6 ay sonra...
Benim için yaşam 6 ay önce bitmişti. Kalbim sadece acı ve hüzün için atıyordu, bedenimin her bir parçası onun son bakışlarını hatırlayıp benliğimden ayrılıyordu.
Ne olmuştu da bu kadar ona bağlanmıştım?
Ayrılığımız beni ona daha çok çekmişti sanki.
Artık bu son 6 ay içinde duygularımdan daha emindim, ben aşıktım.
Ona olan kinim büyük basmış olacaktı ki, o zamanlar aşık olduğumu fark etmemiştim.
Şu an bu durumda olmamızın sebebi oydu
Ona karşı büyük bir nefret besliyordum. Eğer o gün bana "hayır. Aksine gittiğin için mutluyum." demeseydi her şey daha farklı olabilirdi.
Gözlerindeki acı benim psikolojimin uydurduğu bir şey değildi, harbiden üzüntü ve pişmanlık vardı içinde.
Aslında çok kısa olan ama bana yıllar gibi gelen son bakışmamızda gözlerinin içini ezberlemiştim.
Onu özlüyordum...
Şimdi ise koca siyah göz torbalarım, özensiz iş kıyafetim ve dağınık saçlarımla şirkete giriyordum.
İlk iki ay çalışmıyordum fakat her dönemde olduğu gibi para yüzüme gülmüş ve beni çalışmaya mahkum etmişti.
Hyunglarım düzelirim sanmalarına rağmen daha fazla dibe çökmüştüm.
Tıpkı annemin ölümünde olduğu gibi.
Yine ölmek istiyordum.
Sanırım benim sorunumda buydu; hayatımın iplerini, bağlandığım kişinin tutuğuna inanmam.
Onu unutmak istiyordum ama unutamayacağım kadar felaket biriydi, bir gün ölsem bile, hipokampüsüm de dolaşan kanlarım onu yenileyip duracaktı.
Onu özlemiştim.
Lanet olsun, neden özlemiştim?
Özlememem gerekiyordu.
Hayatımda hiç var olmamış olması gerekiyordu.
Gecekeri onun yüzğnden ağlayıp, iş yerinde onunla olan anılarıma gülmemem, her dinlediğim şarkıyı ona bağlamayıp, onun bir zamanlar yatığı yatağı koklamam, sabah gözlerimi açtığım gibi, sanki o yanımdaymış gibi her tarafa bakınmamam, sırf en son o baktı diye gözlerimi insanlardan saklamamam gerekirdi.
O da böyle mi hissediyordu?
Böyle hissetmesini mi isterdim?
Sanırım evet, isterdim.
Gurursuz gibi tekrar yanına gitmek istiyordum.
Ellerini, ellerimin arasına almak, dudaklarımı yüzünün her santimine değdirmek, burnunu saçlarının arasına sokmak, yapılı, kaslı kollarına dopru bir keşfe çıkmak, onun uyumak, sabah ilk göreceği yüz olmak istiyordum.
Keşke aynı dönemde olsaydık. Şu an bir telefonla dertlerime çare bulabilirdim.
Ama bizi güzel yapanda farklı dönemlerde olmamızdı.
Sahi 'biz' kelimesini kullanmam doğru olur muydu?
'biz' diye bir şey var mıy-
Düşğncelerimi yarıda kesen jiminin sesi oldu, "taehyung..."
Kafamı yavşaça kaldırıp yüzüne baktım.
Onlarda bitik bir haldeydi, benim yüzümden.
"mesain bitti, seni almaya geldim." dedi gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Shop ¦ taekook
أدب الهواةKapısının önünde bulduğu kutuyu içeri alan taehyung'un başı içinden çıkacak olan lanetli oğlanla dertteydi. Başlangıç:08.04.2024