prologue: i don't understand my own feelings

2.7K 68 12
                                    

Bölüm şarkısı The Weeknd- Can't Feel My Face

Gecenin karanlığında yürürken ne hissetmem gerektiğini düşünüyordum. Yanımda eğlenerek yürüyen arkadaşlarıma baktım. Senelerimi onlarla geçirmiştim, şimdi onlardan farklı bir yerde okuyacak olmak beni biraz korkutuyordu. Ama istediğim üniversiteyi kazanmıştım ve kendimi geliştirebileceğim için heyecanlıydım. Onlara bakmaya devam ettim. Joe onları düşünceli bir şekilde incelediğimi fark edince yanıma geldi ve

"Eğlenmiyorsun sanırım?" diye sordu. Şu ana kadar en yakın erkek arkadaşım oydu, istediğim her şeyi onunla paylaşmaktan çekinmiyordum.

"Eğleniyorum ama sizden uzaklaşacak olmak beni biraz ürkütüyor." dedim.
"Ürkemene gerek yok Chloe, hepimiz farklı yerleri kazandık ve farklı başlangıçlar yapacağız. Yine de aynı şehirdeyiz ve sürekli görüşmeye devam edeceğimizi biliyorsun. Ayrıca sen utangaç bir kız değilsin, orada da kendini insanlara rahatlıkla fark ettirebileceğin gerçeğini göz ardı etme." diyip yanağımı sıkınca gülümsemeden edemedim.

Bir yandan haklıydı; Megan, Finn, Joe ve Sara ile lisenin başından beri arkadaştık, grubumuz hiç dağılmamıştı. Üniversitede kendime göre birilerini bulamasam bile bu dördünün hep yanımda olacağını biliyordum.

Joe ona hak verdiğimi anladığı zaman gülümsedi ve kolumdan tutarak bizi diğerlerine doğru yaklaştırdı. Üniversiteden önce birlikte geçirdiğimiz son gecenin ardından asla kopmayacağımızı söyleyerek evlerimize dağıldık.

Eve ulaştığımda annem ve babamın uyanık olmadığını tahmin ediyordum ama mutfağın ışığının açık olduğunu görünce hizmetçimiz Taylor'ın uyanık olduğunu anlamıştım. Annemin ona beni beklemesini söylediğini, bu yüzden uyanık olduğunu anlatınca onun artık yatabileceğini söyleyip odama çıktım. Üzerimde büyük bir yorgunluk vardı. Makyajımı silip üstümü değiştirdikten sonra hızla yatağıma girerek huzurlu bir uykuya daldım.

***

Uyandığımda saat 10'a geliyordu. Telefonumu elime aldım ve mesajları okuyup bazılarına cevap verdikten sonra yerimden kalkarak tuvalete gittim. İşimi bitirince giyinmek için dolabımın yanına giderken masamda duran üniversite kabul mektubu gözüme çarptı. Giyinmeyi erteleyerek masama doğru ilerledim ve mektubu elime aldım. Sürekli girmeyi hedeflediğim Fine Arts College beni, Chloe Flynn'i, aralarında görmekten mutluluk duyacaklarını söylüyordu.

İleride bir tasarımcı olmak istiyordum. Ailemin durumu gayet iyi olsa da bursla girdiğim ve onlara daha az masrafa mâl olacağım için kendimle gurur duyuyordum.

Okul bize ünlü tasarımcılarla veya sanatçılarla staj yapma şansı sunuyordu. Resim çizmeyi çok severdim ama bu yeteneğimi fark etmem biraz geç olmuştu. İki sene önce "Lonely Hearts Club" adlı bir sanat grubuna katılmıştım, vakit geçirmeyi en sevdiğim yerdi. Yalnız bir kız değildim, gruptaki kimse değildi ama grubumuzun adından oldukça memnunduk.

Hobilerim ve ilgi alanlarım arasında güzel yerler görmek ve yemek yemek vardı. Güzel yerlerin fotoğraflarını bularak onları bir kıyafete dönüştürmeyi çok seviyordum. Resim yapmak ve yeni şeyler üretmek bana göre dünyaya geliş amacımdı. Kendimi resimlere yansıtmayı severdim, şu an içinden çiçekler çıkan bir göğüs kafesi resmi üstünde çalışıyordum.

Paralel evrene inandığım için gerçekliğini kanıtlayabilecek fizik teoremlerini öğrenmeyi severdim, bu yüzden fiziğim iyiydi.

Kelebek etkisine inanırdım, insanın önemsiz saydığı küçücük bir değişiklik bile hayatındaki en önemli olayın gerçekleşmesinde bir etken olabilirdi. Bu yüzden genelde harekete geçmeden önce iyice bir düşünürdüm.

Müzik dinlemeyi ve kitap okumayı çok severdim. Müzik zevkim genelde hareketli şarkılardan oluşuyordu ve güzel bir kitap bulduğumda tek oturuşta yüzlerce sayfa okuyabilirdim.

18 yaşındaydım, daha yeni reşit olmuştum ama bu benim hayatımda yaşlanmaktan başka hiçbir şeyi değiştirmemişti. Kabul mektubuna bir kez daha baktım ve onu bir daha dikkatimi dağıtmaması için kaldırarak 1 saat sonra başlayacak olan Lonely Hearts Club için hazırlanmaya başladım.

Hazırlığım bittiğinde arabamın anahtarını alarak evden çıktım. İki gün sonra okul başlıyordu, grup çıkışında da eksik olan birkaç şeyi almaya gitmem lazımdı. Sevinç ve üzüntüyü aynı anda yaşıyordum. Açıkçası ben kendi duygularımı çözemiyordum.

Radyoyu açtım, The Weeknd- Can't Feel My Face çalmaya başlayınca içimi bir mutluluk sardı. Atacağım büyük adım için düşünürken yeni okulumda güzel şeyler bulabilmeyi umarak grup buluşma salonuna doğru sürmeye başladım.

.....

Evet, yazdığım ilk hikaye ile karşınızdayım. Açıkcası hikaye konusunda pek emin değilim ve fazla umudum yok.

Brooklyn'in şu an gittiği okul Fine Arts College olduğu için Chloe'nin gideceği okulun da o olması gerektiği düşündüm bu yüzden ismi gerçek hayattan aldım. Yalnız hikaye 3 yıl ilersinde geçiyor.

Okuyan herkese teşekkür ederim.

Oylarınızı ve düşüncelerinizi eksik etmeyin lütfen.
02.07.2015

lonely hearts club || brooklyn beckhamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin