"özlemek bu, dokunmakla geçmiyor..."
-Aylin'le Hakan mesai bitiminde eve gelmişlerdir. Kapıyı açıp içeri girerler.
Silahlarını yerlerine koyarlar ve ceketlerini de vestiyere asıp yukarı çıkarlar.
Aylin: Oh canım evim ya... Nasıl özlemişim?
-Hakan Aylin'e arkadan sarılır ve kafasını boynuna gömer.
Hakan: Hımm sadece evi mi?
Aylin: Yani başka şeyler de var, mesela...
-Hakan Aylin'in lafını bitirmesine izin vermeden kollarının arasında kendine döndürür.
Hakan: Ben gibi mi mesela?... Bu arada bizim bir görüşmemiz vardı yanlış hatırlamıyorsam.
Aylin: Bakarız demiştim yanlış hatırlamıyorsam.
Hakan: Ee bakılsın o zaman.
Aylin: Görüşelim o zaman.
-Aylin tam Hakan'ı öpecekken geri çekilir.
Aylin: Pardon bu arada isim neydi?
-Hakan Aylin'in oyunu karşısında sırıtır ve kendini toparlayıp o da bu oyuna ayak uydurur.
Hakan: Hakan ben, Hakan Çınar.
Aylin: Hiç yabancı gelmiyor. Daha önce tanışmış olabilir miyiz acaba?
Hakan: Hiç sanmıyorum, çünkü böyle bir güzelliği daha önce görmüş olsam hayatta unutmazdım. Sizin adınız neydi bu arada?
Aylin: Aylin ben, Aylin Aydın.
Hakan: Tam size yakışır bir isim. Adınız gibi parlıyorsunuz.
Aylin: Ama parlaklığın fazlası göz alır Hakan bey, mazallah kör eder adamı.
Hakan: Sizden gelecekse razıyım.
Aylin: Yalnız böyle güzel şeyler söylerseniz bunun sonu iyi olmaz.
Hakan: İyilik görecelidir Aylin Hanım. Nasıl iyi olmaz mesela?
-Aylin Hakan'ı yakasından tutup kendine çekip öpmeye başlar. Bir süre öpüştükten sonra ayrılırlar.
Aylin: Böyle mesela?
Hakan: Yalnız Aylin Hanım benim hayatımda birisi var.
Aylin: Öyle mi, evli misiniz yoksa?Parmağınızda yüzük yok gerçi ama.
Hakan: Evli değilim ama hayatımda, kalbimde bir kadın var. Ve nasıl desem? Kendisi biraz kıskançtır.
Aylin: Ee seven insan kıskanır, sizi çok seviyor belli ki.
Hakan: Sevgisini pek gösteremiyor ama ben gözlerinin içine bakınca anlıyorum bana nasıl aşık olduğunu, bana aşkından öldüğünü, deli divane olduğunu...
Aylin: Hadi yaaa... Ne çok şey anlatıyormuş bu kadının gözleri.
Hakan: Öyledir benim sevgilim, 8 yıldır kimse alamadı onun yerini.
Aylin: Benle işiniz ne o zaman?
Hakan: Siz de farklı bir şey var, insan karşı koyamıyor.
Aylin: Ha demek insan karşı koyamıyor öyle mi? Ne çabuk unuttun sevgilini ya.
Hakan: Hayatım senin oyununa ayak uyduruyorum sadece. Kendini kıskanmıyorsun herhalde di mi?
Aylin: (güler) Yok artık daha neler?
Hakan: Hem madem öyle sen tanımadığın adamı niye öpüyorsun o zaman?
Aylin: Dua et kendimi tutup sadece öptüm, yoksa...
Hakan: Napıcaksın kendini tutmasan mesela?
-Aylin ellerini Hakan'ın boynuna dolar.
Aylin: Aklımdan geçenleri bir bilsen...
Hakan: Sence de biraz hızlı gitmiyor muyuz? Sonuçta daha yeni tanıştık.
Aylin: Hımm oyuna devam diyorsun, peki.
Hakan: Ee sen başlattın.
Aylin: Benim de sana bir şey söylemem lazım o zaman... Benim de hayatımda biri var.
Hakan: Seviyor musun peki onu?
Aylin: Bilmem.
Hakan: (kaşlarını çatar) Nasıl yani?
Aylin: Ben ondan önce hiç aşık olmadım, yani aşkı karşılaştırabileğim herhangi bir ölçütüm yok. Ama onu her gördüğümde kalbim yerinden firlayacakmış gibi atıyor, hatta bazen kalbimin sesini duyacak diye korkuyorum.
-Hakan gülümseyerek Aylin'ni dinliyordur.
Aylin: Sonra gün içinde devamlı onu düşünürken buluyorum kendimi. Gece yatarken, sabah kalktığımda aklımda hep o var.
Hakan: Baya baya aşkı tarif ediyorsun sen.
Aylin: Yani evet aşk buysa sırılsıklam aşığım ben bu adama... Hatta bizim ayrı kaldığımız bir dönem vardı 4 yıl kadar. O zaman rüyalarımda bile o vardı. Geceleri iple çekerdim, uyuyayım da rüyamda da olsa onu göreyim diye.
-Aylin'in bunu söylerken gözleri dolmuştur. Hakan bunu farkeder ve ellerini Aylin'nin yanağına koyup yüzünü sever.
Aylin: Ben seni o kadar özledim ki Hakan, öyle 3 günlük bi özlem değil bu. O kadar çok ayrı kaldık ki. Yanındayken bile bitmiyor bu hasret.
-Hakan Aylin'i kendine çeker ve sımsıkı sarılırlar.
Hakan: Ya ben... Ben o 4 yıl boyunca sensizlikten kafayı yedim burda. Devamlı seni sayıkladım.
-Geri çekilir ve Aylin'in yüzünü avuçlarının arasına alır.
Hakan: Sen 3 gündür yoktun ya, o günler geldi aklıma. Sensiz bu şehrin ne kadar boş olduğunu bir kez daha anladım. Sen yoksan benim de bu şehirde işim yok Aylin.
Aylin: Ben de İzmir'deyken oradaki günlerimi hatırladım, sensiz günlerimi... O kadar boğdu ki beni o şehir, görev bitsin de koşarak sana geleyim diye dakikaları saydım.
Hakan: O günler geride kaldı. Bak şu an buradasın, kollarımdasın.
-Bir süre konuşmadan birbirlerine bakarlar. Sessizliği bozan Aylin olur.
Aylin: Bu bakışın var ya... Yıllar geçti; yollar, insanlar, hayat değişti. Ama senin bana olan bu bakışın asla değişmedi. Yıllar sonra beni gazide gördüğüm ilk an bile aynı aşkla bakıyordun bana.
Hakan: Ben bir gün gelirsen diye çok hayal etmiştim Aylin, bir gün dönersen naparım diye çok düşündüm. Tekrar tekrar döndürdüm o anı kafamda yıllarca. Sana kızacaktım, bağırıp çağırıp hesap soracaktım. Ama öyle ummadığım bir anda geldin, öyle hazırlıksız yakaladın ki beni. Seninle gözgöze geldiğimiz ilk an yine mağlup oldum ben sana.
Aylin: O günü hatırlıyorum da sana sarıldığımda kalbinin sesi kulağımı sağır edecekti nerdeyse Hakan.
Hakan: (güler) Kendi kalbinin sesi olmasın o? Senin de benden aşağı kalır yanın yoktu.
Aylin: Ee insan hayatının aşkını yıllar sonra karşısında görünce heyecanlanıyor tabiki.
Hakan: Vay hayatının aşkı demek...
Aylin: Öylesin tabi, sanki bilmiyorsun... (derin bir nefes alır) Ben de çok düşünmüştüm "bir gün geri döner miyim, döndüğümde seni yerinde bulur muyum?" diye. Ama o gün gazide bakışlarını gördüğümde tamam dedim, hâlâ benim sevdiğim adam, hâlâ beni seven adam, hâlâ...
Hakan: Hâlâ seni bekleyen adam.
Aylin: Hem de 4 yıldır.
Hakan: Hayır 4 yıl+3 gün. Bu son üç günü de unutmayalım lütfen.
-Aylin minik bir kahkaha atar.
Aylin: Delisin sen.
Hakan: Evet sana deliyim. Hatta ne kadar deli olduğumu şöyle bir anlatayım istersen.
-Hakan Aylin'i belinden çekip kendine bastırır ve boynuna derin öpücükler kondurmaya başlar. Aylin gözleri kapalı konuşmaya başlar.
Aylin: Hımm kendinizi gayet net bir şekilde ifade ediyorsunuz Hakan Bey.
-Hakan bir süre daha Aylin'in boynuyla ilgilendikten sonra kafasını geri çeker.
Hakan: Ee konu sen olunca.
-Aylin Hakan'a yaklaşır, bir nefes kadar yakınlardır birbirlerine. Dudaklarını Hakan'ın dudaklarına sürterek konuşur.
Aylin: Ben seni çok özledim.
-Hakan gözleri kapalı bir şekilde cevap verir.
Hakan: 3 günde mi?
Aylin: Hayır... 4 yıl+3 gün.
-der ve zaten birbirlerine değen dudaklarını birleştirirler. Tutkuyla öpüşürlerken Hakan bir iki adım atarak Aylin'i duvara yaslar.
Birbirlerini öyle tutkulu öpüyorlardır ki bir süre sonra nefes almak için ayrılmak zorunda kalırlar.
Aylin: (nefes nefese) Bunu özlemişim.
Hakan: (çapkın) Neyi?
Aylin: Seni hissetmeyi... Ee özlemek bu, dokunmakla geçmiyor. Hissetmek lazım.
Hakan: Dur güzelim gece uzun, beni daha çok hissedeceksin.
-Aylin'in kulağına yaklaşır ve fısıldar.
Hakan: Hem de en derinlerinde...
-Kafasını geri çektiğinde ikisi de birbirlerinin gözlerinde yanan ateşi görür. Aylin daha fazla beklemeden Hakan'ın dudaklarına yapışır, bir yandan öpüşürlerken bir yandan da Aylin Hakan'ın gömleğinin düğmesini açmakla uğraşıyordur. Saniyeler içinde Hakan'ın gömleği yeri boylamıştır. Az sonra Aylin'in gömleği de yanındaki yerini alır. Öpüşmeye devam ederlerken Hakan'ın elleri Aylin'in vücudunda dolaşıyordur, ani bir hareketle Aylin'i kucağına alır ve yatak odasına götürür.
-Öpüşerek odaya girdiklerinde Hakan kucağında olan Aylin'i yatağa yatırır ve kendi de üzerine uzanır. Hakan'ın öpüşleri Aylin'in dudaklarından boynuna, ordandan da vücuduna ilerlerken kalan kıyafetleri de tek tek yerle buluşur. Ta ki tenlerini hissetmeleri için aralarında hiçbir engel kalmayıncaya kadar...
Hakan'ın dudakları Aylin'in vücudunda dayanılmaz bir yere ulaştığında Aylin eliyle çarşafı sıkar ve derin bir nefes verir. Bir süre sonra Hakan'ın dudaklarına parmakları da eşlik eder. Parmakları ve dudakları en derinlere ulaşırken Aylin'in nefes alışverişleri gittikçe sıklaşmıştır, kafasını geriye atar ve nefesini düzenlemeye çalışır.
-Hakan bir süre daha Aylin'in vücuduyla ilgilendikten sonra tekrar dudaklarına kapanır. Bir yandan öpüşürlerken bir yandan da elleri birbirlerinin vücutlarında dolaşıyordur.
İkisinin de vücudunda bu gecenin izlerinin kalması artık kaçınılmazdır. Tutkulu dokunuşların arasında Aylin ani bir hareketle Hakan'ı yatakta altına alır. Hakan'ın kulağına yaklaşır ve cüretkâr bir tonda fısıldar.
Aylin: Kontrolün bende olmasını severim, bilirsin...
-Aylin'in bu baskın hâlleri Hakan'ı hep daha da dayanılmaz bir noktaya sürüklüyordur. Aylin'i ensesinden tutup kendine çeker ve öpüşmeye devam ederler.
Aylin'in öpüşleri Hakan'ın dudaklarından boynuna, ordan da vücuduna doğru kayar. Az önce Hakan'ın ona yaptığı gibi, bir süre Hakan'ın vücudunda dudaklarını gezdirir. Hakan'ın nefes alışverişleri eşliğinde vücuduyla bir süre daha ilgilendikten sonra yukarı çıkar ve dudaklarına yapışır. Öpüşmeleri giderek derinleşirken artık ikisinin de hazır olduğu anda Aylin bedenlerini birleştirir. Sadece ikisinin nefes sesleriyle dolan odada unutulmaz anlar yaşarlar.
....
Bir süre sonra Hakan nefes nefese kendini yana atar, Aylin'i göğsüne çeker ve kollarıyla sıkıca sarmalar. İkisi de nefeslerini düzenlemeye çalışıyordur. Hakan Aylin'in saçlarıyla oynuyor ara ara da saçlarına öpücükler konduruyordur.
Aylin de parmaklarıyla Hakan'ın göğsüne daireler çiziyordur.
Bir süre öylece durduktan sonra sessizliği bozan Hakan olur.
Hakan: Özür dilerim.
Aylin: Ne için?
Hakan Seni çok özlemişim.........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayhak Evreni
Fanfiction"...Onlar bilmiyor, kimse bilmiyor.. Beni bu şehirden bir tek sen kovabilirsin!" "Sanki bu şehir çok umrumda... Senin olmadığın yerde benim ne işim var?"