chapter 18: the trick question

933 59 18
                                    

*multi media bölümle alakasızdır.*
Bölüm şarkısı: Nonono- Pumpin Blood

Şaşkın bir şekilde Brooklyn'e bakakaldım. Hızlı bir hareketle farklı yerlere fırlatılmış sütyenimi ve elbisemi eline aldıktan hemen sonra giymem için sütyenimi bana uzattı.

"Sütyenini hemen üzerine geçir." diye fısıldadığında başımı sallayarak onu onayladım. Hala elinde duran elbisemi dolabının içine fırlattı, dolabının içinde bir şeyler arıyor gibi duruyordu. Ne yaptığını anlamaya çalışırken sütyenimin kopçasını kapatabilmek için savaş veriyordum. Brooklyn'in gülmemek için kendi çok zor tuttuğu belli oluyordu.

"Brooklyn tatlım, kapıyı açar mısın?" Hala kapıda bekleyen Victoria bir kere daha varlığını belli ettiğinde kopçayı kapatmak için biraz daha çabalamaya başladım. Saçlarımın arasından ter damlacıkları olduğuna yemin edebilirdim.

Brooklyn "Biraz bekle anne, duştan yeni çıktım." diye cevap verdi. Acaba beni dolabına mı saklayacak diye düşünürken elindeki futbol formasıyla yanıma yaklaştı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan hafifçe ellerimi ittirerek arkama geçti ve sütyenimin kopçasını kapattı. Çenesini boynumla omzum arasında bir yere koyup "Kapatması açmasından daha kolay." diye fısıldadığında eğer Victoria gelmeseydi şu an ne yapıyor olacağımızı düşündüm. Köprücük kemiğime hızlı bir öpücük bırakıp benden uzaklaştı ve yatağın kenarındaki tişörtünü üzerine geçirdi.

"Formayı üzerine giy ve lütfen futbolla ilgileniyormuş gibi görünmeye çalış." dediğinde kafa salladım. 22 kişinin 1 topun peşinde koştuğu bir sporu seviyormuş gibi yapmak zor olmamalıydı.

Üstüme tişörtü geçirdim ve altıma giymem için verdiği pijama gibi duran ve büyük ihtimalle bana 2 beden büyük olan şorta bakmaya başladım. "Ben bunu giyemem." dediğimde bıkkın bir şekilde bir bana bir de şorta baktı. Dakikalardır kapıda bekleyen bir Victoria vardı ama benim dert ettiğim şey o şortu giyemeceğimdi. Sonuçta moda tasarımcılığı okuyordum ve Victoria'nın şirketinde bir stajım vardı. Onun karşısına bu iğrenç şortla çıkamazdım, değil mi?

Brooklyn tekrar dolabına yönelip kot bir kız şortu çıkardığında kaşlarımı çattım. Yüzümün halini gördüğünde hemen "Merak etme, şort Libby'nin." diyerek açıklama yaptı. Libby'nin kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama eğer Libby eski sevgilisiyse bana onun adını söylemezdi düşüncesiyle şortu giydim.

Hazır olduğumda Brooklyn kapı açıldığında görünmeyecek bir yere geçmemi ve o Victoria'yı aşağıdaki salona doğru götürürken yan odadaki oturma odasına gitmemi söyledi. Onu onaylayıp kapı ile dolabın arasında geçtim.

Kapıyı açıp "Merhaba anne." dediğinde nefesimi tuttum. Victoria "Kapıyı açman neden bu kadar uzun sürdü?" diye sorduğunda Brooklyn gayet rahat bir şekilde "Bilirsin, duştan yeni çıktım ve giyiniyordum." dedi.

Garip bir sessizlik oluştuktan sonra neler olduğunu göremediğimden meraklanmıştım. Victoria "Yeni duştan çıktın ama saçların kuru Brook." dediğinde iyi bir bahane üretmesi için içimden dua ediyordum. Brooklyn aceleyle "Giyinmeden önce saçlarımı kurutmuştum. Her neyse, gel salona inelim. Odamın önünde böyle dikilmemiz mantıklı değil." dedi. Son cümleyi biraz daha yüksek sesle söylediğinde dışarı çıkmak için ayak seslerini beklemeye başladım.

Kafamı yavaşça uzatıp baktığımda merdivenden indiklerini gördüm ve hızla oturma odasına girdim. Karşımda görmeyi beklemediğim genç sayılabilecek sarı saçlı bir bayan vardı. Kıyafetlerinden evin yardımcılarından biri olduğunu anlayabiliyordum. Garip bir bakışma yaşadıktan kısa bir süre sonra derin bir nefes alarak koltuğa oturdum.

lonely hearts club || brooklyn beckhamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin