12

201 21 3
                                    


O kadar kolay mıydı? Bir insanı, bir canı kolayca katletmek?

İğrenç bir yaşantının içindeyim. İnsanlar iğrenç, düzenbaz, yalaka, yalancı,..

Bazen evrende olan her şeyin kötülük amaçlı yaratıldığını düşünürsün. Olumlu davranışlar olumsuzlara yenik düşer tıpkı mutluluğun sadece bir anlık olup gerisini negatif duygulara bırakması gibi.

Güzel geçen bir günün akşamında ne olacağını - artık alışa alışa - bilirsin.

Mutluluk bir anlığına yaşanıp gider ve hep aklında kalır. Maalesef ki negatif duygular asla peşini bırakmaz ve geçmişine derin bir yara kazır.

Hep mutlulupun peşinde koşan bir insan ölünce bir bok kazanamaz bu hayatın bir kuralıdır.

İnsanların fıtratında vardır işine geleni yapmak. Aslında adalet veya eşitlik hiç bir zaman yoktur insanın aklında. İşine geldiği gibi düşünür. Gereksiz topluma karşı çıkmazlar. Herkes kendince haklıdır. Haklı diye bir şey yoktur bizim dünyamızda. Sadece soyutlanmış kültür, medeniyet, din ve siyaset vardır.

Herkes kendi düşüncesi, dini, medeniyeti, kültürü ile şeçim yapar.

Doğru ve yanlışta saydığım içeriklere dayalıdır aslında. Evrensel anlamda benim için asla bir doğru ve yanlış olmamıştır.

Sadece zihniyetimin ayak uydurduğu şeyler doğrudur.

Ve bu zavallı adamın öldürülmesi benim zihniyetime tersti.

Katlanamıyordum gözümün önünde birilerinin daha ölmesine.

Kalbimi acıtıyor, ayaklarımı yerden kesiyordu. O anki 'elinden bir şey gelmez' hissi bir düğüm gibi etrafımı sarıyor beni parçalıyordu.

Her şey üzerime üzerime geliyordu.

Çarşıdan çıkmıştım. Bulduğum bir kayaya oturup göz yaşlarımı silmeye başladım. Kafamı gökyüzüne çıkartım. Bulutlar tüm güneşi sömürüyordu.

Bakışlarımı yere indirdim.

"fazla ağlaksın." gelen sese doğru döndüm.

Duygusuz bir biçimde yüzüne baktım.

"buralarda sık sık olur. Alışırsın zamanla." deyip göz kırptı.

Gözlerimi devirip önüme döndüm. "umarım alışmam." dedim.

Bakışları yan profilimdeydi.

Çekinmeden yanıma oturdu ve gökyüzüne baktı. "babam bilim ile ilgilenirdi..." ani gelen itirafla ona doğru döndüm. "annem her ne kadar ona durmasını, buna devam etmemesi gerektiğini söylesede o hep devam etti..."

Bakışları hala koyu bulutlu gökyüzüne değiyordu.

"ve sonra öldü."

Duygusuz bir biçimde bakışları sabitti.

Ama tanrı şahit ki gözleri bir anlığına kısıldı.

"annem babamın öldüğünü anladığında elden ayaktan kesildi." dedi.

"annen uzun zamandır mı bu halde?"

"evet."

Bakışlarımı ondan kaçırıp yere indirdim.

Demek ki ikimizinde geçmişi karanlıktı.

O gökyüzüne bakmaya devam etti ben ise yere bakmaya devam ettim.

"bende seninkine benzer şeyler yaşadım." 

" o yüzden azda olsa seni anlıyorum." dedim.

"hayatın oyunu bu hergün bir can alıp yenisini veriyor." başımı aşağı yukarı salladım.

Cursed Shop ¦ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin