hanım.
Aylin: Bak sennnn...
Hakan: Öncelikle bu baktıkça içinde kaybolduğum, dipsiz bi kuyu gibi beni içine çeken gözlerin beni delirten.
-Aylin gülümser.
Hakan: Sonra bu gülümsediğinde dudağının yanında beliren belli belirsiz çukur... ee onun da hakkını yememek lazım
-Aylin'in saçlarını düzeltir eliyle
Hakan: Sonra bu saçların... ben böyle canlı saç görmedim ömrümde, her telinin içinde ayrı bi kalp çarpıyor.
-Aylin kahkaha atar
Aylin: Dosyanın bu maddesi Cemal Süreya'dan çalınmış sanki
Hakan: Olabilir... neyse biz konumuza dönelim. ne diyordum?
-Hakan kafasını Aylin'in boynuna gömer ve kokusunu derince içine çeker.
Hakan: En önemlisi bu kokun... bu koku olmadan yaşayamam ben
Aylin: Herkes herkessiz yaşar, yaşadın da...
-Aylin'in gözünden bir damla yaş süzülür, Hakan parmaklarıyla Aylin'in gözyaşını siler.
Hakan: Ama seninle bir başka yaşar...
-Hakan parmaklarını Aylin'in dudaklarında gezdirir.
Hakan: Bu dudakların... sanki seni her öptüğümde yeni bir hayat üfleniyor ruhuma...
-Zaten aralarındaki çok az olan mesafeyi kapatarak Aylin'i öpmeye başlar. Aylin de ellerini Hakan'ın yanaklarına koyar. Bir süre öpüştükten sonra Aylin dudaklarını ayırır. Ve nefes nefese konuşur.
Aylin: Odamıza geçelim.
Hakan: Yok böyle iyi
-Hafifçe Aylin'in üzerine eğilir ve kulağına fısıldar.
Hakan: Hem mekan değişikliği iyidir, heyecan katar.
-Aylin Hakan'ın omzuna vurur
Aylin: Çok edepsizsin
Hakan: (sırıtarak) Yeni mi öğreniyorsun?
- der ve tekrar dudaklarını birleştirir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayhak Evreni
Fanfiction"...Onlar bilmiyor, kimse bilmiyor.. Beni bu şehirden bir tek sen kovabilirsin!" "Sanki bu şehir çok umrumda... Senin olmadığın yerde benim ne işim var?"