Önüme eğildi. "senden bir açıklama beklemiyorum. İlk sen ardından arkadaşların ölecek. Sensizde devam ederim. Hep ettim!"
"öz-ür dile-rim öhöm..."
"önceden dediğim gibi bir önemi yok. Seni o gün öldürmeliydim."
Artık her şey için çok geçti. Kendimi kendim batırmıştım.
Hemen ayaklarına kapandım. Gözümden hızla yaşlar akarken konuştum" lütfen, yemin ederim bu sefer yanında olacağım. Bak hem yoongi araştırmakta iyidir. Bir dedektif kadar vardır. Ha- hatta çok da zekidir. Seok- seokjin de iyidir ulaşımda epey bir yardımı dokunur. Jimin,.. Jimin ise her şeye objektif bakar... Yemin ederim çok yardımları olur. Kimseyede bir şey demezler. Onlara kefilim. Lütfe-n onlara zarar verme..."
Üsten öyle bir bakıyordu ki. Sanki o bir kral ve ben ise çaresiz, ezik, kralın malına muhtaç bir köylü gibiydim.
Öyle bir korkuyordum ki...
Kalbimi kocaman bir huzursuzluk sarıp sarmalamıştı. Kalbim 'güm, güm' atıyordu. Gözlerim yaşlarını kesmiyordu, bacaklarını sardığım kollarım; sanki bıraksam kocaman evrende hiç bir canlıyı hayatta tutmayacakmış gibi sıkı sıkı sarıyordu. Kendimi bok gibi hissediyordum.
Bakışları çok aşağılayıcı ve kötüydü. Kibrinden beni affetmeyeceğini bilsemde, umudum vardı.
Dakikalar sonra ifadesiz suratından ayrıldı ve yan sırıtmaya başladı. Sıkı sıkı tutuğum bacakları onu bırakmam için beni tekmeledi. Tir tir titriyordum. Artık hem arkadaşlarımın hemde benim sonumun geldiğinin farkındaydım.
Yakamdam tutup beni çekiştirmeye başladı. Hıçkıra hıçkıra yalvarıyordum. Gitiğimiz yer mutfaktı. Duvarın bir kenarına beni fırlattı ve tezgahta duran bıçağı aldı. Hemen ayakladım ve ona doğru yalvararak adımşandım.
Bıçağı göz hizasında nişan aldı. Yapacağı şeyi anlamam kısa sürmedi. Hareket etmek istedim ama o an bacaklarımın bağı çözüldü.
Nişan aldığı bıçağı, ifadesiz suratı ile bana fırlattı.
...
Kan.
Boynumdan aşağı süzülen kan.
Kandan nefret ediyorum.
Karşımdaki adamdan nefret ediyorum.
Hayatın bana yaşatığı, bu değişik fantezi den nefret ediyorum.
Varolan her şeydrn nefret ediyorum.
"benim sözümden çıkmamalıydın." yavaş yavaş bana doğru adımlandı. Yüzünde yine aynı gülüşü vardı. Tiksindirici...
Bilincim yavaş yavaş kapanıyordu. Dengemi kaybetmeye başlıyordum. Yanımda duran masaya elimi yerleştirip kendime destek yaratım.
"ne acınası ama..." yalandan dudaklarını büzüp üzüntülü bir ifade takındı.
Dibime kadar yaklaştığında boynumdan akan kanı iki parmağıyla, boynumda gezintiye çıkarak parmaklarına bulaştırdı.
"kan... Ne güzel bir şey böyle..."
Başım çok fena dönüyordu. Dediklerini tam algılayamıyordum.
"Dramaqueen olamaya gerek yok... Sadece ıskaladım ve kulağının helix bölgesine denk geldi." kıkırdadı. "artık orada koca bir kesik olacak."
"seni deli piç..." gülümsedi. Çenemi tuttu ve okşadı. "kan tutan eziklere iyi uykular o zaman!"
Bilincim yavaş yavaş kapanmaya başladı.
Çocukluğumdan beri her zaman beni kan tutmuştur. Her ne kadar tıp okumak istesemde bu sebepten dolayı hep bu meslekten kaçtım.
Hayat bana bir tölerans gösterip bu özeliğimi yok etseydi keşke. Çünkü ben bayıldığım an bana neler olacağını bilemezdim. Belkide parçalara ayıracaktı bu piç beni.
Gözümden son bir yaş aktı ve yere kapaklandım. Son gördüğüm şey ise onun bana üstten bakmasıydı.
Helix, kulak memesinin dış kısmında yer alan ve genellikle üst kısmında bulunan kıvrımlı bölgeye verilen isimdir. Helix, dış kulak yapısının önemli bir parçasıdır ve kıkırdaktan oluşur.
Bölüm kısa biliyorum...
Yine düzenleme yok sorryyyyyyy
Diğer bölüm kısa süre sonra gelirrrrr
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkooooooookkk
Ufff çok kısa bölüm yayınlamak istemiuotummmm gagaggaaggaaafda
Agliom
Çok boş yapyım hadi baysii dostlarımmmm muahh~~~ 😻😻🥹🥹😶🌫️😶🌫️🥲🥲🤭🤭🫠🫠😶🌫️❤️🩹🫀🫀🧑🏿🧑🏿🧑🏿🧑🏿🐽🐚🐾🐖