*fotoğrafta Victoria'ya ve kıyafetlere takılmayınız, tşkler*
Bölüm şarkısı: Miley Cyrus- Do My Thang
Az önce gördüğüm görüntü karşısında toparlanmaya çalışırken yanıma gelen Megan'ı fark etmemiştim. "Chloe, sen iyi misin?" dediği zaman 'hayır' anlamında kafamı salladım. "Hadi gidelim, burada daha fazla durmak istemiyorum." dediğimde soru sormadı ve yanımda yürümeye başladı.
Otoparka geri giderken onların orada olmaması için dua ediyordum. Yan gözle az önce öpüştükleri yere baktığımda onları görmemenin verdiği rahatlama hissiyle tuttuğum nefesimi verdim. Arabayı kullanmak istemediğimden Megan'a kullanması için arabanın anahtarını fırlattım.
Tam arabanın kapısını açmışken çalan telefonumun sesini duydum. Biraz çabaladıktan sonra çantamdan hala ısrarla çalan telefonumu çıkardım. Jackson'ın aradığını gördüğümde sıkıntıyla iç geçirdim ve aramaya cevap verdim.
"Ah, bir an açmayacaksın sanmıştım. Her neyse, öğle yemeğinde antremandan bahsettiğimi hatırlıyor musun bilmiyorum ama seni beni izlemen için davet edecektim. Umarım hala okuldasındır." dediğinde biraz düşündüm. Belki de ona onu sadece arkadaş olarak gördüğümü söylemeliydim. "Hey Jackson, evet hala okuldayım ve evet izlemeye gelirim. Yanımda sergide tanıştığınız Megan'ı da getiriyorum." dediğimde mutluluğunu sesine yansıtarak "10 dakika içinde başlayacağız, spor binasının arkasına gelirsen antreman sahamızı görebilirsin." diye cevap verdi.
Bir şey demeyip telefonu kapattığımda arabanın içinde binmemi bekleyen Megan'a döndüm. "Kızlar gecemize biraz geç başlayacağız, futbol antremanı izlemeye gidiyoruz." dediğimde her zamanki gibi neler olduğunu sorgulamadan arabadan indi ve anahtarı bana geri verdi. Ne Jackson'la olan öpüşmemizden ne de Brooklyn'le yaptığımız konuşmadan haberi vardı. Zaten bu gece ona olanları anlatmayı ve delice dondurma yemeyi planlıyordum.
Antreman sahasını görüş alanımıza girdiğinde ilk göreceğim kişinin Brooklyn olacağı aklıma gelmezdi. Kaslı kol ve bacaklarını ortaya çıkaran futbol formasıyla nefes kesici gözüküyordu.
Haberi olmadan bana yaşattığı onca hayal kırıklığına rağmen onu hala nefes kesici buluyordum. Bir daha yüzüne bakamayacağım diye söylendiğim onca utanç verici şeye rağmen hala onun yüzünün her yerini ezberlemek için can atıyordum. Ondan uzak duracağım konusunda yaptığımız konuşmaya rağmen hala onunla birlikte uyanıp gözümü açacağım günü bekliyordum.
Daha benim geldiğimi fark etmemişti, hafif bir gülümsemeyle takımından diğer bir çocukla konuşurken gülümsemesine ilk gün olduğu gibi bir kere daha hayran kalmıştım. Bir insanın sadece yan profilden nasıl bu kadar kusursuz görünebileceğini kafam almıyordu. Ve aynı ilk gün olduğu gibi, gülüşünü hayran bir şekilde incelerken o benim farkıma bile varmamıştı.
Bir anda kafasını çevirip benim olduğum tarafa döndüğünde göz göze geldik. Yüzündeki gülümseme yok olurken utançla kafamı çevirdim. Gözümün önünde iki kere Hannah ile yiyişen oydu ama utanan bendim. Ben de onun en yakın arkadaşıyla öpüşmüş olabilirdim ama şu an konumuz bu olmadığından kafamı tekrar kaldırıp onun olduğu tarafa baktım.
Az önce durduğu yerde olmadığını gördüğümde daha fazla uğraşmayarak tekrar Megan'a odaklandım. Bunca zamandır ayakta dikildiğimizi fark ettiğimde Megan'a oturmak için bir yeri işaret edip yürümeye başladım.
Oturup etrafa bakınırken Jackson'ı gördüğümde hemen onun olduğu taraftan gözlerimi çektim. Antreman daha başlamadığından telefonumu alıp anneme 2 saat kadar geç kalacağımı söyleyen bir mesaj attım. Jackson'ın "Chloe!" diye bağırdığını duyduğum zaman yavaşça kafamı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lonely hearts club || brooklyn beckham
FanfictionOnun sırtını duvara yaslamışken aramızdaki mesafeyi iyice kapatarak ten temasını arttırdım. Şaşkınlıkla "Chloe" dediğinde gülümsedim. Adımı onun sesinden duymak şu dünyadaki en güzel şeylerden biriydi. Gelen cesaretle gözlerimi dudaklarına kaydırdığ...