kuzey yıldızı

200 7 1
                                    

"Sen benim kuzey yıldızımsın; sadece varlığıyla yolumu bulabildiğim, o yokken kaybolduğumsun..."

-Hakan ve Arda merkezde bir köşede konuşuyorlardır.
Hakan:Arda bak hazır di mi oğlum her şey?
Arda: Hazır abi merak etme, mekan sahibi çok yakın arkadaşım diyorum sana.
Hakan: En son bunu dediğinde balayı diye kaplıcaya gidiyorduk az kalsın.
Arda: Ya abi kaç yıl geçti o mevzunun üstünden. Bu sefer her şey istediğin gibi olacak merak etme.
Hakan: Hele bi aksilik çıksın var ya, bu sefer seni elimden kimse alamaz.
Arda: (korkarak) Anlaşıldı abi.
-O sırada yanlarına Aylin gelir.
Aylin: Ne konuşuyorsunuz bakalım fısır fısır?
Hakan: Hiç... Hiçbir şey konuşmuyorduk.
Arda: (panik) Abla ne konuşacağız Allah aşkına? Gizli bir şey konuşacak halimiz yok ya hem...
-Hakan Arda'yı dürter.
Hakan: (sessizce) Tamam lan uzatma.
Aylin: (kaşlarını çatar) Bir sorun yok di mi?
Hakan: Ya yavrum ne sorunu olacak? Her zamanki Arda işte. Bu bi kızla buluşacakmış da onun için benden taktik istiyordu.
Aylin: (imalı) Tebrik ederim Arda'cım en doğru adrese gelmişsin.
-Aylin gülerek yanlarından ayrılır.
Hakan:(kaşlarını çatar) Laf mı soktu bana o?
Arda: (sırıtır) Valla baya baya hem de.
-Hakan Arda'nın kafasına vurur.
Hakan: Sırıtma lan! Hele bu akşam bi aksilik çıksın ben o zaman göstericem sana sırıtmayı.
...
-Akşam olduğunda Hakan'ın devriyesi olduğu için Aylin tek başına eve geçmiştir. Kısa bir duş aldıktan sonra kendini kanepeye atar, izleyecek film arıyordur. Tam o sırada kapı çalar.
Aylin: Allah Allah kim ki akşam akşam?
-Aylin aşağı iner ve kapıyı açar. Karşısında Arda'yı görmesiyle şaşırır.
Aylin: Arda noldu? (korkarak) Hakan'a bir şey mi oldu yoksa?
Arda: Yok abla yok, Hakan abi iyi merak etme.
-Aylin Arda'nın elindeki çiçeği farkeder. Arda çiçeği Aylin'e uzatır.
Arda: Bunlar sana, Hakan abiden.
Aylin: (güler) Hayırdır, kuryeliğe mi başladın yoksa?
Arda: Abla bana daha fazla bir şey sorma, ben de Hakan abi ne derse onu yapıyorum. Hadi kaçtım ben.
-Arda hızlıca gider. Aylin çiçeğe bakar, en sevdiği gibi karışık bukettir.
-Aylin çiçeğin üstündeki nota bakar.
"Hazırlan ve sana attığım konuma gel."
-Hakan
Aylin: Ah Hakan ah... Yine neyin peşindesin acaba?
-O sırada telefonuna bir mesaj gelir Hakan konumu atmıştır.
-Aylin hemen kapıya çıkar ve Arda'yı gitmeden yakalar.
Aylin: Çabuk söyle nasıl bir yer?
Arda: Ne?
Aylin: Mekan diyorum ya, Hakan hazırlan gel demiş. Şık bir yer mi, salaş bir yer mi? Ona göre giyinicem.
Arda: (gururla) Ee abla ayıptır söylemesi mekanı ben ayarladım?
Aylin: (gözlerini devirir) Yandık o zaman desene.
Arda: Aşk olsun abla ben size ne zaman kötü bir yer ayarladım.
Aylin: Maldivler diye kaplıca ayarladığını unuttun galiba?
Arda: Ya abla söz veriyorum bu sefer öyle değil. Çok nezih, çok klas bir yer.
Aylin: İyi tamam kaybol.
-Arda arabaya biner ve gider. Aylin de eve girip hazırlanmaya başlar.
....
-Aylin yaklaşık 1 saat sonra Hakan'ın attığı konuma gelmiştir, taksiden iner ve etrafta bakınır ama kimse yoktur.
Aylin: Allah Allah yanlış mı geldim acaba? (telefona bakar) Yo konum burayı gösteriyor.
-Etrafa bakınırken az ilerde sahil kenarında küçük bir restorant görür ve oraya doğru ilerler. İçeri girdiğinde siyah takım ve siyah gömlek giymiş Hakan karşılar onu. Hakan hemen ayaklanır ve Aylin'i baştan aşağı süzer. Aylin siyah, dar, yırtmaçlı bir elbise giymiştir. Omuzlarına elbisesiyle aynı renk blazer bir ceket atmış, siyah bilekten bağlamalı bir topuklu ayakkabı giymiştir. Dalgalı bir saç ve hafif ama özenilmiş makyajla nefes kesici gözüküyordur.
-Hakan Aylin'in şıklığı karşısında büyülenmiş bir şekilde kalakalmıştır. Aylin Hakan'a yaklaşır.
Aylin: Oo komiserim bu şıklığınızı neye borçluyuz? (eliyle Hakan'ın yakasını düzeltir) Takımlar falan giyilmiş.
-Hakan kitlenmiş bir şekilde Aylin'e bakıyordur hâlâ.
Aylin: Hakan beni duyuyor musun?
Hakan: (kendine gelir) Çok... çok güzel olmuşsun.
-Aylin'i yanağından öper.
Hakan: Parfümün yeni mi?
Aylin: Evet beğendin mi?
Hakan: Çok güzel ama senin teninde bir başka duruyor.
Aylin: (cilveli) Öyle mi?
Hakan: Ama ben tam alamadım galiba kokuyu.
-Hakan kafasını Aylin'in boynuna gömer ve kokusunu içine çeker.
Aylin: Ya Hakan napıyorsun? Biri görecek.
Hakan: (geri çekilir) Bu gece bizden başka kimse yok burda.
Aylin: (masaya göz gezdirir) Oo mum ışıklı sofralar falan hazırlanmış. Bu akşamın sebebini öğrenebilir miyim acaba?
-Hakan Aylin'in elini tutar ve öper.
Hakan: Senden âlâ sebep mi var? Gel geçelim şöyle.
-Aylin'in sandalyesini çeker ve oturtur, ceketini de omuzlarından alarak sandalyeye asar. Kendi de Aylin'in karşısına oturur. Bir süre sohbet ederek yemeklerini yerler.
Aylin: Valla her şey o kadar güzel ki bayıldım. Bu kadar romantik olduğunuzu bilmiyordum Hakan bey?
Hakan: Aşk olsun ben her zaman romantiğim. Hem daha gece yeni başlıyor.
Aylin: (güler) Birazdan da kemancı falan mı gelecek yoksa?
Hakan: Yok artık o kadar da değil.
-Az sonra bir adam keman çalarak yanlarına gelir. Aylin kendini tutamaz gülmeye başlar.
Hakan: (sessizce) Ulan Arda... Aylin valla benim fikrim değildi, Arda ayarlamış işte aklı sıra romantik olsun diye.
-Aylin gülmesini bastırmaya çalışır.
Aylin: Yok çok romantik zaten. Hatta biraz fazla mı romantik?
Hakan: Ya Aylin dalga geçme ya. Ben göstericem o Arda'ya.
Aylin: Yok valla dalga geçmiyorum, hem çocuk bizi düşünmüş ne güzel.
Hakan: Öyle mi diyorsun? O zaman bari şu kemanın hakkını verelim ya.
-Hakan ayağa kalkar ve Aylin'e elini uzatır.
Hakan: Bu dansı bana lütfeder misiniz?... Doğum günü kızı...
-Aylin şaşkın gözlerle Hakan'a bakıyordur.
Hakan: Unutmuştun di mi?
Aylin: Hakan tamamen aklımdan çıkmış.
Hakan: O kadar işkoliksin ki yavrum, baksana kendi doğum gününü bile unutmuşsun... Ee elim havada kaldı.
-Aylin elini uzatır ve dans etmeye başlarlar.
Aylin: Sen kaç gündür Arda'yla gizli gizli bunu konuşuyordun demek.
Hakan: Kabul et hiç çaktırmadım.
Aylin: Valla beni iyi atlattın, hiç şüphelenmedim.
Hakan: Ee bizim de kendimize göre var bi numaralarımız.
Aylin: Hımm nasıl numaralarmış onlar?
Hakan: (sessizce) Gecenin ilerleyen saatlerinde eve geçince gösterebilirim istersen.
-Aylin Hakan'ın kulağına yaklaşır ve fısıldar.
Aylin: Ya eve kadar bekleyemezsem...
-Kafasını geri çektiğinde Hakan'la gözgöze gelirler.
Hakan: (iç çeker) Sen var ya...
-Az sonra garson elinde pastayla yanlarına gelir. İkisi de toparlanır. Garson pastayı bırakır ve gider.
Hakan: Hadi bakalım üfle, ama önce dilek tut.
Aylin: Tamam
-Aylin dilek tutar ve mumları üfler. Ardından Hakan'ı öper.
Hakan: İyi ki doğdun sevgilim... Ee ne diledin?
Aylin: (imalı) Tahmin etmesi çok zor olamasa gerek.
Hakan: Öyle diyorsun... (iç çeker) Gece olmak bilmeyecek bu gidişle desene.
-Hakan bir süre sonra cebinden bir kutu çıkartır ve Aylin'e uzatır.
Aylin: Ne bu?
Hakan: Aç bakalım beğenecek misin?
-Aylin kutuyu açar, içinde kuzey yıldızı şeklinde bir kolye vardır.
Aylin: Hakan bu çok güzel...
Hakan: Tıpkı senin gibi. Aylin ben bu yıldız gibi yönümü sana bakarak buluyorum, sen olmazsan kaybolurum.
Aylin: Hakan.
Hakan: Müsadenle.
-Hakan Aylin'in elinden kolyeyi alır, Aylin de Hakan'a yardımcı olmak için saçlarını eliyle ensesinde toplar. Hakan kolyeyi taktıktan sonra Aylin'in ensesine bir öpücük kondurur.
Aylin: Nasıl yakıştı mı?
Hakan: Çok... Bu kolyeyi boynunda görmeyi o kadar uzun zamandır bekliyordum ki.
Aylin: (anlamaz) Nasıl yani, sen bu kolyeyi ne zaman aldın ki?

Ayhak EvreniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin