6

445 41 11
                                    


! 1. Bölümde kutunun annesinden geldiğini zannetmişti ya onu teyzesi olarak değiştirdim haberiniz olsunnn. Büyük bir yanlış yaptım ayrıca sorryyy!



Deja vu yaşıyor gibiydim. Yine bayılmıştım ve ayılma hissi aynıydı.

Başımı boka döndüren ağrı ile gözlerimi araladım. Bir yatağın üzerinde yatıyordum. Gözlerimi odanın içinde gezdirdim. Oda daki sandalyeye oturmuş, arkası bana dönüktü. Gözlerimi duvar saatine diktim. Güneşin doğmasına çok vardı. Bu bende ağlama hissiyatı uyandırdı.

Elimi yavaşça kulağıma doğru götürdüm. Lanet olası yaratık yüzünden orada yırtık vardı. İstemsiz ağlamaklı bir ses çıkardım. Yavaşça bana doğru döndü. "bakıyorumda birileri ayılmış." yatakta toparlandım. Sandalyeden kalktı ve yavaş adımlarla bana doğru yöneldi. Yüzünde bir sırıtma oluştu. "arkadaşların için üzgünüm çocuk..." dedi.

Elim ayağım titrmeye başladı. Kalbime ve karnıma huzursuzluk hissi girdi. Gözlerimden yaşlar firar etmeye başladı.

Sayemde yine değer verdiklerimi kaybetmiştim.

Başımı iki yana salladım. "sen... Ha-hayır... Sen bu kadar kötü olamazsın. ONLARI ÖLDÜREMEZSİN!" Komidinin üzerinde duran bardağı üzerine doğru attım. "HAYIR!... SENİ DELİ PİÇ! SENDEN NEFRET EDİYORUM! BUNU YAPMIŞ OLAMAZSIN!"

Kontrolum tamamen kaybolmuştu. Artık beynim değil duygularım baş gösteriyordu.

Ayaklanıp her şeyi üzerine fırlatmaya başladım. Piç kurusu bundan daha çok zevk alıyormuş gibi sırıtıyordu. "NE SIRITIYORSUN, PİÇ KURUSU HA?!" Bunları söylerken ard arda onu iteledim. "SENDEN NEFRET EDİYORUM! HAYATIMI BERBAT ETTİN!" itelemeye devam ederken bir anda kolumda tutup sırtımı duvara yasladı. Kollarımı başımın üzerine koydu ve tek elli ile tuttu. Diğer eli ile de çenemi tuutup okşadı. Çattılı kaşlarımla ona bakıyordum. Kasıkları kasıklarıma değiyordu. Onu kensimden uzaklaştırmak için hamle yapacağım sırada konuştu. "korkma..." bakışını çenemden gözlerime çıkardı. "onlara bir şey yapmadım. Ama bu bir daha tekrarlanırsa, güvenimi kıracak şeyler yaparsan söz veremem. Anladın mı? Hım?" çatılı kaşlarım eski haline döndü. Gözümden bir kaç yaş aktı. Başımı onaylar anlamda salladım.

Başımı okşadı ve odadan çıktı. Ben ise aynı pozisyonda odada tek kalmıştım. Kararını ne değiştirmişti?

Kararını değiştirdiği için ona minnettardım...

Öylece duvara diktiğim bakuşlarımı ortalıkta gezdirdim. Büyük bir karmaşa çıkmıştı. 'of' layıp yere çömeldim ve kafamı kırdığım dizlerime yasladım.

İçim ferahlamıştı ama hala korkuyordum.

(...)

Odamı aydınlatan güneş ışınları ile doğruldum. İş yerime gidip istifamı vermem lazımdı. İşsizlik maaşı ile belki bir süre geçinebilirdim. Ayrıca kıdem tanzimatı da vardı. Bunlar benim bir süre geçinmeme yardım ederdi. Açıkcası çok fazla yaşayacağımı da zannetmiyordum.

O yaratığa bir daha ihanet edemezdim. Bu gece beni oldukça korkutmuştu.

Tuvalete girip işlerimi halletim ve üzerimi giyinmeye başladım.

Anında evden çıkıp bu saatlerde gelmesi gereken dolmuşu bekledim.

Gözüm yanımda annesi ile oturan kız çocuğuna kaydı. Bana bakıp gülümsedi. Karşılık verdim. Ardından annesine sarıldı. Annesi ona bir öpücük kondurdu. Gözlerim yavaştan dolmaya başladığını hissetiğim gibi bakışlarımı dizlerime indirdim. Tırnağımdaki ölü derilerle oynamaya başladım.

Hayat cidden acımasızdı.

Sağ gözümden bir damla yaş aktı. Bir elim ile gözümdeki yaşı sildim. Bu kadar duygusal olmamam lazımdı. Kendimden nefret ediyordum. Bakışlarımı gökyüzüne çıkardım. Uyandığımda güneşli olan hava kendini bulutlara bırakmış hatta yavaştan yağmura esir olmaya başlamıştı. Bakışlarımı önüme indirdiğimde otobüsün çoktan geldiğini fark ettim. Koşarak içine bindim.

(...)

İstifamı vermem tamda tahmin ettiğim gibi olmuştu. İş arkadaşlarım telefonlarına neden cevap vermediğimi, neden iş yerine gekmediğimi sorup durdular. Onlarla son son vedalaşmıştım.

Telefonumu açıp saatin kaç olduğuna baktım. Saatin eve gitmek için erken olduğunu fark ettim. Adımlarımı ev yollundan geri çektim. Elimdeki iş yerimden kalan eşyaları koyduğum kutuyu çöpe attım ve bir tekele doğru yürüdüm. Elime bir kaç bira alıp annemin mezarına doğru adımlandım.

En son cenazesinde gelmiştim. Onu bu halde görmek canımı acıtıyordu...

Mezara üzgün bir şekilde baktım ve oturur pozisyona gelip sırtımı mezar taşına yasladım.

Ne o ne ben konuştum. Göz yaşlarım yavaş, şişelerim ise hızlı bitmişti bu akşam.



Ah be...

Yine düzenleme yok. Yazım yanlışları olabilir sorryy

Cursed Shop ¦ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin