3.Bölüm~ Kafayı yemişsin
.
.
*Tanıyalım o zamanMadrigal-Seni Dert Etmeler
Alaz'ı eve getirmiştik. Koltuğa yatırıp boynuna buz koyduktan sonra ikimizde tekli koltuklara oturup baş belası Alaz'ın uyanmasını beklemiştik.
Sabah olmuş olucaktı ki, Alaz'ın ağzımda sesli yuvarladığı küfürle uyanmıştım. Uyku sersemi halimle konuşmaya başladım. " Ne oluyor ya?" Dedim. Boynum tutulmuştu. Yanıma baktım İlayda halen uyuyordu. Keyfe bak.
" Noldu dün ya?" Etrafına baktı ve devam etti " neredeyim lan ben?" Dedi. Kendi kendine konuşuyormuş gibi bir hali vardı. Bu kez etrafına daha dikkatli baktı. Beni yeni farketmiş gibi oldu. Sonra ise yüzünde öfke ile şaşkınlık arasında giden bir yüz ifadesine büründü. " has-" dedi ve devamını getirmedi. Uykulu gözlerle ona bakmaya devam ettim. Şahsen nasıl öldürürdü bizi onu düşünüyordum.
Sanırım konuşsamda konuşmasımda en sonunda öğrenecekti.
" Seni dün yanlışlıkla bayıltmış olabiliriz." Dedim, olabildiğince kibar olmaya çalışarak. Yoksa onun ağzını burnunu kırmıştı şerefsiz.
Alaz elini boynuna götürdü o dalmışken bende fırsat bilerek İlayda'yı dürttüm. " Hı."dedi uykulu bir ses tonuyla.
Daha sert dürttüm " Ne hı ya. Alaz ayıldı kalk." Dedim sadece, İlayda'nın duyabileceği bir ses tonuyla. İlayda bir anlık affallamış gibi oldu sonra ise gözlerini birden açtı ve bana baktı direkmen. Kafamı o yöne doğru işaret gösterdiğimde, İlayda o yöne baktı. Alaz'ı görünce yüzü şekilden şekle giriyordu. Tekrar bana döndü " Naneyi yedik, değil mi?" Dedi bana doğru eğilip konuşarak.
" Hak etti. Ne isi vardı orda, o saatte?" Dedim. Cevap vermedi sessiz kaldı.
"Dur bir dakika yeni hatırladım." Dediği gibi ikimiz aynanda kafanızı o yöne çevirdik. İkimize baktı " Kim vurdu benim kafama?" Ve saniyesinde İlaydayla bakışlarımız kesişti.
Korku vardı yüzünde. Söyleyemezdi ki o.
Sen mi söylüyecen?
Evet ben. Kimi o sanki. Dev goril.
Tam konuşuyordum ki İlayda benden önce davrandı. " Ben vurdum." Dedi. Ben ona öylece bakarken.
" Senin ne işin vardı orada? " Dedim.
Derin bir nefes alıp verdi. " Benim evim o." Dedi, bıkkın bir şekilde.
İkimiz öylece donup kalmıştım bir an toparlanıp aynanda " Nasıl?" Dedik, şaşkınlık. Kaç gündür başka duyguları bu kadar çok yaşamamışımdır.
Bıkkın bir nefes verip bize döndü. Ellerini birleştirip dizlerinin üzerine koydu. " Çok soru soruyorsun. Ney bir şekilde demiştim aslına ama sıkıntı yok tekrar diyeyim. Orası benim evim." Dedi. Benim evim derken? Şaka yapıyor olmalıydı. Aynen şaka. Bana şaşkınlıkla bakarken konuşmaya devam etti. " Senin elinde dün silah mı vardı? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum?" Duğru hatırlıyorsun, Karasu. Gereğinden fazla.
" Evet." Dedim.
Yüzünde bir tebessüm oluştu " Sen kullanmayı bilmiyordun ki? Ne ara? " Dedi. Yüzündeki tebessüm büyürken " öğrendigine de sevindim bak." Dedi.
Sevinme. Ecelline yürüyorsun birader
Doğru tespit.
Cevap vermekten geri kalmadım konuşmaya başladım. " Babam bana öğretti. Artık neyi düsündüyse. Yani biliyorum. Kendine dikkat et. İlk denememi senin üzerinde denemiyim." Dedim, sinsice gülerken. Alaz cevap vermek için ağzını araladığında konuşamadan telefonuna mesaj geldi. Önlerine baktı. Olmayınca koltuğa baktı telefonu yanında görünce oyalanmadan açtı. Kısa bir an mesajı okudu biz ise öylece bakıyorduk. Yüzünde mimik oynamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELLERİM ELLERİNDE +18
Roman pour Adolescents(YENİ) (Düzenleme evresinde) " Abi ya, demedim mi ben gelmeyelim diye? En güzel anı bozduk!" "Olum ne biliyim ben, canım kardeşimizin bu kadar çapkın olduğunu? Hemen yengeyi ayartcağını?" Alaz sinirini zor tutuğunu belli ederek konuşmaya başladı "...