Bölüm şarkısı: Imagine Dragons- I'm So Sorry
Lonely Hearts Club'tan çıkmış Joe ile buluşmaya giderken heyecanlıydım. Bu hafta grubun sergisi vardı ve yaptığım çoğu resim sergilenecekti, onları kusursuz hale getirmek için çalışmam gerekiyordu. Bu ay Victoria'nın da koleksiyonunu yayınlayacağımızdan yoğun geçecekti. Ayrıca yakında sınavlar başlıyordu ve her şeyi birlikte götürüp götüremeyeceğimden emin değildim.
Brooklyn'le sürekli görüşüyorduk ve Jackson'la da sürekli mesajlaşıyordum. Jackson gerçekten bana karşı çok şirin ve nazikti, onunla konuşmayı seviyordum. Brooklyn hala bana arkadaş gözüyle bakıyordu ama bu duvarı yıkmaya kararlıydım.
Starbucks'ın önüne geldiğimde arabayı park ettim ve içeriye girip Joe'ya bakınmaya başladım. Onu ortalarda bir masada telefonuyla uğraşırken gördüm. Yanına gidip oturduğumda kafasını kaldırdı ve "İşte yüz binlerce kızın nefretini kazanan kızımız gelmiş." dedi. Şaşkınca "Ne demek istiyorsun?" dediğim zaman telefonunun ekranını bana çevirdi.
Brooklyn, dün ikimizin pizzacıda çekilmiş bir fotoğrafını Instagram'da paylaşmıştı. Telefon Brooklyn'in elindeydi, o kameraya bakarken ben onun gülümsemesine bakmıştım. "Biz tam..tam bir çift gibi çıkmışız." dedim.
Joe kafasını salladı "Evet, tam olarak öyle çıkmışsınız. Seni fotoğrafa etiketlememiş ama kıskanç bir kız FBI'dan daha iyi araştırma yapabilir, o yüzden nefret mesajlarını okumaya hazır ol derim."
Kaşlarımı kaldırarak "Bununla baş edebilirim. Beni bilirsin, birilerinin benden nefret ettiğini bildiğim zaman üzülmekten ziyade zevk alıyorum." diye cevap verdim. Eşyalarımı yerleştirip kahvemi almak için kasaya doğru ilerledim. Sırada arkamda olan bir kız vardı, benden yaşça küçük olduğu belliydi ve boyu kısaydı. Ama bana attığı bakışlardaki nefret onun küçük vücudundan kat ve kat fazlaydı. Arkamı dönüp kızın suratına gülme isteğimi bastırarak sıram gelinceye kadar beklemeye devam ettim.
Masaya döndüğümde Joe ile uzun bir süre her şey hakkında konuşmuştuk. Ona Brooklyn'i ve ona olan duygularımı açıkça anlatmıştım. Her zaman yaptığı gibi sessizce beni dinlemiş ve ne yapabileceğim konusunda tavsiyeler vermişti. Kahvelerimizi bitirmişken Joe ayağa kalktı ve bize biraz tatlı almaya gitti. Etrafa bakınırken gelen mesaj sesiyle çantama doğru eğildim.
Kimden: Brooklyn
Napıyorsun ve bu akşam ne yapacaksın?Kime: Brooklyn
Joe ile takılıyorum ve bu hafta Lonely Hearts Club'ın sergisi var. Eve gidip son bir kere resimleri gözden geçireceğim.Daha telefonu elimden bırakamadan yeni bir mesaj atmıştı, bu kadar ilgili olması hoşuma gidiyordu.
Kimden: Brooklyn
Harika! O zaman akşam sizdeyim. Güzel bir bayandan daha çok sevdiğim tek şey güzel bir bayan ve bir oda dolusu sanattır. Saat sekizde orada olacağım.Kime: Brooklyn
Beni şımartıyorsunuz, Bay BeckhamKimden: Brooklyn
Daha yeni başlıyorum, Bayan FlynnGerçekten aptal aşıklar gibi sırıtmaya başlamıştım. Kafamı telefondan kaldırdığımda Joe'nun çoktan masaya geldiğini ve bana deli görmüş gibi baktığını fark ettim. Hiçbir şey demeden elindeki tatlıyı aldım ve yemeye başladım.
Eve geldiğimde saat yedi buçuğu geçiyordu. Resim odamda zaten her şey hazırdı, ben de sadece resim yaparken giydiğim boya dolu tişörtümü giydim ve beklemeye başladım.
Telefonda oyalanırken Instagram'a girdim ve arama çubuğuna Brooklyn'in ismini yazarak profiline girdim. İkimizin resmine uzun bir süre baktıktan sonra screenshot'ını aldım ve fotoğrafı beğendim. Yorumları okumaya karar verdim ve beş yorumdan dördünün nefret içerikli olduğunu gördüğümde şaşırmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lonely hearts club || brooklyn beckham
FanfictionOnun sırtını duvara yaslamışken aramızdaki mesafeyi iyice kapatarak ten temasını arttırdım. Şaşkınlıkla "Chloe" dediğinde gülümsedim. Adımı onun sesinden duymak şu dünyadaki en güzel şeylerden biriydi. Gelen cesaretle gözlerimi dudaklarına kaydırdığ...